Abdullah Kiğılı sessizliğini bozdu: Hainlik mi etmişim kardeşim!

Fenerbahçe'nin nbsp;eski başkanvekili, "Kovdum, ne çirkin kelime… Ben, Aziz Bey'in memuru değilim ki kovsun. Ben seçilmişim. Ayrıca benim Fenerbahçe kartına ihtiyacım yok, Kiğılı olarak markamız sınırlarımızı aşmış" dedi. 'Meğer ne çok sevenimiz varmış' dedi telefonun öbür ucundaki ses. "Göcek'teyim; artık dinlenmeyi hak ettim herhalde" diye devam etti herkesin çok yakından tanıdığı, Türk sporunun Abdullah Abisi. Fenerbahçe Yönetimi'nden istifa sebebini sordum Abdullah Kiğılı'ya, acı acı güldü, "Herkes onu soruyor. Ben, olumsuzlukları dillendirmeyi seven biri değilim, kol kırılır yen içinde kalır" dedi. Telefonu kapamak üzereydi ki, ısrarla forma olayını sordum. Konuşmakla, konuşmamak arasındaki karasızlıkla "Sana ve gazeteciliğine saygım var. Öyleyse dinle" dedi, bakın neler anlattı neler Abdullah Kiğılı: nbsp;
100 bin formayı stok edemem ki!
"Anlıyorum, kontrol güzel şeydir ama her şeyin bir usulü var. Her gün 'Z Raporu'nun alındığı, her şeyin şeffaf olduğu bir iş yerine gidip depoları kontrol eder mi, patron? Telefonla mağazaları arayıp, bedenine, rengine, ismine göre forma sorar mı? Sorsun, bir diyeceğim yok. Ama demiyorlar ki, niye forma yok? İşte o çok zoruma gidiyor. Yahu kardeşim, Türk Telekom sözleşmeyi uzatmamış beni 6 ay boyunca, 'sponsor bulacağız', diye bekletmişsin. Ha bugün, ha yarın… Ben bu süreçte sana 100 bin forma üretip, stok edemem ki? Yarın, sponsor bulduk dediğinde o formaları kime satacaksın?" nbsp;

Yalan haberi anında tekzip eder
"Üzüldüğüm iki konu var; biri Engin Verel'in istifa günü "Aziz Yıldırım, mağaza müdürünü atınca Kiğılı, telefonla başkanı aradı, niye böyle yaptın?' diye sordu. Başkan 'Abdullah seni de kovdum' dedi" diye yazması… Ki, o haber bütün internet sitelerinde gün boyu döndü. Bekledim, yalan haberi İhsan'a (Topaloğlu) 10 dakikada tekzip ettiren yerden bir aksi ses çıkar mı diye, çıkmadı. Çok üzüldüm. Ertesi gün yine tekzip yok. Bir hafta sonra diyorlar ki, "Biz onu Haysiyet Divanı'na verdik" peki kimin haberi var, bundan?" nbsp;

O kim ki beni kovacak?
"Kovdum" ne çirkin bir kelime… Ben Aziz Bey'in maaşlı memuru muyum ki, kovacak beni, buna gücü yetmez. Beni, o göreve Fenerbahçe Genel Kurulu seçip, getirdi. Ayrıca Aziz Yıldırım'dan 10 yaş daha büyüğüm. Kaldı ki son yönetime istemeye istemeye girdim, zorla. Bunu herkes biliyor. Benim Fenerbahçe kartına ihtiyacım yok. Kiğılı olarak markamız sınırlarımızı aşmış. Spor adamlığımı ise herkes bilir. Bir diğer olay da bir gazeteye üst üste iki gün beyanat veriyorsun. İnsan emeği geçenlere bir teşekkür etmez mi, beklemiyorum ama bu insanı üzüyor. Dahası, diyor ki, 'Fenerium istenen yerde değil', işte o zaman kan beynime çıkıyor. Bu iş bu kadar basit değil, hainlik mi yaptık, kardeşim?"

Fenerium'u 4'e katlamışım


"Tevazuyu severim ama bu konuda tevazu göstermem. Hayatta en iyi bildiğim iş mağazacılıktır, erkek giyimidir. İspatı mı, işte Kiğılı markası sınırlarımızı aşmış. Burada edindiğim bilgi ve tecrübelerimi Fenerium için seferber etmişim. Allah için araştırın, nereden nereye getirmişiz, şirketi… Başına geçtiğimde Fenerium'un değeri 30 milyon TL, mağaza sayısı 19, ürün çeşidi ise bir elin parmakları kadarken bugün değerini 4'e katlamış, 100 milyon TL'yi aşmış, mağaza sayısı ise 60'a çıkmış, yüzlerce çalışanı olmuş. Söyler misiniz, hangi şirket bu denli sağlıklı bir büyüme göstermiştir?"

Hasan SARIÇİÇEK- nbsp;TELE?RÖPORTAJ