28.11.2003 - 01:00 | Son Güncelleme: 28.11.2003 - 01:00
Eşikten atlayabilecek miyiz?
Dünkü yazımda Türkiyenin Avrupa Birliği vizyonuna aslında hiç de uzak olmadığını anlatmaya çalıştım.
Dünkü yazımda Türkiyenin Avrupa Birliği vizyonuna aslında hiç de uzak olmadığını anlatmaya çalıştım. Her şeye kötümser bakmayı şiar edinenler için belki fazla ütopik bir yaklaşım benimki. Halbuki kazandığımız ivmeyi kaybetmezsek, pekala imkan dahilinde görünüyor üyeliğimiz. Ama, bir taraftan bakınca bu derece ulaşılabilir görünen üyelik, diğer taraftan bir o kadar da cehd gerektiriyor. (Bu arada, cehd kelimesinin gayret demek olduğunu söyleyelim. Aksi halde her şeyi beyinlerindeki düşünce kanalları istikametinde algılayan şap-şeker karıştırıcıları, cehd-cihad türetmesi yaparak lafı başka yere çekebilirler). Esasen, sadece üyelik perspektifinden de bakmayalım hadiseye. Türkiye, Özal döneminin ilk yarısından beri ilk defa gerçek bir transformasyon imkanını yakaladı. Siyasi, idari ve iktisadi bir transformasyon imkanı hem de. Avrupa Birliği, bu dönüşüm fırsatının sembolik bir hedefi sadece. Türkiyenin, siyasi oluşumunu ve devletin idari yapılanmasını AB kriterlerine uyumlu hale getirdiğini, ekonomik göstergelerini de gelişmiş ülkeler seviyesi demek olan Maastricht kriterleri düzeyine çektiğini düşünelim. İzafi olarak AB üyeliği için elzem olan bu şartlar, esasen Türkiyenin yapısal bir dönüşümüne işaret etmiyor mu? Daha açık söylersek, tüm bunlara rağmen bizi Avrupa resminin içine almasalar dahi, ulaştığımız seviye ülkemiz için gerçek bir transformasyon olacaktır. O halde, Avrupalılar bizi alırdı almazdı sığlıklarından kurtulup, başladığını düşündüğüm bu dönüşüm için uğraşmaya devam edelim.
Türkiye için önündeki bir yıl kritik bir eşiği ifade ediyor. Çok beylik bir laf bu, biliyorum. Ama süreç tahlili yaptığınızda bir yılın önemini göreceksiniz. Üç nesil sonra ilk defa tek haneli enflasyona ulaşılacak bir yılı kastediyorum. AB üyeliği konusunda istikametin belirleneceği bir yılı kastediyorum. Türkiyenin demokratik dönüşümünün ve idari gelişiminin rahatsız ettiği egemenlerin direnç ve muhalefet dozunu artıracağı bir yıldan bahsediyorum. Gerçekten bir eşik olacak önümüzdeki bir sene. Ya statükoya -bir daha galip gelmemek üzere-yenileceğiz; ya da iktisadi ve idari yapılanma için destek olmaya devam edeceğiz.