Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Kocaali Maden Deresi keşfedilmeyi bekliyor!

Kocaali Maden Deresi keşfedilmeyi bekliyor!

GÜNDEM Haberleri

Sizler için Kocaali'deki maden Deresini ziyaret ettik, sizin için görüntüledik. Maden deresi hemen Akpınar köyü hudutlarında…

Sizler için Kocaali'deki maden Deresini ziyaret ettik, sizin için görüntüledik. Maden deresi hemen Akpınar köyü hudutlarında…
Soner kardeşimiz alabalıkları bizzat tutuyor, götürüp ustaya teslim ediyor. nbsp;
Ustamız işinin erbabı. Balıkları kesip yıkayarak başlıyor. Artanlar Karabaşın hakkı. Zaten hissetti, başımızı bekliyor. nbsp;
Bizimki uzun uzun nbsp;yemek tarifi yapan programlardan değil, nbsp;hoş şimdi domates doğranıyor, mantar biber soteleniyor demenin de mantığı yok, her şey görülüyor nasıl olsa.
Arife tarif gerekmez yapılanlar ortada.
Kamelya altında yediğimiz balıklar nbsp;tam puanı hakkediyor. Kesinlikle on numara!
Bizim kanaatimiz müspet, uzman gurme olarak Karabaşa tattırıyoruz. O da çok beğeniyor. nbsp;
Maden deresi adı üzerinde madenler arasında akıyor. Nereye eşeleseniz kurşun, boraks, çinko, gümüş çıkıyor. Burayı zamanında hükümetten imtiyaz kapan Fransızlar işletiyormuş. Ecnebi firma Karadenizli Rumları da çağırıp almış yanına.
Madeni ayrıştırmak için bol suya ihtiyaç duymuşlar. Havali sudan yana zengin, şelaleden itibaren bir ark açmış suyu yer yer tünellerle akıtıp düze indirmeyi başarmışlar. O zaman bu mesire alanında çökeltme havuzları bulunuyormuş boydan boya. nbsp;
Efendim bu maden uzun yıllar faaliyet gösteriyor. Elin Fransızı metalini alıp gidiyor isini pisini cürufunu bize bırakıyor. Hiç yoktan su ve toprağımız kirleniyor, ağır metaller denize karışıyor
Kaldı ki yerli halka da bir hayrı olmuyor. Biteviye dağı eşeliyor, tabiatı tahrip ediliyor. nbsp;
Halbuki burası bulunacak bir yer değil, asıl maden "turizm" ama anlamak zaman alıyor. nbsp;
Neticede ruhsatları iptal ediliyor ve yabancılar havaliyi terk edip gidiyor. nbsp;
Mıntıkanın toprağı koyu mu koyu, bu da maden olduğunu gösteriyor. nbsp;
Her ne kadar saçı dökülenler "Maden olan dağda ot bitmez aslanım" deseler de dağlar yemyeşil, bizi gümrah bir orman karşılıyor. nbsp;
Yer yer termal sular var, bunlar şifalı olabilir mi? Öyle olduğu iddia ediliyor. nbsp;
Havuzlara uzun zamandır giren çıkan olmadığı için yeşillenmiş. Ama bizden kaçmaz nbsp;yüzümüzü gözümüzü yıkıyoruz, bakalım cildimiz ne zaman güzelleşecek, pamuk prensesinki gibi olacak mı acaba. nbsp;
Seyahatimiz kayın, kestane, ıhlamur, kızılağaç ve çınar ağaçları arasında devam ediyor. Çalılıklar yola sarmış üstünüze başınıza takılıyor. Ahmet kardeşimiz amatör botanikçidir, sağ olsun bizi bilgi ve birikiminden mahrum bırakmıyor. nbsp;
Temiz hava bol güneş… Biz metropol mahkumları bu kadar oksijeni bir arada görmedik, ciğerlerimiz bayram ediyor. nbsp;
Efendim Maden deresi Çam Dağının nbsp;Abaza denilen mıntıkasından gün yüzüne çıkıyor. Oralarda Kabalak suyu diye anılıyor. nbsp;Bilahare sağdan soldan karışan kardeşleri ile birleşip güçleniyor. Zikrolunan derenin Alabalıktan yana zengin olduğu söyleniyor ama bizi sadece kurbağalar karşılıyor. nbsp;
Uğul uğul akan suyu takip ediyoruz, zaman zaman patika bitiyor. Tünelleri kullanıp ilerliyoruz. nbsp;Karanlık deliklerde bir zamanlar hayli yarasa varmış, insanlar yol edince ayrılmak zorunda kalıyorlar. nbsp;
Şelaleye "az kaldı, az kaldı" deniyor ama yol zorlu bacaklarımız kopuyor.
Bari gittiğimize değse. Ya ufak tefek bir şey çıkarsa karşımıza?
Değiyor be. Şelale beklediğimizden de büyük . İnsana aczini hatırlatıyor. nbsp;
Ve dönüşe geçiyoruz. Aynı patikaları adımlamanın manası yok, bir başka yolu seçiyoruz bu defa. nbsp;
Soner kardeşimiz "bunu siz istediniz" diyor "pişman olmazsınız inşaallah!"
Bu defa dere yatağını kullanıyoruz. Önce nbsp;yalınayak yürümeyi deniyoruz ama nbsp;taşlar tabanımızı kesiyor, ayakkabıyı feda etmek mecburiyetindeyiz, şimdiden ağzı yüzü kaydı bile, amaaan sende paralanacak papuç ayakta durmaz nasıl olsa.. nbsp;
Sığ suları iyi kötü geçiyoruz ama bazen su belimize kadar yükseliyor.
Kayalardan üstümüze sicim sicim nbsp;sular akıyor. nbsp;
Eee ne demişler demirden korkan trene binmez. O ki ıslandık keyfini çıkaralım.
Ve tekrar mesire alanına ulaşıyoruz. Ayağımız yola bastı ya gerisi kolay.
Burası yerlilerin iyi bildiği bir mesire alanı ama şehir dışında pek tanınmıyor. Halbuki konaklama imkanı var, ahşap bungalovlar misafirlere deliksiz bir uyku vaad ediyor.

##tgvideo##


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...