Molla'nın idam edilmesinden sonra ölü sayısı 20'ye yükseldi

Bangladeş'te, Cemaat-i İslami Genel Sekreter Yadımcısı Abdülkadir Molla'nın idam edilmesinin ardından dün ve bugün meydana gelen şiddet olaylarında en az 20 kişi öldü. Molla'nın idam edilmesine karşı çıkan Cemaat-İslami mensupları ve polis arasında bugün çıkan çatışmalarda 13 kişi yaşamını yitirdi. Ölenlerden 8'inin Bangladeş İslami Çatro Şibir Öğrenci Hareketi'nden olduğu belirtildi. nbsp;
Çatışmalarda dün de 7 kişi yaşamını yitirmişti.
Ülke genelinde düzenlenen Molla'nın idamını protestolarda, dün ve bugün, 10'u başkent Dakka'da olmak üzere 120'den fazla araç ateşe verildi. Çatışmalar polisin, yarın ülke genelinde düzenlenecek genel greve destek veren Cemaat-i İslami ve Bangladeş İslami Çatro Şibir Öğrenci Hareketi'nden göstericilerin üzerine ateş açmasından sonra patlak verdi.
Paramiliter, "Bangladeş Piyadeleri" adlı sınırmuhafızlarının şiddet olaylarını engellemek için bölgeye konuşlandırıldığı bildirildi. Öte yandan, Cemaat-i İslami'nin ülkenin güneyindeki Lakshmipur bölgesi Başkan Yardımcısı Dr. Feyiz Ahmet'in, dün evinin çatısından itilerek öldürüldüğü iddia ediliyor. Ahmet'in eşi, özel harekat ekiplerinin (RAB), dün gece yarısı eve zorla girerek, eşini çatıya çıkardıklarını ve oradan ittiklerini ileri sürdü. Bazı yerel hastane kaynakları ise Ahmet'in cesedinin kimliği belirlenemeyen kişilerce gece bir araçla hastaneye getirildiğini belirtti. Bangladeş'in 1971'de Pakistan'a karşı verdiği bağımsızlık mücadelesi sırasında işlenen suçların araştırılması için Bangladeş hükümeti tarafından kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanan Molla'ya verilen ömür boyu hapis cezası, temyiz mahkemesinde idama çevrilmişti. Bangladeş'in İslami değerleri savunan en büyük partisi olan Cemaat-i İslami'nin genel sekreter yardımcılığını yürüten Molla, suçlamaları reddetmiş ve hükümetin yargı kurumu aracılığıyla muhalifleri sindirmeye çalıştığını vurgulamıştı. Muhalefetteki Cemaat-i İslami, hükümetin gelecek yıl yapılacak seçimler için yargıyı siyasete alet ettiğini, toplumsal ayrışmaya neden olduğunu ve yargılamanın uluslararası hukuk standartlarına hiçbir şekilde uygun olmadığına dikkati çekiyor.