Ertuğrul Sağlam, 'Görev yaptığım her kulübe rahatlıkla dönerim'

Sağlam, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Uluslararası Ticaret ve Finans Kulübünce Sabri Bektöre Konferans Salonu'nda düzenlenen söyleşide, antrenörlük kariyerine 35 yaşında iken Samsunspor Kulübünde başladığını söyledi.
Oyunculuk ve antrenörlük hayatında, futbolun sadece sahada 11 kişinin koşup gol atmaya çalıştığı, 3 puan alınan, maç ve kupalar kazanılan, şampiyonluklar elde edilen bir olgu olmadığını göstermeye gayret ettiğini belirten Sağlam, bu sporda farklı değerleri de ön plana çıkarmaya çabaladığını anlattı. Toplumun değer yargılarını incitmeden fair-play anlayışıyla işini yapmaya çalıştığını dile getiren Sağlam, şöyle devam etti: "Futbolculuk döneminde yapmaya çalıştığımız bu değerleri yeniden ön plana çıkarıp taraftarlarımıza, bizi izleyenlere aktarmaya çalıştık. Türk futboluna altın harflerle yazılan Bursaspor'un şampiyonluğunda, onca tempoya rağmen 'fair-play' şampiyonu da olmayı başarabildik, baskı ve stres altında da bu işin yapılabileceğini gösterdik. Öğrencilerden de bunu istiyoruz. Birçoğunuz bir takım tutuyorsunuz ve o takımın taraftarı olarak onu destekliyorsunuz. Günümüzde, özellikle futbolda ihtiyacımız olan barış ortamının, birbirine karşı saygı, hoşgörü ortamının oluşmasında size çok ihtiyacımız olacak." Daha sonra bir öğrenci, Sağlam'a, "Beşiktaş'ı çalıştırmayı yeniden düşünür müsünüz?" sorusunu yönetti.
Sağlam, futbolculuk ve antrenörlük yaşamında birçok kulübün yer aldığını ifade ederek, "Profesyonel ligde bir gün ayrılmak oluyor. Eski kulübümüze tekrar güzel bir şekilde dönebilmenin kapılarını açık bırakarak ayrılmak, çok güzel bir şey. Çalıştığım hiçbir kulüple alakalı geri dönebilme endişem yok. Hayat bize ne getirir bilmiyorum ama bugüne kadar görev yaptığım her kulübe çok rahatlıkla dönerim ve döndüğüm zaman da o kulüpteki insanlar beni çok rahat bir şekilde kabul eder" ifadesini kullandı. Bir öğrencinin, "Sahalarda fair-play ruhunu artık göremiyoruz" görüşünü iletmesi üzerine Sağlam, Türkiye'de kazanma baskısının, spora ait birçok değeri ve güzelliği ortadan kaldırdığını savundu.
İnsanların, tuttukları takımın aldığı sonuçlarla kendisine toplumda statü belirler hale geldiğini söyleyen Sağlam, şunları kaydetti: "Kazanan takımın taraftarına bir bakıyorsunuz, ertesi gün okula gidiyor, iş yerine gidiyor; kral gibi, oranın sahibi gibi. Kaybedene bakıyorsunuz, bunu oğlumdan biliyorum, Beşiktaş'ta, Bursa'da ve şimdi de Eskişehir'de yaşıyorum, maç kaybettiğimiz zaman evde sorun çıkıyor. Hanım beni arıyor, diyor ki 'Oğlumuzla bir konuş. Yarın okula gitmeyecekmiş.' Olmayan şeyler değil. Adam maç kaybediyor, ertesi gün işe gitmiyor, 'İnsan içine nasıl çıkacağım?' diyor. İş bu hale geldi. Bu baskı, insanlara o kadar farklı şeyler yaptırıyor ki bundan kurtulmamız lazım. Oyuncularımıza da söylüyoruz. Sevincini, kaybedeni aşağılamayacak, rencide etmeyecek şekilde yaşayacak. Kaybeden de kaybetmenin dünyanın sonu olmadığını düşünerek geleceğe bakacak. Bunu bu şekilde kabul edersek o zaman bu baskıdan kurtuluruz. Baskıdan kurtulursak da futbolda 'fair-play' ruhu biraz daha üst seviyelere çıkar." Daha sonra AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kemalettin Conakar, Sağlam ile Eskişehirspor Kulübü Başkanı Mesut Hoşcan'a birer plaket hediye etti.