Avrupa Birliği işsizlik problemini çözemiyor

Lehman Brothers'ın çöküşüyle başlayan ve bütün dünyayı etkileyen küresel krizin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen, Avrupa ülkelerinde yüksek işsizlik hâlâ büyük problem olmaya devam ediyor. Avrupa ülkelerinin yeni istihdam oluşturmakta yaşadığı sıkıntı, özellikle "genç işsizlik" konusunda risklerin artması, bölge ülkelerinin en önemli gündem maddelerinden oldu. Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) verilerine göre, 2014 yılı ocak ayında 28 üyeli Avrupa Birliği'nde 26 milyon 231 bin işsiz bulunuyor. Bunların 19 milyon 175 bini ise 18 üyeli Euro Bölgesi'nde yer alıyor. 2013 yılı aralık ayı ile bu yılın ocak ayı karşılaştırıldığında, işsiz sayısı AB'de ve Euro Bölgesi'nde 17 bin arttı. AB'ye üye ülkeler arasında en düşük işsizlik oranı yüzde 4.9'la Avusturya'da kaydedildi. Bu ülkeyi yüzde 5 ile Almanya, yüzde 6.1 ile Lüksemburg izledi. En fazla işsizlik oranı ise yüzde 28'lik oranla Yunanistan'da kaydedildi. Yunanistan'ın ardından yüzde 25.8'lik oranla Avrupa'nın önemli ülkelerinden İspanya geliyor.
Avrupa'da işsizlik trendi inişli çıkışlı bir grafik sergiliyor ve en çok gençleri etkiliyor. AB'de 2001 yılının ilk çeyreğinde işsizlerin sayısı 19 milyona çıktı, işsizlik oranı yüzde 8.5 oldu. 2004'ün sonunda ise mevcut iş arayanların sayısı 21.3 milyona ulaştı, işsizlik oranı da yüzde 9.2 oldu. İşsiz sayısında 2005'te başlayan düşüş trendi, 2008 yılının ilk çeyreğine kadar devam etti. Fakat, ekonomik krizlerin baş göstermesiyle işsizlik tekrar yükselme eğilimine girdi. 2008 yılının 2. çeyreği ve 2010 yılının ortalarında işsizlik oranı yüzde 9.7 olarak kaydedildi. 2012 yılının sonuna gelindiğinde işsizlik, yaklaşık 27 milyon kişiyle rekor seviyeye ulaştı. Böylece işsizlik oranı da Avrupa'da yüzde 10.7'ye tırmandı. 2012 sonunda Euro Bölgesi'nde işsizlik oranı ise yüzde 11.8'lik oranla tarihin en yüksek seviyesine ulaştı.


Avrupa'yı kayıp 10 yıl bekliyor!
Yatırım bankaları Barclays, Morgan Stanley ve JP Morgan; Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) Euro Bölgesi'ni kayıp bir 10 yıla sürükleyeceği uyarısında bulundu. Bankaların ekonomistleri, ECB'nin kıtada deflasyon riski görmemesini, Japonya Merkez Bankası'nın 1998'deki değerlendirmelerine benzetti. Japonya o yıl deflasyon sebebiyle büyük bir ekonomik kriz yaşamıştı. Ekonomistlere göre, Euro Bölgesi'nde eski Japonya'yı andıran başka ekonomik göstergeler de mevcut. Bu faktörler; şoklar sonrası zayıf büyüme, bankaların kredi vermekten çekinmesi, kurda değerlenme ve para politikasında tartışmaya açık duruş olarak sıralandı...