Davutoğlu: 'Millette temeli olmayanın çatıda adayı olabilir mi?'

/ Kaynak: AA
Davutoğlu: 'Millette temeli olmayanın çatıda adayı olabilir mi?'

Politika Haberleri  / AA

Bakan Davutoğlu "Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden çatı adayı gibi değişik tanımlamalar çıktı. Millette temeli olmayanın çatıda adayı olabilir mi?" dedi.

Muş Gençlik Merkezinde düzenlenen AK Parti İstişare Toplantısı'nda katılımcıları Türkçe ve Kürtçe selamlayarak konuşmasına başlayan Ahmet Davutoğlu, eski Başbakanlardan Adnan Menderes'i dar ağacına gönderenlerin, merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a ve 28 Şubat'ta merhum Başbakan Necmettin Erbakan'a her türlü engeli çıkaranların bu mihraklar olduğunu söyledi.

"30 Mart'ın, son 10 yılda yapılan 8 seçim ve referandumdan farklı kılan bir kutsiyeti var" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Çünkü 30 Mart öncesinde 2013'te Gezi ve 17 Aralık komplolarıyla yapılmak istenen şey, Malazgirt'ten başlayan bu yürüyüşün erlerini durdurma çabasıydı. Durduramayacaklar. Bizi bırakın durdurmayı hızımızı kesemedikleri gibi daha büyük hızla yürümemize sebep olacaklar. Bu seçimlerin özel bir önemi var. AK Parti konjonktürel şartları çıkmış veya bir kısım insanın hırslarıyla tarih sahnesinde yer almış siyasi bir hareket ve bir parti değil. AK Parti, asırlar süren bir yürüyüşün son mücessem teşkilatıdır. Bu sebeple AK Parti'nin yücelttiği dava bayrağı hiçbir zaman yere düşmeyecek kadar azizdir. Ecdattan aldığımız ve gelecek nesillere devredeceğimiz kutsal bir emanettir. Onun için 12 yılda katettiği mesafeyi gözden geçirin. Bu mesafelerin katedilmemesi için önümüze konan engelleri hatırlayalım. Hep beraber muhasebe yapalım. 30 Mart'ı doğru anlamanız için bunu söylüyorum."

-"Önümüze konulan engellerle mücadele ettik"

Davutoğlu, 2001 Türkiye'sinin karamsar insanların, kendi parasına ve pasaportuna güvenemeyenlerin Türkiye'si olduğunu vurgulayarak, bu yıllarda insanların, "Değer kaybedecek" diye parasını dolara çevirmeye çalıştığını belirtti.

2001 Türkiye'sinin her yerde çatışmanın ve gelirimin olduğu, bir gecede ekonominin iflas ettiği bir Türkiye olduğunu bildiren Davutoğlu, "2002'de yola çıkan AK Parti kadroları, bu milletin desteğiyle iradesini tarihe yansıttığı zaman 11,5 ile 12 yılda başka hiçbir dönemde görülmeyecek büyük sıçramalar yaptı. Şimdi bunları tek tek saymaya vaktimiz yok. Ancak gayrisafi milli hasılamızın 4 misli büyüdüğünü, Türkiye'nin tarımda, turizmde ve dünyada en fazla temsil edilen diplomatik olarak 7'nci büyük ülke olduğunu, birçok alanda devrimler yaptığını hepimiz biliyoruz. Şimdi bütün bu mücadele döneminde bu mesafeler alınırken, sadece şeytan taşlamaktan tavafa vakit bulamamak diye hac için söylenen bir şey vardır. Sadece güzel hizmetler, hayırlı ve projeler yapmakla meşgul olmadık. Aynı zamanda önümüze konulan engellerle de mücadele ettik. Tabiri caizse boğuştuk."

-"Gezi ve 17 Aralık gelişmeleri ilk defa olmadı"

Birtakım mihrakların 2002'de seçime girerken, bu hareketin AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı siyasetten men etmeye kalktığını dile getiren Davutoğlu, bunun tam aksinin olduğunu ve daha büyük bir azimle çalışıldığını aktardı.

Gezi olayları ya da 17 Aralık'taki gelişmelerin ilk defa olmadığını dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şöyle düşündüler, eğer genel başkan seçimlere giremezse, AK Parti kadrolarının hızı yavaşlar ve genel başkan da siyaset dışında kalır. Bunun aksi oldu. AK Parti 2002'de herhangi bir siyasi partinin, Türk siyasi tarihinde bir yılda elde edebileceği başarıları fersah fersah aşan bir başarıyla hem iktidar sahibi olundu hem de muhtar bile olamaz denilen genel başkan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı oldu. Bazılarının Cumhurbaşkanlığı üzerinde yaptığı tartışmaları hatırlatmak için söylüyorum. O zaman da çok şey söylemişlerdi. Kendilerini milli iradenin üstünde gören çevreler, birtakım mihraklar ve kapalı kapılar ardında bu ülkenin kaderini tayin etmeye çalışanlar, bu ülkenin önüne feragatla dirayetle geçen liderleri engellemeye çalıştılar. Adnan Menderes'i dar ağacına gönderenler onlardı. Bu yola çıkanlar, geçmişte önümüze konan engelleri görerek çıktılar. O, olmadı. Onun üzerine 2004 mahalli seçimlerine giderken bu sefer Kıbrıs müzakereleri bahane edilerek, 'genç subaylar' rahatsız diye başlıklarla ihtilal çağrıları yapıldı. 2004 seçimlerinde çok daha büyük başarılar elde ettik."

Davutoğlu, 2007 seçimlerinde olduğu gibi, şimdi de Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin arka arkaya olduğunu belirten Davutoğlu, onların AK Parti'nin göstereceği bir adayın Cumhurbaşkanı olmaması için her şeyi yaptıklarını ve ama engelleyemediklerini ifade etti.

-"Şeytan taşlamakla uğraştık"

Dünyanın küresel ve ekonomik bunalımdan geçtiği dönemde, AK Parti'nin bir taraftan ekonomik krizle bir taraftan da parti kapatma meselesiyle uğraştığına değinen Davutoğlu, şunları söyledi:

"O zaman düşündüler ki şimdi AK Parti'yi, Erdoğan'ı ve bu kadroları durduramazsak, bir daha durduramayız dediler. Mecliste her türlü hukuk dışı engeller ile birtakım yollarla AK Parti içi bölünme ümitleriyle o zaman AK Parti'nin göstereceği bir adayın Cumhurbaşkanı olmaması için her şeyi yaptılar ama engelleyemediler. Bütün demokrasi tarihimizin rekor oyuyla genel seçimleri kazandık ve Sayın Başbakanımızın iradesiyle o zaman Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı olarak Mecliste seçtirdik. Bunu da engelleyemediler. Arkasından da halkın, bundan sonra Cumhurbaşkanını seçecek diye kesin bir anayasa umudu olması açısından referanduma gittik. Bugün o kararlılıkla buradayız. Baktılar ki seçim ve hukuk darbeleri yoluyla engelleyemiyorlar. O zaman partimizi kapatmaya çalıştılar. Tam da 2009 seçimlerine girerken. Ama çok büyük hızla çalıştık. Dünya küresel ve ekonomik bunalımla uğraşırken, biz bir taraftan ekonomik bunalımla bir taraftan da parti kapatma meselesiyle uğraştık. Yani şeytan taşlamakla uğraştık. Engelleyemediler ve 2009 seçimlerini de kazandık."

-"Birtakım kasetler ve birçok şeyler çıkarıldı"

Davutoğlu, 2011 seçimleri öncesinde birtakım kasetler ile birçok şeylerin yine çıkarıldığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"2013 yılında aynı 2006 yılındaki gibi cumhuriyet ve cumhurla hiçbir alakaları olmayanlar, meydanlarda cumhuriyet mitingi yaptı. Danıştay saldırıları gibi bu sefer de gezi operasyonlarına başladılar. Bir yıl önceden baktılar ki orada başarılı olunmadı, bazı iş birlikçileriyle içeriden darbe vurmak için harekete geçtiler. Hedef açıktı. AK Parti'ye 30 Mart'ta bir darbe vuracaktı. O darbeyle AK Parti sarsılacak. Türkiye'de bir kaos ortamı doğacak ve Cumhurbaşkanlığına bu milletin iradesi dışında birinin gelmesi için oyunlar ve planlar yapılacak. Sonra da Cumhurbaşkanı seçimi bu milletin iradesi var. Farklı bir irade dışında gerçekleşmiş olsa, bu kez de 2015 seçimlerinde AK Parti'yi Türkiye'nin siyasi hayatından silmeye kalkacaklardı. Hesap buydu. Bu hesabı bütün bu baskılar karşısında dimdik duruşuyla başta Başbakanımız olmak üzere AK Parti kadroları bozdu. Bu oyunu burada Muşlular, Bingöllüler bozdu. Bütün bir Anadolu insanı bu oyunu bozdu. Şimdi bu oyun bozuldu beklenir ki millet iradesine saygı gösterilsin. Beklenir ki bu iradenin sonucu olarak kimse Cumhurbaşbanlığı seçimi üzerinden bir gölge oluşturmaya kalkmasın."

Davutoğlu, "Şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden çatı adayı gibi değişik tanımlamalar yeni yeni çıktı. Millette temeli olmayanın çatıda adayı olabilir mi?" dedi.

"Şehitlerimiz bizim üzerimize kutsal bir emanettir"

Öte yandan, Malazgirt'te ve Çanakkale'de ayrılmayanların torunlarının arasına fitne sokulduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Malazgirt'te Alparslan'ın ordusu içinde olanların arasında Türk, Kürt, Zaza da vardı. Hatta aralarında Müslüman olmayanların bile olduğu bir direniş. Ama onlar bir ideal için yola çıkan bir milletti. Millet, aynı davayı benimsemiş, aynı imanla yola çıkmış toplumun adıdır. Millet sarsılmaz kuvvetli bir yüreğin adıdır. O yüreği barındıran herkes de o milletin asli unsurudur. Bu toprakları Çanakkale'de hep beraber savunduk. İşte çözüm süreci ve milli birlik ve kardeşlik projesinin temeli budur. Bu topraklarda yaşayan hiç kimsenin diğerinden üstünlüğü yoktur. Bu topraklarda yaşayan hiçbir etnik topluluğun diğerine üstünlüğü yoktur. Hiçbir bölgenin diğer bölge üzerinde üstünlüğü yoktur. Aksine hep beraber omuz omuza verdiğimizde işte o zaman bu yeryüzünü sarsarız. Bunu bildikleri için aramıza fitne sokmak istiyorlar."

Bingöl'de 1993'te şehit edilen 33 askerin yıl dönümünde şehit aileleriyle beraberken, yanında oturan şehit annesi Saliha'nın yüzüne baktığında asırlardan gelen bir olgunluğu gördüğünü ifade etti.

"Saliha'nın elini öptüm. Eğer o sırada zihnimden 'bu Türk, Kürt veya nbsp; Zaza mı?' diye geçirseydim bin yıl tövbe istiğfar ederim" diyen Davutoğlu, "Çanakkale'de yanı başında şehit düşene dönüp bakarken ve onun cenaze namazını kılarken, acaba bu Kürt, Türk, Arnavut, Boşnak mıydı dememişler. Şehitlerimiz bizim üzerimize kutsal bir emanettir. Bu fitneyi bu topraklardan ebediyyen kaldıracağız. İşte AK Parti bu demek. Bosna Savaşı olduğunda Muşlu, Diyarbakırlı, Bingöllü o genç insanların nasıl gittiğini çok iyi hatırlarım. İlk şehitler bu şehirlerdendi. Bir Boşnak, Zaza, Kürt zulme karşı birleşti. Adalet adına birlik ve vahdet adına birleşti" diye konuştu.

"Bosna'yı ve Somali'yi kendi haline nasıl bırakırız?"

Somalilerin hala "Kabe bizim kıblemiz, İstanbul bizim merkezimiz" dediğini belirten Davutoğlu, millete yük olmayı siyaset olarak görmediklerini ve milletle birlikte bütün insanlığa deva ve şifa olmak için geldiklerini kaydetti.

Bunun önlerine çıkacak engelleri de tanımayacaklarını bildiren Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz Arakan'ı nasıl bırakırız ki? Onlar en zor zamanlarında, bu topraklarda istikbal için mücadele edenlere her şeylerini göndermişler. Biz Bosna'yı ve Somali'yi kendi haline nasıl bırakırız? Şimdi bu milletin bu topraklardaki birliğini ve beraberliğini dahi anlayamamış olanlar, bu toprakların ötesindekilerin kaderiyle olan ilgimizi anlayamazlar. Birileri ister ki biz Bosna, Kırım, Filistin ve Somali ile yani nerede bir mazlum varsa onlarla ilgilenmeyelim. Ne yapalım istiyorlar biliyor musunuz? İçimize dönelim, kardeş kavgasıyla birbirimizle uğraşalım. İşte onların dışarıda ve içerideki işbirlikçileri istiyorlar ki Malazgirt, Çanakkale, Sarıkamış ve Yemen ruhu ölsün. Burada kardeş kardeşle öyle bir kavga yapsın ki bu topraklar, bu aziz millet dışarıya bakamasın. İşte 90'lı yıllarda o yüzden bakamadık. O yüzden bizden yardım isteyen kardeşlerimize bakamadık."

Ardından Muş Belediye Başkanlığına geçen Davutoğlu, burada 30 Mart yerel seçiminde belediye başkanı seçilen Feyat Asya'yı tebrik etti.

Asya, Davutoğlu'na plaket takdim etti.

Gece Muş'ta konaklayacak Davutoğlu, sabah karayoluyla Bitlis'in Güroymak ilçesine geçecek.

Politika
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...