Sizden gelenler

ÇOK FAZLA
Çok mu fazla kendimizi dünyaya kaptırmışız ne?
Çok mu fazla olduk uzun emel sahibi?
Çok fazla mı dolaşıyoruz bilinmeyenlerde?
Ya da çok mu fazla bilinen doyumsuz arzularımız?
Çok fazlalara gömülmüşüz şu kısacık hayatta,
Çok fazlalara takılmışız çok azlar yetiyor iken.
Çok fazla nefsimizin esiri olmuşuz.
Çok fazla gururun, çok fazla kibrin, çok fazla benliğimizin…
Çok fazla yiyor, çok fazla konuşuyor, çok fazla uyuyoruz.
Çok fazla ama çok fazla vakit harcıyoruz,
Çok fazla fuzuli işlerin, avareliğin tükenmez ağında…
Çok fazla planlar yapmışız, yarınlar üstüne,
Çok fazla ertelemişiz yarına, bugünü dünü…
Çok fazla zorlamışız, kendimizi, dostlarımızı,
Çok fazla kızıyor, çok fazla kasılıyoruz,
Çok fazla kırıyoruz sevdiklerimizi…
Çok fazla yüklendik olumsuz anıları,
Çok fazla kaybettik kazandıklarımızı…
Çok fazla sandık, tükenip biten ömrü…
Çok mu fazla hızlı geçti ömür ne?
Ömür bitmiş canım çekiliyor bu ne?
Hayatımı koyamadım henüz düzene,
Kapandı kapılar dönüşü yok mu bunun?
Yeniden yaşasam, hataları silebilseydim,
Keşke çok az, ama çok az konuşabilseydim,
Keşke çok az gülebilseydim sevdiklerime,
Keşke kırılan gönülleri tekrar yapabilseydim.
Keşke çok az bir ânım olsaydı,
Keşke son bir kez bakabilseydim.
Keşke çok az farkına varabilseydim,
Çok fazla uzak gördüğüm ölümün yakınlığını…
Çok fazla "çok fazla"nız olmasın hayatta,
ÇOK FAZLA olmasın kaybettikleriniz...

Kurtar Bizi Rabbim nbsp;KÜTAHYA Şahin Ertürk

Bıktık yalan dolanlardan
Haramlara dalanlardan
Bidat'ları yayanlardan
Bıktık rabbim kurtar bizi


Hak yolundan sapanlardan
Baş örtenden korkanlardan
Mala mülke tapanlardan
Bıktık rabbim kurtar bizi


Din tüccarı hocalardan
Para hırslı hacılardan
Haram bilmez bacılardan
Bıktık rabbim kurtar bizi
Kul hakkından korkmayandan
Zenginleri kollayandan
Mazlumları horlayandan
Bıktık rabbim kurtar bizi


Devletini soyanlardan
Dostlarını satanlardan
Kalbe zehir salanlardan
Bıktık rabbim kurtar bizi


MADENCİYE AĞIT


Soma bugün acının dumanıyla örtülü,
Ağladım umudunu kaybeden insanlara.
Ne zaman kalkacaktır burda ölümün tülü,
Ne zaman sarılacak bu ürkütücü yara?
Ekmek için yoksula kader mi çaresizlik, nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp;
Nedir bu coğrafyada o büyülü sessizlik? nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp;


Bir melek sıcaklığı ellerini tutarken,
Hüznüyle uyumadım erken solan çiçeğin.
O sessiz çığlığınla gün gönlümde batarken,
Cennete çevrilmiştir bilirim geleceğin.
Soma'da ocaklara üç yüz iki can düştü. nbsp;
Yetmiş altı milyonun yüreğine kan düştü.


Bırak işçim çizmeni, beyaz örtü kirlensin
Pirime çevirenler utansınlar acını.
Terin abidesini dikecek varsa, sensin,
Sen o dikkat dersiyle diktin irfan tacını.
Tebessüm yok yüzünde ocaktan sağ gelenin, nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp;
Sarsıldı yüreğimiz acısıyla ölenin. nbsp;


Kredi borcun vardı, ittin bağış elini,
O milli hasletinle dik durmasını bildin.
İşaret ettin ölen kardeşinin evini,
Sadece kaderinin karşısında eğildin!
Yıkar mı bu dersinle ruhunu karartanlar? nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp;
Bu onurlu duruştan alınacak çok ders var! nbsp;


Dönüşü olmayacak bu son yolculuğunda;
"Oğlum hakkını helal et" diye not bıraktı.
Her kader bir destandır o kömür ocağında,
Ölüm kadar bu duyuş yüreğimizi yaktı.
Soma depremler kadar hüzne boğdu yurdumu, nbsp;
Takdirine razıyız, 'kader' denilen bu mu?


MUHSİN İLYAS SUBAŞI




Sizden Gelenler / nbsp;kultur.sanat@tg.com.tr
Yazı kuralları: Köşemizde milli manevi değerlere hakaret edici, kişilerin özlük haklarını ihlâl ve rencide edici, propaganda nitelikli yazılar yer almaz. Bu köşeye yazı gönderenler, yazılarının yayınlanmasına, noktalama işaretlerinin, kelime veya cümle hatalarının düzeltilmesine ve teliften doğan bir hak talep etmeyeceklerine razı olmuşlar demektir.