TÜPRAŞ baskını paralel operasyonu mu?

TÜPRAŞ baskını paralel operasyonu mu?

GÜNDEM Haberleri

Tüpraş'a baskın ile acaba Halkbank'a giden büyük operasyonun yolu mu açıldı?

Kafamda soru çok.Sorularıma cevaplar nedense hep yıllarca sonra geliyor. O nedenle erken zamanda "anlaşılma" sorunu yaşayabiliyorum.Örneğin silahlı derin yapılar tasfiye edilirken yerine nasıl bir derin yapı kuruluyor? Bu soruyu çok kişi ile ben de sordum. Farklı olarak ısrarla ülkelerin gelişmişlik düzeyiyle bağlantılı kurulan bu yapılar için Yunanistan, İtalya, İspanya örneğini gösterirdim.
Silahlı kontrol bitiyorken yerine daha güçlü bir kontrol sistemi kurulmalıydı. Örneklerimiz Güney Akdeniz ülkeleri yıllar önce silahlı kontrolden kurtulmuşlardı. Ve o ülkeler PARA üzerinden kontrole geçmişlerdi. Ve hepsi derin bir ekonomik kriz içerisindeydi.
Paralı kontrolün kilit noktaları nelerdir?: Üretimsiz bir ekonomi, borçlu bir halk kitlesi, sanayi yerine büyüyen bankacılık sektörü, yükselen finansallaşma ile kontrol edilen piyasalar, kuralsız borsalar, yabancı sermaye bağımlılığı ve yüksek finansal rantlar.
Üretimi zayıflayan ülkede devlet ve devletçiliğin büyümesi nasıl bir tezattır? Aslında tezat değil, ekonomik batışa giden yolun ta kendisidir. Sorumsuz ama güçlü bir devlet, bağımsız üst kurullar ve yargı. Ve sonrası;
Birkaç dolarla kontrol edilen siyaset.
Bugüne gelelim.
Mısır'da darbeye giden süreç Gezi'de Türkiye'de 40 polisin direnişi ile başarılamadı. Çevreci eylemi kastetmiyorum. Israrla Başbakanlık Ofisinin işgal girişimidir asıl amaç ve eylem diyorum. Ve 40 polis iki saat binlerce eylemci görünüşlü işgalciye direndi.
Bunlar bildiklerimiz.
Sonra operasyon başladı. Bir sabah ansızın terörist gibi iş adamalarının gizli yataklarından, yuvalarından toplandığını duyduk. Medya şebeleklerine verdikleri yemlere göre şaibeliler istifa edince her şey güzel olacaktı. Ki, istifaların açıklandığı gün ikinci operasyon ile büyük projeleri inşa edecek iş adamları içeri tıkılmak istendi.
Türkiye'nin yatırımlarının yüzde 25'i suçlanıyordu. Hedeflenen projeler Taksim Platformu istekleri ile bire bir uyumlaşmıştı.
Yıllarca beklenmiş ve her şey peş peşe planlanmış şekilde sürüyor görüntüsündeydi. Fakat bir ayrıntı vardı. Darbeler dahil hiçbir güç devrilen liderleri halkın gönlünden koparamıyordu.
Ekonomik kriz ile gidenler ise kökten gidiyordu. Yani tek yol kriz çıkartmaktı. Bu nedenle iş adamlarına ve piyasaya korku salınması kilit bir noktadır.
Bugüne kadar halkın tepki gösterdiği hiçbir güç ayakta kalamamıştı. Madem öyle halk neden Erdoğan'ın peşinde meydanları dolduruyordu? Yani kaybedecek olan aslında kesin belli.
Ama arada bir şeyler daha vardı. Mesela Borsa İstanbul ile NASDAQ arasında bağ kuruldu. Hem de bir buçuk yıldan uzun süredir süren gizli görüşmelerin ardından en karmaşık zamanda bu bağ kuruluyordu. Reuters'ın ekonomik verimizi bizim TUİK'ten 17 dakika önce yayınlayışı aklımıza gelince borsamızın bu bağlantısı ilginç geliyor.
Ama en önemli soru taa Hindistan'dan geldi. Gezi olaylarının ardından 4 ayda iki kez polis eşliğinde ani denetime uğrayan Tüpraş hakkında. Online Asia Times Gazetesindeki makalede Hintli profesör, Çin'in yerel para ile İran'la ticaretini sürdürebildiğini yazıyordu. Hindistan'ın bu gücü olmadığı için Türkiye'den yasal yollarla Halkbank üzerinden bu ticareti yaptıklarını anlatıyordu. Ve "Halkbank Tüpraş'ın en büyük mali aracısıydı" diyor.
O zaman insan ister istemez soruyor: Tüpraş'a baskın ile acaba Halkbank'a giden büyük operasyonun yolu mu açıldı?



İbrahim Kahveci/TÜRKİYE GAZETESİ

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...