Suriye'de 'diplomatik çözüm planı' değişiyor

/ Kaynak: AA
Suriye'de 'diplomatik çözüm planı' değişiyor

DÜNYA Haberleri  / AA

Suriye'de üç buçuk yılı geride bırakan iç savaş, 200 binden fazla kişinin canına mal olurken, diplomatik çözüm planları da değişiyor

Suriye'de Mart 2011'de başlayan iç savaş, değişen üç BM özel temsilcisi, düzenlenen çok sayıda uluslararası konferans ve birçok çözüm planına rağmen şekil ve öncelik değiştirerek devam ediyor.
Arap Baharı'ndan cesaret alan Suriyeli muhaliflerin demokrasi talebiyle Mart 2011'de başlattıkları gösterilere rejimin verdiği sert tepki ile başlayan Suriye iç savaşında, bugüne kadar 200 binden fazla can kaybı yaşandı.
Milyonlarca insan evsiz kaldı. Birçoğu Türkiye gibi komşu ülkelere sığınırken bazıları ise ülke içinde farklı kentlere ve güvenli bölgelere göç etmek zorunda kaldı.
Yetim kalan çocuklar, yaralanan veya sakat kalan yüzbinlerce insan ve yakın gelecekte çözüm umudu vermeyen diplomatik çabalar, uluslararası toplumun gündemindeki yerini korumaya devam ediyor.
Dünyada barış ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu merci olan BM Güvenlik Konseyi, daimi üyeler arasındaki anlaşmazlık nedeniyle kilitlenerek çözüm beklentilerini şu ana kadar boşa çıkardı.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Konsey'deki çözümsüzlüğü aşmak için bugüne kadar ikisi Arap Birliği ile ortak olmak üzere üç özel temsilci görevlendirdi ancak bu temsilcilerin çabaları da çözüm için yeterli olmadı.
En son atanan Staffan de Mistura, önceki girişimlerin başarısız olduğu bu zor sınavı geçebilmek için farklı bir taktikle uluslararası kamuoyu ve Suriye'deki taraflardan destek bulmak için bölgede temaslarını sürdürüyor.
De Mistura'dan önce yaşanan yaklaşık üç yıllık diplomatik süreçte iki farklı özel temsilci, farklı çözüm önerileri ile kamuoyunun karşısına çıkmışlardı.


-Annan ve 6 maddelik barış planı-


BM Genel Sekreteri Ban, Suriye'deki krizin büyümesinin ardından 23 Şubat 2012'de eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ı Arap Birliği ile BM'nin Suriye özel temsilcisi olarak atamıştı.
Görevlendirmenin ardından Annan, 6 maddelik bir barış planı hazırlayarak 16 Mart'ta planı Suriye'deki taraflara ve uluslararası kamuoyuna sundu.
Planda genel olarak, çatışmaların durdurulması, kent merkezlerinden askeri unsurların çekilmesi, Suriye rejiminin halkın meşru isteklerine cevap vermesi isteniyordu.
Nisan ayı başlarında tarafların uzun müzakereler sonucunda planı kabul ettiklerini beyan etmelerine rağmen şehirlerdeki askeri varlığın devam etmesi, protesto gösterilerine izin verilmemesi ve rejimin ağır silahlarla sivillere yönelik saldırılarının artması üzerine plan başarısız oldu ve çatışmalar tekrar yoğunlaştı.


-Cenevre Bildirisi-


Annan'ın 6 maddelik barış planının başarılı olamaması ve çatışmaların devam etmesi üzerine Annan, Cenevre'de ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, BMGK'nın daimi üyelerinin temsilcileri ve bölge ülkelerinin de katılımıyla 30 Haziran'da "Eylem Grubu" konferansı düzenledi.
Konferansın sonunda kriz dönemindeki en önemli metin olarak görülen Cenevre Bildirisi, taraflarca kabul edilerek kamuoyuna açıklandı. Bildiride, çözüm için muhalifler ve iktidarın ortak katılımıyla tam yetkili geçiş hükümeti kurulması, kapsamlı bir diyalog süreci başlatılması, çok partili, katılımcı ve adil bir seçime gidilmesi gibi maddeler kabul edildi.
Ancak Cenevre Bildirisi'ndeki geçiş hükümeti kurulması konusunda varılan mutabakatın sahaya yansımaması ve BMGK'daki bölünmüşlük nedeniyle çabalarının başarısız olduğunu belirten Annan, 2 Ağustos 2012'de istifasını açıkladı.
-İbrahimi ve Cenevre-2 Konferansı-
Annan'ın ayrılmasının ardından 17 Ağustos'ta BM ve Arap Birliği, Cezayirli deneyimli diplomat El-Ahdar el-İbrahimi'yi Suriye özel temsilcisi olarak görevlendirdi.
İbrahimi'nin görev süresinin büyük bir bölümü ise Cenevre-2 Konferansı'nın organize edilmesi çabalarına ayrıldı. Suriye'de geçiş hükümeti kurulması ön şartı nedeniyle taraflar arasında anlaşmazlıklar çözülemediği için 2013 yılının başından itibaren Konferans için verilen tarihler sürekli ertelendi ve ağustos ayında Şam yakınlarında kimyasal silah saldırısı oldu.
Bu saldırının ardından ABD'den müdahale sinyali gelmesi üzerine Rusya devreye girdi ve Suriye'nin kimyasal silahlarının imhası süreci başladı. Bu arada konvansiyonel silahlarla çatışmalar ve can kayıpları artarak devam etti.
El Ahdar el-İbrahimi'nin çabaları bir yıl sonra sonuç verdi ve 2. Cenevre Konferansı 22 Ocak 2014'te Montrö'de 40 ülkenin katılımıyla başladı. 24 Ocak'ta ise taraflar aynı masa etrafında ilk kez bir araya geldi. Ancak Cenevre'de yaklaşık iki hafta süren müzakerelerde Esed'in görevi devretmesi tartışmaları sonuçsuz kalınca, Konferans çözümsüz bir şekilde sona erdi.
Çabalarının sonuç vermemesi üzerine İbrahimi, 14 Mayıs'ta BM Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısı ile Suriye halkına yardım edemediği için üzgün olduğunu belirterek istifasını duyurdu.


- Mistura ve "lokal ateşkes" planı-


El Ahdar el-İbrahimi'den boşalan Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilciliği'ne 10 Temmuz'da İtalya ve İsveç vatandaşlıkları bulunan Staffan de Mistura atandı. De Mistura, seleflerinin aksine sadece BM temsilcisi olarak görevlendirildi.
Göreve başlamasının ardından BM Güvenlik Konseyi'ne ilk sunumunu 30 Ekim'de yapan Mistura, çözüm için hazırladığı planı Konsey'e sundu.
BM Güvenlik Konseyinde kapalı gerçekleştirilen toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan Mistura, Suriye'de bir "barış planı"ndan bahsetmenin şu dönemde gerçekçi olmayacağını, bunun yerine kendisinin bir "eylem planı" olduğunu belirterek Cenevre Bildirisi'nin halen geçerliliğini koruduğunu ama farklı bir metot ihtiyacı olduğunu söyledi.
Mistura, belirli bölgelerde çatışmaları dondurma olarak nitelediği planı, tüm Suriye geneline yaymayı planladığını kaydetti. Mistura, BMGK'daki sunumunun ardından planın detayını taraflarla görüşmek için Suriye'ye giderek Suriye hükümeti ile bir araya geldi. Suriye hükümeti bu teklife olumlu yanıt verdi ancak muhalifler teklife temkinli yaklaşıyor.
Muhaliflerin bu konudaki çekinceleri için öne sürdükleri gerekçelerden birisi, diplomatik temasların Esed rejimine meşruiyet sağlaması endişesi.
Mistura'nın bölgedeki bir diğer önceliği de IŞİD tehdidinin durdurulması. Bunun için bölge ülkeleri ile sürekli temas halinde olan elçinin artık birden çok cephe ile temas kurup bu çalışmaları koordine etmesi gerekiyor.
Bütün bu diplomatik çabaların nasıl sonuçlanacağı ve BM'nin yeni bir elçi ataması ve yeni bir planın daha sunulması ihtiyacının olup olmayacağını ise zaman gösterecek.
BM Genel Sekreteri'nin destek verdiği planın başarı şansı büyük oranda BM Güvenlik Konseyi'nde Rusya ve Batılı ülkelerin birleşmesine bağlı görülüyor.

DÜNYA
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...