Kilit isim anlattı: Mektup yazdım işleme koymadılar

Yazdığı ihbar mektubuyla Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alındığı 14 Aralık Operasyonunun başlamasına sebep olan Tahşiye Yayınevi'nin eski sahibi Mehmet Nuri Turan sessizliğini bozdu. Yaşadıklarını anlatan Turan "Yok yere 17 ay hapis yattım. Hepsinden de şikayetçiyim" dedi. İşte Turan'ın açıklamaları:
"Tahşiye Yayınevi'ni 2004 yılında kurdum ve 2012'ye kadar sahibiydim. Hakkımızdaki dava süreci Fethullah Gülen'in 6 Nisan 2009'daki, Tahşiyecilerle ilgili bir konuşmasıyla başladı. 24 Nisan 2009'da Emniyet İstihbarat Şube Başkanı Ali Fuat Yılmazer, emniyet müdürlüğüne bizim El Kaide, Hizbullah ve İBDA-C'yi desteklediğimize dair bir rapor verdi. Birbirlerinden alakasız üç örgüte birden bizi destekçi yaptı. 6 Mayıs 2009'da savcı Kadir Altınışık vasıtasıyla mahkemeden dinleme kararı alındı. Soruşturma eylül ayına kadar 'Radikal Tahşiye Grubu' ismiyle devam etti. Sonradan Tahşiye'nin tescilli bir marka olduğunun anlaşılması üzerine, 'Radikal Mehmet Doğan Grubu'na çevrildi. Ortada herhangi bir ihbar ve şikayet yokken soruşturma başlatılmış. Bunu fark edince soruşturmayı güçlendirmek için eylül ayında uydurma bir ihbar mektubu yazılmış. 22 Ocak 2010'da saat 05.00'de gözaltına alındım. Suç aleti olarak da iki tane ruhsatlı silahımı aldılar. Halen silahlarım adli emanette. Aynı gün bilmediğimiz bir evde 2.5 adet el bombası bulunmuş. Kriminal rapora göre birisi yarımmış. Onu da bizim örgüt olmamız için suç aleti olarak önümüze koydular. Fakat o bulunan bombaların üzerinde sadece polislerin parmak izi çıktı. Sonra da yok yere 17 ay hapis yattık. nbsp;
"Molla Muhammed" olarak bilinen Mehmet Doğan bir, ben de iki numaralı şüpheliydim. Toplam 40 kişiye yönelik bir soruşturma yürütüldü. 14 kişi tutuklandı. Eylül 2010'daki ilk duruşmada 9 kişi tahliye oldu. 29 Mayıs 2011'de, sanırım 5. duruşmada tahliye edildik. Dava devam ediyor. Tutuklu kalmadı. 5 Mart 2015'te duruşma var. nbsp;
Cezaevindeyken 2011 yılının mart ayında dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'a bir mektup yazdım ama işleme konmadı. Çünkü o dönemde, 'mektup komisyonuna bakanların paralelci olduğu' söylendi bize. Daha sonra 2014 yılının ilkbahar aylarında, emniyete 'böyle bir mektubumun olduğunu, neden takip edilmediğine' dair e-mail attım. Emniyet davet etti. İki kere ifade verdim ve müşteki olduğumu söyledim. Emniyet, savcılık adına işlem yaptı. Doğrudan Fethullah Gülen'den şikayetçi oldum. Onun emrini yerine getirenlerin tespit edilerek yargılanmasını istedim. Mağdur olmamıza sebep olan dönemin sorumlusu herkesten şikayetçiyim. O dönem yapılan yayınlarla ilgili de şikayetçi oldum."