11.02.2003 - 01:00 | Son Güncelleme: 11.02.2003 - 01:00
Dost ve düşmanı ayırt edememek!
Tanzimattan bu yana başımıza gelen felaketler zincirinin başta gelen sebebi dost ve düşmanı ayırt edememek; geçmişi unutmak, Batının çirkin yüzünü tanıyamamaktır. Batı bizimle bütün münasebetlerini, Haçlı Seferlerindeki zihniyetini ve kinini olduğu gibi muhafaza ederek sürdürüyor. ABD siyaseti de bu esas üzerine bina edilmiştir. ABD Dışişleri Bakanlığında uzun yıllar Planlama Şubesi Başkanlığı yaparak ABDnin son yıllarda (bugün dahil) dış politikasını tespit ve temellerini atan E. Rusto; bir ara Dışişleri Bakan Yardımcısı olmuştur.
Tanzimattan bu yana başımıza gelen felaketler zincirinin başta gelen sebebi dost ve düşmanı ayırt edememek; geçmişi unutmak, Batının çirkin yüzünü tanıyamamaktır. Batı bizimle bütün münasebetlerini, Haçlı Seferlerindeki zihniyetini ve kinini olduğu gibi muhafaza ederek sürdürüyor. ABD siyaseti de bu esas üzerine bina edilmiştir. ABD Dışişleri Bakanlığında uzun yıllar Planlama Şubesi Başkanlığı yaparak ABDnin son yıllarda (bugün dahil) dış politikasını tespit ve temellerini atan E. Rusto; bir ara Dışişleri Bakan Yardımcısı olmuştur. 1968 senesine kadar da Başkan Johnsonun Ortadoğu münasebetleri müşteşarlığını yapmıştır. Evet ABDnin dış politika temellerini atan E. Rustonun bir nevi itirafı olan ifadeleri şöyledir: Bilmemiz gerekir ki, İslâm devletleriyle bizim aramızda mevcut olan ihtilaflar ne devlet ihtilafı ne de millet ihtilafıdır. Bu ihtilaflar İslâm Medeniyeti ile Hıristiyan Medeniyeti arasındaki anlaşmazlıklardır. Orta Çağdan beri İslâm ile Hıristiyanlık arasındaki çarpışma şiddetli bir kin ve gayz ile dolu idi. O savaş aynı kin ve gayz ile fakat başka suret ve şekilde, başka usullerle devam ediyor. Bir buçuk asırdır İslâm Dünyası, Batı hakimiyetine (sultasına) boyun eğdi. Ve İslâm Medeniyeti Hıristiyan medeniyetine yenildi. Tarihin seyri gösteriyor ki, ABD felsefesiyle, inanışlarıyla, nizamıyla, her şeyi ile Batı dünyasının bir parçasıdır. Bu özellikler ABDnin İslâm Dünyasına düşman olarak kalmasını gerektirmektedir. Zira felsefesiyle ve İslâma karşı olan akidesiyle Amerika; İslâm Dünyası karşısında Ona düşmanlıktan başka tutum içine giremez. İslâma karşı Batının ve siyonist devletin (İsrailin) yanında yer alır. İsrail, Ortadoğuda İslamın imhası için kuruldu. Ve yakın gelecekte ABD ve İsrail emrinde Kürdistan ve Ermenistan ile Ortadoğuya yerleşerek İslâm Medeniyetini imha edeceğiz. Eğer bunun aksini yaparsak ABD dinini, felsefesini, kültürünü ve bütün değerlerini ve müesseselerini inkâr etmiş olur... (Marake-t-ül-Mesir sayfa 87-94)
ABDye karşı çıkmak Saddama destek değildir
Kurulduğundan bu yana Kızılderili ve zencileri katleden ve çeşitli ülkelere 134 savaş ile tarihi vahşetten ibaret olan ABDye dur demek gerekiyor. ABDnin sadece ve sadece Irakın petrolünü işgal ve Büyük İsrail projesi için saldırısına destek verenler: Mahkeme-i Kübrada (mahşer günü) hesabları için şimdiden savunmalarını hazırlasınlar. Elbette hüküm Allahü teâlâya aittir. Ama zalime yardım edenin zalim, zulme rıza göstermenin zulüm olduğu mübarek dinimizin kıstaslarıdır. Az daha unutuyordum; Yaratılanların en efdali, en üstünü, şan ve şerefi çok yüce Sevgili ve Şerefli Peygamber Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetine, Ehl-i Beytine, Eshabına ve vârislerine son derece düşkündür. Nice Eshab-ı Kiram (rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaîn) ve Ehl-i Beyt (kaddesallahü teâlâ esrârehümülazîz) ve İmam-ı Azam ve Abdülkadir-i Geylani Hazretleri (Kaddesallahü sırrehümâ) kabirleri üzerine onbinlerce füze ve bomba düşecek. En az 500 bin ya da 1 milyon Müslüman katledilecek. Bu cinayete izin verenler ne yüzle şefaat Ya Resulallah diyecekler! ABDnin intikam ve gazabından değil, Allahü teâlânın intikam ve gazabından korkunuz!..
Not: Okuyucularımın mübarek Kurban Bayramını tebrik ederim. Dünya ve ahiret saadetiniz için duacıyım. Dualarınızı beklerim.