Topbaş, "Berkin Elvan dram yaşattı"

/ Kaynak: İHA
Topbaş, "Berkin Elvan dram yaşattı"

GÜNDEM Haberleri  / İHA

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, "Berkin Elvan çocuk yaşta, sevenlerine, ailesine ve bütün insanlığa bir dram yaşattı" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, TGRT Haber'de Ankara'nın Gündemi programına konuk oldu. Topbaş, TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sunuculuğunu yaptığı programda önemli açıklamalarda bulundu. Programın ilk bölümünde, İstanbul'daki Gezi Parkı eylemleri sırasında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Berkin Elvan ile ilgili açıklamalarda bulunan Topbaş, "Berkin Elvan çocuk yaşta, sevenlerine, ailesine ve bütün insanlığa bir dram yaşattı. Bunlar kabul edilemez şeyler. Her şeyden önce insan hayatı kutsaldır. Yaşam hakkı, insanların doğuştan var olan haklarının başında geliyor. İnsanların demokratik haklarını kullanırken, bir takım taleplerde bulunurken, bu olayların gelişerek insan hayatını kastedecek boyuta gelmemesi gerekiyor. Vatandaşların, yurttaşların demokratik haklarını demokratik usuller içerisinde kullanması gerekiyor. Hele İstanbul gibi modern bir şehirde, dünyanın farklı bir gözle baktığı, gerçek anlamda bir barış şehri dediğimiz, farklı kültür ve inançlardaki insanların yüzyıllarca barış içerisinde yaşadığı bir kentte, bu kent dokusuna uygun bireyler arasında ilişkiler gelişmesi lazım. Ama maalesef çok acı bir sonuç. Tabi yüz binler kendini ifade etmek ve bu konudaki hassasiyetlerini haykırmak istedi. Bu gayet normal. Berkin, toprağa verildi, rahmet diliyorum. Ailesine, sevenlerine, okul arkadaşlarına başsağlığı diliyorum. Böyle bir hayatın bu şekilde son bulması gerçekten acı bir hadise. Burada hassas davranılması, buradan dersler çıkarılması gerekiyor. 21. Yüzyılda, modern bir şehirde bu eylemlerin ya da bu müdahale tarzının insan hayatına kast edecek şekilde olmaması gerekiyor" ifadelerinde bulundu. nbsp;
"DEMOKRATİK REJİMLERDE YÖNETİCİLERİ HALK SEÇER" nbsp;
Yaşanan olaylar nedeniyle, yerel seçimlerin konuşulamadığını belirten Topbaş, "Bütün insanlar, insanoğlu tarihinden bugüne kadar, yerleşim ve yönetişim evrelerinden geçtiler. Ve ileri demokrasilere doğru geldiler. Hatta bizim Avrupa Birliği'ne girmek istememizin nedenleri arasında oradaki farklı edinimleri ülkemize taşımak amacı var. Biz, demokratik rejimle yaşamak isteyen, böyle bir yönetim tarzını benimsemiş bir topluluğuz. Fakat demokratikleşmede daha mesafe almak zorundayız. Tabi ki demokratik rejimlerde yöneticileri halk seçer. Siyasi partiler kendilerini takdim eder. Halk, yapılan işlere, hizmetlere bakar, beklentilerinin ne kadar karşılandığını değerlendirir ve bir dahaki seçim geldiğinde değiştirir ya da değiştirmez. Bugünkü seçimler, yerel yönetimler seçimi olduğu halde bunu konuşamaz duruma geldik" diye konuştu. nbsp;
"İNSAN KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKAR MI" nbsp;
Göreve geldiği günden beri İstanbul'da önemli hizmetlerde bulunduğunu belirten Topbaş, bazı projelerin risk barındırmasının normal olduğunu ifade etti. Gezi Parkı olaylarının başladığı günlerde hastalığından dolayı evden çıkmasının yasak olduğunu kaydeden Topbaş, şöyle konuştu: nbsp;
"Biz, belediye olarak bu şehre hizmet etmek, insana hizmet etmek, bu kentin yaşam alanlarını kaliteli hale getirmek ve insanları geleceğe taşımak adına çalışıyoruz. 10 yıldan beri görevdeyim ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak çok ciddi yatırımlar yaptık. Bir değerlendirme yaptık, tam 2 bin 192 projeyi hayata geçirmişiz. Bunların her birini bir takım riskler taşıyarak yapıyoruz. Edirnekapı-Sultançiftliği tramvay hattı yapılırken bir vinç devrildi. Bu tesadüfen okuldan çıkan öğrencilerin bir tanesinin hayatına mal oldu. 'Bunu yapmasaydınız, tramvay olmasaydı, metro yapmasaydınız, vapurları iskeleleri yapmasaydınız, yolları yapmasaydınız' diyemezsiniz. Avcılar'da metrobüs hattı yapılarken, mevcut üstgeçitlerden biri sökülürken bir operatör hayatını kaybetti. Yani İstanbul bir metropol, devasa bir şehir. O olmasaydı bu olmasaydı diye tartışabilirsiniz. Bizim ilk etapta yapmak istediğimiz trafiği yer altına alma çalışması. Bunu ilgili STK'lara anlatmışız, üzerinde tartışmışız, Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'na götürmüşüz. Kurul, 3 noktadan sadece burasını uygun görmüş. Kasım ayında inşaatına başlamışız ve devam ediyor. Mayıs ayında 2 metrelik bir genişleme için Gezi Parkı'nı bir miktar almak gerekmiş. Daha önce Cumhuriyet Caddesi başında bulunan 40-50 santim çapındaki çınar ağaçlarını budamışız, vinçlerle kaldırıp köklerini sarmışız, başka bir yere götürmüşüz ve bu ağaçlar şuanda yeşerdi. Bu işlemde hiç kimse ağaçlarla ilgili bir şey söylemiyor. Ama biliniyor ki, Gezi Parkı'nın ucuna girilecek. 'Gezi Parkı'nda Topçu Kışlası yapılmasın' diyenler var. Bu başka bir şey, bu tartışılabilir, görüşülebilir. Ama bu noktaya gelindiği zaman çevre ve yeşil hassasiyeti üzerinde bir fikir oluşturulmaya başlandı. Akabinde bin civarında insan ile görüştüm. Yüzde 95'i, 'Biz ilk etapta ağaçlar sökülüyor, Topçu Kışlası'nın inşaatı başladı' diye geldik diyor. Öyle bir algı ile geldik diyorlar. Kamuoyu yoklaması yapıldı, buraya hangi amaçla geldiniz diye, yüzde 2 buçuk ağaç ile ilgili, diğerleri farklı amaçlarla gelmiş. Biz kent yöneticileri olarak, bir taraftan halka hizmet edip, diğer taraftan bir yerleri yok etmek gibi bir derdimiz olmaz. Neticede seçimle geliyoruz, insanlar bunu değerlendirir. 'İnsan kendi ayağına kurşun sıkar mı' derler, biz kendimizi niye böyle bir sıkıntıya sokalım. Ben çocukluğumda, Taksim'e çıkan, Tarlabaşı'na gelen yolun 2 şerit olduğunu biliyorum. Sayın Dalan döneminde bir alan komple kaldırıldı ve bu yol genişletildi. Şimdi bu yol genişletilirken, oradan bir şey düşüp de bir insanın hayatına mal olduğu zaman, 'Sebep sizsiniz' denemez. Yani bunlar siyasi beklentilere malzeme yapılamaz. Bu, bu kadar ucuz bir siyaset malzemesi olmamalı. Bu kadar ucuz siyasetin olduğu ülkeler, demokrasinin henüz eşiğinde sayılırlar. İl etapta benim rahatsızlığım olmasaydı, oraya giderdim 'durun bir dakika' deyip durumu anlatırdım ve belki bu kadar bir panikleme ortamı olmazdı." nbsp;



GÜNDEM
Kaynak: İHA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...