Başbakan Erdoğan: Alt yazıda hakareti görünce aradım

Başbakan Erdoğan: Alt yazıda hakareti görünce aradım

GÜNDEM Haberleri

Başbakan Erdoğan, "Urla'daki villa, Sabah-atv satışı ve Fas'tan Habertürk'e telefon edildi mi" sorularına cevap verdi.

Başbakan Erdoğan, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, "Urla'daki villa, Sabah-atv satışı ve Fas'tan Habertürk'e telefon edildi mi" sorularına cevap verdi. Urla'daki konunun kendisiyle bir alakası olmadığını belirten Başbakan, sözkonusu arazinin bir aile dostuna ait 35 yıllık bir yer olduğunu belirterek, "Burası hazine arazisi değildir. Çamur at izi kalsın mantığı ile Başbakan lekelenmek isteniyor ama beni bununla lekeleyemezler" dedi. Fas'tan Habertürk'ü aradığını doğrulayan Erdoğan, "Başbakan'a hakaret içeren ifadeler vardı. Ben hatırlatmayı yaptım, onlar da alt yazıda geçen hakaretle ilgili gerekli uygulamayı yaptı" dedi. Sabah-atv satışında bir havuzun sözkonusu olmadını belirten Erdoğan, "Burası ile ilgili adımı atan firma sıradan bir firma değil. Kendi hisselerini bir akrabasına satıyor, ardından da gidip medya dünyasına giriyor. Atılan adımlar budur" diye konuştu.

Başbakanlık Merkez Bina'da, Türkiye-İspanya 5. Hükümetler Zirvesi'ne başkanlık eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve konuğu İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, zirvenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.İnternet düzenlemesi - Başbakan Erdoğan, İspanyol bir gazetecinin internet düzenlemesine ilişkin sorusu üzerine, iktidara geldiklerinde Türkiye'de internet kullanan kişi sayısının 20 bin olduğunu, bu sayının şu an 34 milyona ulaştığını vurguladı. "İnternete karşı olan bir iktidar herhalde kalkıp da bunu 20 binden 34 milyona çıkarmaz, 11 senede geldiğimiz yer burasıdır" diyen Başbakan Erdoğan, okullarda internet kullanımının yaygınlaştırıldığını, öğrencilere tablet bilgisayar dağıtımının da yoğun şekilde devam ettiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, internet düzenlemesiyle ailelerin, insanların, özel hayatı, mahremiyetine yönelik tedbirler oluşturulduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), eğer 5 günlük süre içinde böyle bir şeyin cevabını verecekse burada mahremiyet diye bir şey kesinlikle kalmaz. Burada 24 saatlik süre içerisinde TİB böyle bir duruma müdahale ediyor ama bu süreçte mahkeme hakkı mahfuzdur. Eğer mahkeme TİB'in aldığı kararı teyit ediyorsa o zaman bu devam eder, yok yürütmesini durdurursa o zaman burada problem kalmaz, yapılan düzenleme budur. Bunu tabii şu anda farklı yerlere çekiyorlar, bu süreç içerisinde maalesef çeşitli dinlemeler, ortam dinlemeleriyle devam eden süreçler, toplumdaki bütün aile hayatlarındaki mahremiyetlere varıncaya kadar ciddi tehdit.
Bundan da öte aslında bir paralel yapılanmanın devlet içerisinde oluşumuna internet ağının aracı olarak kullanılması, ister istemez böyle bir düzenlemeyi getirmeye bizleri zaten mecbur etmiştir. Hiçbir zaman internetin yayılmasında bizler engel olmadık, destek olduk o destek hala devam etmektedir. Şu anda bütün okullarımızda bu ağ var, kuruluyor. Bu hafta 100 bin tablet bilgisayarı okullarımıza dağıtacağız. Önümüzdeki birkaç hafta içerisinde 600 bini aşkın tablet bilgisayar okullarımıza dağıtılacak. Bütün bu okullarda internet ağı var. Bu ağ ile çocuklarımız, öğrencilerimiz dünyayla da ilişkilerini kurma imkanını bulacaklar. Böyle bir adımı atan iktidar 'internete karşıdır' suçuyla yargılanabilir mi? Sandıkta kendileri için gelecek göremeyenler kara propaganda yapıyorlar. Bu kara propagandanın bir neticesidir, başka bir şey değil."


Mavi Marmara saldırısı


Başbakan Erdoğan, Mavi Marmara gemisine saldırına ilişkin Türkiye'nin taleplerine yönelik İsrail ile yürütülen çalışmaların hangi aşamada olduğuna dair soru üzerine, konuyla ilgili olarak henüz görüşmelerde belli bir noktaya gelinmediğini belirtti. nbsp;


Konuyla ilgili ABD Başkanı Barack Obama'nın devreye girmesiyle İsrail'in sadece özür dilediğini ifade eden Erdoğan, tazminat konusundaki görüşmelerde belli bir aşamaya gelindiğini ama bunun nihai bir aşama olmadığını kaydetti. Nihai aşamanın bir protokole bağlanması gerektiğini, sözlerle bunun olmayacağını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:


"O ambargo kaldırılmadığı sürece bu da olmaz. Ambargonun kalkması lazım, bunun da yazılı bir protokole bağlanması lazım. Ben bu akşam bir Filistinli çocuğun önce ayağından vurularak sonra da elleri kelepçelenerek boğazından sarılmak suretiyle nasıl bir araca bindirildiğini gördüm. Bu bir çocuk. Tahminim 15-16 yaşlarında bir çocuk. Tablo bu şekilde devam ediyor. İyi niyet bir kayda girmesi lazım. Bir kayda bu girmedikten sonra burada kalkıp da biz buna 'evet' deme hakkına sahip değiliz. Marmara gemisinde yaşanan olaylarda kimsenin elinde bir tane silah yoktu ama silahlı İsrail askeri veya polisi, uluslararası kara sularında orada bu gemide insani yardım götürenlere, bunların hepsinin aktivist olduğunu kabul edin ama insani yardım götürüyorlar. Uluslararası kara sularında acımasızca silahlarını ateşliyorlar ve 9 tane vatandaşımızı şehit ediyorlar.


Bunlardan bir tanesi 19 yaşında Amerikan vatandaşı olan bir gencimizdi. Bu gencimizin çok çok yakın mesafeden gerek sırtından gerekse iki kaşının arasında, 5 mermi adli tıp raporuyla bunu söylüyorum: bunu şehit etmişlerdir. Amerikan vatandaşıdır, Amerika bu vatandaşıyla ilgili en ufak bir hak arayışına girmemiştir. Ben resimleriyle kendilerine bunları gösterdim, Sayın Obama'ya da gösterdim. Bütün bu olaylar dünyanın gözü önünde oldu. En ufak bir tepki yok. İsrail dediğiniz zaman akan sular duruyor. Hak sadece İsrail için mi var, İsrail dışında olanlar için hak yok mu? Kim olursa olsun, hangi insan zulme uğruyorsa o zulmün karşısında olmak ve mazlumun yanında yer almak özellikle biz siyasilerin birincil görevidir diye düşünüyorum. Herhangi bir protokole bağlanmadan böyle bir adımı atmak, normalleşmeyi beklemek mümkün değil. Protokole bağlanması lazım, ondan sonra gerekli olan adım atılır. Onu bu şekilde gerekli bu işi yürüten arkadaşlarımıza da söyledik."


"Müddei iddiasını ispatla mükelleftir"


Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin son günlerde kendisine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarına ilişkin sorusu üzerine, "Öncelikle iddia ediliyor ifadelerini bir kenara koy, 'iddia ediyoruz' de. Çünkü bu iddiaların hepsinin altında patronlarınız var. Bu iddiaların hepsinin altında dışa bağlı olduğunuz yer var. Bu dışa bağlı olduğunuz yer size nasıl komut ediyorsa ona göre hareket ediyorsunuz" diye konuştu. nbsp;


Kendisine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında konusu geçen Urla'daki olayla şahsının alakası olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:


"Hukukta bir kaide vardır. Bunu öğren. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Müddei kim? Mensubu olduğun medya organı. Önce bu gazete iddiasını ispatla mükelleftir. O söylenen yer 35 yıl önce inşa edilmiş olan bir yerdir. Bunun bir süreci vardır. Şu anda yargı sürecinde olan burayla ilgili şahsa niye yönelt da bunu gelip bana yöneltiyorsun. Bunu patronlarına sor önce. Şahsımla bunun zerre kadar alakası yok. Ben son 5 yıl içerisinde senede 3 - 5 gün gittiğim, ailece görüştüğüm, çok sevdiğim dostuna ait olan bir yerdir. Orası hazine arazisi değildir, onların kendi mülküdür. Bunu da bilmenizi isterim. Bunu da patronlarına söyle ama patronlarınız maalesef doğru konuşmamayı kendilerine meslek edindikleri için doğru konuşmamak üzere bütün vatandaşlarımızı, bu noktada bu ülkenin güvenilir insanlarına iftira at, tutmazsa iz bırakır anlayışıyla hareket ettikleri için burada da aynı süreci devam ettirmektedirler. Oranın sahipleri 35 yıldır oraya sahiptir. 35 yıl içerisinde orada yaptıkları onların evleridir, bir köydür. Birinci derece SİT, 3. derece SİT bunların hepsi yargı içerisinde devam eden bir süreçtir. Bununla ilgili başbakanı lekeleyemezsiniz. Buna ne gücünüz yeter, ne evraklarınız yeter. Hiçbir şey bununla ilgili şahsımla alakası yok."


"Fas'tan arama noktasında, evet aradım"


Başbakan Erdoğan, kendisine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilgili geçen kısımların sorulduğu soruyu da şöyle yanıtladı:


"Fas'tan arama noktasında, evet aradım. Bu çok açık, net, ortada. Sadece hatırlatmayı yaptım ve hatırlatmayı yaptığım şahıslar da kendi alt yazısıyla alakalı olarak bize yapılan hakaretlerle ilgili yurt dışında olan bir Başbakana karşı bu tür hakaretlerin yapıldığı bir konuşmayı kalkıp kendilerine söyledim. Kendileri de gerekli uygulamayı yaptılar. Yani ben bir gazetenin, sizin patronlarınıza yeri gelmiş bu tür hakaretleri yapıldığı zaman ya arkadaşlarım ya şahsım açıp hukukumuza da dayalı olarak bu tür hakaretler yapılıyor. Bak biz 'şu anda Fas'tayız' demişizdir. Bunu demek eğer yanlışsa onu bilemiyorum. Ama bu tür şeyleri de öğretmek durumundayız. Çünkü yapılan hakaretler sıradan hakaretler değildi."


Sabah gazetesi ve ATV'nin satışına ilişkin soru üzerine de Erdoğan, şunları kaydetti:


"Bir defa 'havuz' diye bir ifade kullanıyorsunuz. Bunu ben de çok merak ettim sordum. Bunu siz uyduruyorsunuz. Ne havuzu ya! Şu anda burayla ilgili bu adımı atan firma sıradan bir firma değil. Bu ortağı olduğu firma da hisselerini kalkıp kendi amcasına devrediyor, satıyor. Bunun yanında 3. havalimanıyla alakalı olarak oradaki hisselerini de bu sizin havuza girenler diye ki onlar havuza girip ıslananlardan değil, onu da bilin. Oraya da hisselerini satmak suretiyle medya dünyasına giriyor. Atılan adım budur. Bu havuz mu? Patronlarına bunu söyleyecek irade sende yok. Söylesen de zaten netice alamazsın. Bu ara çünkü tamamıyla iftira üzerine kurulu bir dünyayı kurdular. Zaten maşallah rüyalara da gayet güzel iltifat ediyorlar. Tweet'lerin iki katına artırılmasını söylüyorlar. İki katına artırılması için de fetvayı aldığınıza göre sen de tweet'leri artık iki katı falan uygulamaya devam et."


Kıbrıs konusu


Kıbrıs konusunda bugün başlayan sürecin gerçekten dünyada olumlu etkiler uyandırdığını belirten Başbakan Erdoğan, Güney ile Kuzey arasında ortak bir metin üzerinde anlaşma sağlandığını belirterek, "Temenni ederiz ki bu görüşmeler, belirlenen çerçeve istikametinde devam edip, burada artık bir nihayete ulaşırız ve böylece 10 yıllardır süre gelen bu sıkıntıyı da süratle aşmış oluruz" dedi.


Başbakan Erdoğan, "Biz, garantör bir ülke olarak, Türkiye olarak bu konuda desteği bir adım önde anlayışıyla vermeye devam edeceğiz" ifadelerini kullanarak, "Burada yine komşumuz garantör ülke Yunanistan'ın da aynı desteği vermek suretiyle bu süreci artık bir nihayete erdirelim istiyoruz" şeklinde konuştu.


"Ankara farklılığı yaşayacak"


Başbakan Erdoğan, "İspanya ile Gerek Marmaray'da birlikte attığımız adımlar söz konusu gerek İstanbul-Ankara ki bunun Eskişehir-Ankara etabında İspanyol girişimcilerin bulunmuş olması, Ankara-Konya etabında yine aynı şekilde İspanyol girişimcilerin bulunması, İspanya-Türkiye dayanışmasını çok açık, net ortaya koyuyor" dedi.


Ankara'nın Batıkent-Sincan arasındaki raylı sistemle metroyla bir farklılığı yaşayacağını belirten Başbakan Erdoğan, nbsp;"Test sürüşüne katıldım ve güzelliğini gördüm. Yarın test sürüşünden sonra uygulamalı sürece geçiyoruz" ifadelerini kullandı.
(haber merkezi - ajanslar)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...