Hayko Cepkin: Ben değil, etrafımdakiler sıradışı

Görseliyle bir çizgi romandan çıkmışçasına fantastik, muhabbettiyle çok yakın bir arkadaşçasına bizden ve bu dünyadan biri o. Kendi ismiyle oluşmuş bir hayran kitlesine sahip olabilecek kadar da başarılı bir müzisyen ki, ''Haykocu'' diye bir müziksever grubu Türk Rock Müziğine kazandırdı. Hatta öyle ki yaptığı müziği popçusu, rockçusu, arabeskçisi demeden her tür dinleyiciye sevdirebildi. Hayko'nun karşısına, o güçlü görsel şovlarının başarısının altında yatan sırdan, İstanbul'dan adeta kaçışı andıran gidişine ve müzikal anlamda merak edilen sorulara kadar geniş bir yelpazede sorularımızla çıktık. Hayko'da o her zamanki samimiyetiyle, kısa ve net yanıtlarını bizlerden esirgemedi.


*'Rock âlemin en sağlam sahne şovlarına sahip adamı' deniyor senin için, ne düşünüyorsunuz?


- Özel bir şey düşünmüyorum. Ben hayalim olanları müzik ve görsel ile birleştirerek gerçekleştiriyorum. Takdir gördükçe de daha bir hırslanıyorum.


*Sahne şovlarının bu kadar başarılı olmasını neye bağlıyorsunuz?


- Konser öncesi oluşturduğumuz hikayeye, gerek teknik, gerek görsel, gerek ışık ya da kılık kıyafet bütünlüğü içinde, profesyonel bir ekip çalışması ile hazırlanıyoruz. Sahne şovlarım bu çalışmaların sonucunda başarıya ulaşıyor. Yani temelinde özenli çalışmaların olduğu bir iş olduğu için ardından başarı geliyor.


*Seninle ilgili sosyal medyada söylenenlerden birisi de 'elektronik muzik kavramini olaganustu sindirmis bir insan'. bu konuda neler söylemek istersin?


- Farklı müzik türlerinin eğitiminin yanı sıra dinlediğim ve yıllarca eşlik ettiğim müzik türlerini birleştirmem sonucu bu konsepti oluşturabilirim.


*Şu müzisyenler benim rakibim olabilir dediğin isimler var mı?


- Eğitimli ve üretebilen herkes rakibim olabilir. Gurur duyarım.






Peki, sen kimleri dinliyorsun?


-Zevkim doğrultusunda pop ve popülist yaklaşımlı müzikler dışında her melodiye kulak kabartırım.


*'Asla şu türde şarkılar yapmam' dediğin türler var mı?


- Pop türünde bir şarkı yapmam. Zaten pop kökenli bir müziğin içinde bulunmayı ruhum kabul etmez.


*Seni her kesimden insan, hatta başka müzik türlerinin dinleyicisi olan müzikseverler de seviyor, bunu neye bağlıyorsun?


- Dinleyici ile olan muhabbetimize bağlıyorum. Müziğimi sunum şeklim, idealizmimden tavizsiz duruşumun ve istikrarlı gidişimin de payı var tabii ki.Bir de katıldığım programlardaki doğal ve samimi muhabbetim eklenince güçlü miktarda takdir beraberinde geliyor.


*Şarkılarının altyapıları oldukça sert ama şarkılarını söylerken o ince nağmeyi de duymak mümkün, biraz bundan da bahsedebilir miyiz?


-İçimde birikmiş tüm melodilerin dışa vurumu aslında her şey. İçimde var olmayan hiçbir şeyi katmadım müziğime. Bu sebeple 6 farklı türün birleşimi bir omurgalı melodi gibi duyuluyor şarkılarım ve yapmacık da durmuyor.


*Müzikle ilgili gerçekleştirmek istediğin bir hayalin var mı?


- Müzikle ilgili yapmayı hayal ettiğim, yapmak istediğim her şeyi gerçekleştirdiğime inanıyorum. Tek duam bu yeteneğimi finale kadar taşıyabilmek. Bu yeteneği yitirmemek.


*Seni doğa sporlarına yönlendiren şey nedir?


- Beni doğa sporlarına yönlendiren şey bir ihtiyaç ve o da; kafa dinleyebilmek. Hem kendimden hem de her şeyden uzaklaşabilmek.


*Dinleyicilerin zamanla kemik bir kitleyi oluşturdu ve 'haykocu olmak' gibi bir kavram ortaya çıktı, sence bu hayranlığı bu seviyeye neler getirdi?


- Bana olan sevgiyi ve sempatiyi bu noktalara kadar getiren şey, dinleyenlerin beni, abileri, kardeşleri, biraderleri, evlatları gibi hissetmeleri. Tarzım ve duruşum her ne kadar aykırı da olsa aykırı da gözükse, onlar böyle gördü ve böyle hissettiler.






*Sıra dışı olmayı seviyor musun?


- Ben bana çok normal geliyorum. Etrafta pek çok normal gözüken kişi, bana göre benden daha sıra dışı bence.


*'Düet yapsam ne iyi olur' dediğin birileri oldu mu?


-Hayır, hiç böyle bir hedefim olmadı.


*Kargaları çok sevdiğini biliyoruz, onları neden bu kadar çok seviyorsun?


- Evet kargaları seviyorum, hatta karga dövmem var. Kargaları bu kadar çok sevme nedenim, onların fazlasıyla akıllı ve tarihen de ruhani bir geçmişlerinin olması.


*İstanbul'da yaşamayı tercih etmiyorsun neden? Geri dönüp İstanbul'a yeniden yerleşme ihtimalin var mı?


- Evet, İstanbul'da yaşamıyorum artık çünkü, Istanbul eskiden farklı olarak 3 günlüğüne gelip özlem giderip 4. gün nefret edip, bünyenize fazla geldiğini hissedebileceğiniz bir karmaşa metropolü. İstanbul'a dönüp, yeniden bu kentte yaşamaya yönelik bir düşüncemse şimdilik yok.