10.01.2003 - 01:00 | Son Güncelleme: 10.01.2003 - 01:00
Aynı oyun -III-
Amerikaya, özellikle misyonerlerin Harputa gelmesinden sonra başlayan göç akımı, zaman içinde Osmanlı yetkililerini de rahatsız etmiştir. Hem nüfus kaybı, o dönem için iş gücü kaybı, hem de prestij kaybına sebep olduğu için Osmanlı Devletinden göç rahatsızlık vermiştir. Bu yüzden çareler aramaya çalışılmıştır.
Amerikaya, özellikle misyonerlerin Harputa gelmesinden sonra başlayan göç akımı, zaman içinde Osmanlı yetkililerini de rahatsız etmiştir. Hem nüfus kaybı, o dönem için iş gücü kaybı, hem de prestij kaybına sebep olduğu için Osmanlı Devletinden göç rahatsızlık vermiştir. Bu yüzden çareler aramaya çalışılmıştır.
Ayrıca göç edenlerin Amerikaya gittikten sonra orada Amerikan tâbiiyetine geçerek, Amerikan vatandaşı olduktan sonra tekrar Osmanlı topraklarına dönerek (kapitülâsyonlarda) yabancı vatandaşlara tanınan imtiyazlardan faydalanmak istemeleri ve dokunulmazlık diyebileceğimiz bir zırha bürünerek daha pervasızca hareket etme imkânına kavuşmaları, Osmanlı Devletini devamlı olarak huzursuz etmiş ve bu husus Türk-Amerikan münasebetlerinde Osmanlı Devletinin başını oldukça ağrıtmıştır.
Türk düşmanlığı ve zavallı Ermeniler propagandası, Ermeniler için Amerikada prim yapması sebebiyle göç eden Ermeniler, genellikle bu metotla Amerikada kendilerine bir yer edinebilmek için Osmanlı aleyhine faaliyetlerine orada da devam etmiştir. Amerikaya gidip yerleşenler de Anadoluyla irtibatını kesmemiş, oradan Osmanlı aleyhine, Anadoluda faaliyette bulunan çetelere maddî-manevî destek vermişlerdir. Özellikle Harputtan Amerikaya göçen Ermeniler bu konuda başrol oynamışlardır. Bir örnek verecek olursak, Harputtan gizlice Amerikaya giden ve orada Protestan papazlığı yapan Sisan adlı bir Ermeninin orada para toplayarak Anadoluya gönderdiği gösterilebilir.
Anadoluyu bölerek bir Ermenistan kurmak isteyen ve Türkiyede suç işleyen Ermenilerin de sığınak yeri yine Amerika olmuştur. Amerikada, oranın vatandaşlığına geçtikten sonra silâh, Osmanlı aleyhine kitap, broşür ve benzeri malzemeyle tekrar geri geliyorlardı. Osmanlı Devleti bu isyancıların geri gelmelerini engellemek için yakın limanlarda kontrolleri arttırdığı için, uzak limanlarda karaya çıktıktan sonra bir fırsatını bularak Harputa gelmeye çalışıyorlardı. Harputtan Amerikaya gizlice giden Ermenilerin bir kısmı Anadoluya geçmek için Mısırın limanlarına giderek oradan Anadoluya gelmeye çalışmaları da buna bir örnek olarak verilebilir.
Bu göç edenlerin, Osmanlı Devleti aleyhine yapmış olduğu faaliyetler her yıl artarak devam etmiştir. Öyle ki bu faaliyetlerin dozunu o derece artırmışlardır ki, düşmanlarımızla beraber silâh kuşanarak bize karşı savaşmak için Amerikadan tekrar geri dönenler dahi olmuştur. Birinci Dünya Savaşı sırasında, Osmanlı Devleti ile savaşan Rusyaya, Anadoluda bulunan Ermenilerin de destek vererek onlarla beraber bize karşı savaştığı gibi, yurtdışındaki gönüllü Ermeniler de onlara yardım etmek gayesiyle Van Vilâyeti civarına ve İran sınırına gelmişlerdi. Bu gelenlerin büyük bir kısmının da; Dahilden kaçan ve memalik-i ecnebiyeden gönüllü gelen, Mamüratül-Aziz Ermenilerinin teşkil ettiği düşünülürse; Batı dünyasının söylediği gibi, masum ve iyi niyetli olduklarını söylemek de pek mümkün değil kanaatindeyim.
Türkiyenin değişik yerlerinden Amerikaya; ticaret, eğitim, vb. sebeplerle oldukça çok sayıda göç olmasına rağmen Harput bunlar arasında rekor bir sayıdadır. Harput Protestan kiliselerinin organizesiyle sadece bir yılda Harputtan Amerikaya, özellikle de Boston şehrine yapılmış olan 3000 kişilik göç olayı, bütün Osmanlı topraklarından yapılan göçün 25ine tekabül ettiği gibi, bu sayı bir rekor olarak da kabul edilmiştir.
Harput ve çevresinden Amerikaya göç edenlerin her türlü ihtiyaçları, Fırat Kolejinin mezunları, Harput Protestan Kiliseleri Birliği ve Amerikalıların Harputtaki kolonisinin desteğiyle karşılanmıştır. Bu çalışmalarda, Amerikalıların Harputta açmış olduğu konsolosluğun da oldukça büyük bir rolü olduğu bilinmektedir.
Harputtan bu kadar göçün gizli bir şekilde yürütülmesinde, bazı memurların suiistimallerinin, misyoner vb. kuruluşların yanı sıra, türeyen simsarların da etkili olduğu bilinmektedir. Amerikaya göç edenlerin gidişleri sırasında ve Amerikaya kabullerinde yaşanan zorlukları aşmak için Harputta kurulan iki dernek ile İstanbul ve ABDdeki ajanların etkili çalışmalarının rolü büyük olmuştur.
Liverpola kadar gitmeyi başaran Ermeni göçmenlerle konuşan Osmanlı Elçisi, Harputa bağlı köylerden olduklarını ve bazı Ermeni tüccarların bir miktar para karşılığı bu kaçışı kolaylaştırdıkları, bu tüccarların Mersin ve diğer limanlarda adamları olduğu, bunlar vasıtasıyla, kayıkla götürülerek Marsilya ve İngiltereye giden vapurlara bindirildiklerini öğrenmiştir.