Kuraklık tehlikesi ne boyutta?

Kuraklık tehlikesi ne boyutta?

YAŞAM Haberleri

Prof. Orhan Şen'e göre; Türkiye son 100 yılın en kurak dönemini yaşıyor. Barajlardaki doluluk oranı azaldı. Göller kurumaya başladı.

Ülkemizin özellikle iç ve batı bölgeleri bu yıl yağışa hasret kaldı. Hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Düşük yağışın rekolteyi düşürmesi, dolayısıyla tarım ürünlerini olumsuz etkilemesi bekleniyor. Kış turizminde de durum farklı değil. Ocak ayında olmamıza rağmen yeterli yağış düşmeyince, bazı kayak merkezlerine kamyonlarla kar taşınmaya başlandı, bazıları da halen sezonu açamadı. İç Anadolu ve Güney illerimizde köylüler hemen hemen her gün yağmur duasında. Kuraklık tehlikesinin gözle en görülür olduğu yerler ise barajlar ve göller. Bazı göller daha şimdiden kuruyarak çoraklaştı, bazı nehirlerdeki su debisi düştü. İstanbul da dahil olmak üzere, birçok şehrimizde barajlar SOS vermeye başladı. Peki yağışların azlığı neden kaynaklanıyor? Çiftçiyi ve tüketicileri bu yıl ne bekliyor? İşte yetkililerin ve uzmanların yorumları...

METEOROLOJİ UZMANI nbsp;
KÜRŞAT ATALAR:
Her yerde yağış azlığı var
Geçmişe yönelik karşılaştırma yaparsak beklenen yağışları alamadık. Yüksek basınç nedeni ile yağış yeteri derecede yok. Yurdun büyük bölümünde yağış yok. Bu durum önümüzdeki haftada değişmeyecek. Kuzey ve iç kesimlerde bu hafta yağış beklenmiyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bu hafta yer yer yağış olacak. Bu yağışların hızlı ve kısa süreli olacağı tahmin ediliyor. Bu ayın 20'sine kadar Türkiye genelinde çok az yağış var. Kuraklık değil ama bir yağış azlığı olduğu ortada. Kış ayına göre çok az. Perşembeyi cumaya bağlayan gece İstanbul yağışlı havanın etkisi altına girecek. Şiddetli rüzgar bekleniyor. Ama yağışlar çok kısa sürecek. Ankara'da ise bu hafta hiç yağış beklenmiyor.


İTÜ ÖĞRETİM ÜYESİ nbsp;
PROF. DR. ORHAN ŞEN:
100 yılın en kurak dönemi
Küresel ısınma iklimi değiştirdi. Bunlardan biri de kuraklık. Yağışlar azaldı. Aslında bu azalma kuraklığı çok temsil etmiyor. Yağışın şiddeti arttı. Kısa süreli yağışları alıyoruz. Bu da sel baskınlarına neden oluyor. Bu sular barajlara gitmiyor. Toprak da çekemiyor bu suları. Türkiye İrlanda üzerinden gelen yağışları alıyordu. Ama yüksek basınç nedeni ile bu yıl oradan gelen yağışları alamadık. Barajlardaki doluluk oranı azaldı. Geçen yıla oranla kurak bir Ocak ayı geçiriyoruz. Mayıs ayına kadar yeterli yağış alamazsak yaz ayında kuraklık tehlikesi başlar. Anadolu'daki tarımsal kuraklık nedeni ile tarım rekoltesi bu yıl düşük olacaktır. Son yüz yılın en kurak dönemini yağışıyoruz.

ORMAN VE nbsp;SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU: nbsp;
Su sıkıntısı çözülecek
Ağva'da Osmangazi ve Sungurlu Barajı adı altında 2 baraj yapacağız. Melen'den şu an su veriyoruz. Yeşilçay sistemini de biz açtık, su verilmeye devam ediyor. Hatta Melen'i sadece Asya yakasına değil, tarihte ilk defa Asya'dan Avrupa'ya boğaz altından geçen 5 bin 551 metre uzunluğunda bir iletim tüneli de yaptık. Melen suyu Kağıthane'ye kadar geliyor. Orada Asya ve Avrupa yakası olmak üzere bütün İstanbul'a dağıtılıyor. Yeşilçay suyu ve Istırancalar'daki su İstanbul'a akıyor. Vatandaşımız telaş etmesin, biz gereğini yaparız. İstanbul'da 3 baraj yapılınca, 2071 yılına kadar su problemi olmayacağını Allah'ın izniyle garanti ederiz.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHDİ EKER: nbsp;
Tarımsal kuraklık yok
Şu an tarımsal kuraklık söz konusu değil ama endişe taşıyoruz. Bizim için yani tarımcılar için tarımsal kuraklık önemli. Tarımsal kuraklık şu, bitkinin suya ihtiyaç hissettiği 3 dönem var. Bunlar tohumu toprağa attığınız an, bitki büyüyeceği zaman gövdesinin gelişmesi için, bir de ürün vereceği zaman bir dönemdir. Buna tarımsal kuraklık diyoruz. Şu an itibariyle tarımsal kuraklık söz konusu değil. Bugün Türkiye'de tarımsal kuraklık var diyemiyoruz. Ama meteorolojik kuraklık var. Bir yıl içinde uzun yıllar ortalamasıyla mukayese edildiğinde yağan yağmur miktarı daha az. Şu an için yok ama endişe taşıyoruz. nbsp;


TÜRKİYE ZİRAATÇILAR DERNEĞİ BAŞKANI nbsp;
İBRAHİM YETKİN:
Çiftçi için alarm zilleri çalıyor
Hububatta alarm zilleri çalıyor. Ekmeklik buğday ihtiyacımız için bile önemli ölçüde ithalat yapmak zorunda kalabiliriz. Nitekim, tüm bölgelerden aldığımız bilgiler, özellikle buğdayda yeterince köklenme olmadığını, bitkinin tutunma sıkıntısı yaşadığını, sararmalar ve pörsümelerin başladığını göstermektedir. Bu durum devam ederse geçtiğimiz sonbaharda yapılan ekimden bir çok yerde yeterli sonuç alınamayacağını, bitkinin gelişme bozuklukları göstereceğini, hastalıklara açık hale geleceğini ve üretim düşerken kalitede de ciddi bir bozulma olacağını söyleyebiliriz. Bu durumda ümidimiz, önümüzdeki bir aylık dönemde yeterli yağışın gerçekleşmesidir. Bu gerçekleşmezse hidrolojik kuraklık ile de karşı karşıya kalabiliriz ki, bunun sonuçları çok daha büyük olur.

Oğuzhan Müezzino
oguzhan.muezzino@tg.com.tr
@oguzhanmuezzino

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...