Kılıçdaroğlu'ndan skandal çağrı!

/ Kaynak: AA
Kılıçdaroğlu'ndan skandal çağrı!

Politika Haberleri  / AA

Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında açık bir şekilde isyan çağrısı yaparak ' Yeniden bir ulusal kurtuluş savaşını başlatmak zorundayız' dedi.

Grup toplantısında anayasanın askıya alınmış olduğunu savunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu direnme çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu, "Bugün geldiğimiz nokta yeni bir süreçtir. Anayasası askıya alınmış bir devlet var. Parlamento yürütmenin baskısı altında, yargı yürütmenin kontrolü altında. Bu süreç biraz daha giderse halkın direnme hakkı ortaya çıkacaktır" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Edirne'deki nehir taşkınlarında çok sayıda kişinin mağdur olduğunu, hükümetten arzu edilen desteğin alınamadığını, ancak belediyenin aralıksız çalıştığını ifade etti.Anayasa konusuna değinen Kılıçdaroğlu, anayasanın devletin çatısını çizen temel belgeler olduğunu, herkesin, halkın oylarıyla oluşturulan bu anayasanın kurallarına uymak zorunda olduğunu belirtti.Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, "CHP'nin Türkiye'nin gündemine ilişkin hiçbir sözü yoktur" dediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Hayatımda bu kadar yalan söyleyen ikinci bir adam görmedim. Sen de duy ağabeyin de duysun. Türkiye'nin gündemi ile ilgili öneri yapıyorum. Gel, milletvekillerini milletin kendisi seçsin, lider seçmesin. Gelir mi? Ağabeyi izin vermez. Vesayet altında başbakanlık yapılmaz" diye konuştu.
AK Parti iktidarının, yargıyı siyasallaştırdığını iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"HSYK'da görev yapan hakimlerin tanımına bakın: Sosyal demokratlar, ülkücüler, cemaatçiler, AKP'liler... Böyle bir yargı sistemine dünyanın hangi ülkesinde güven duyulur? Bir yargıcı siyasi kimliği ile tanımlarsanız ona kim güvenir?
Adaleti dağıtacak kişinin namuslu insan olması lazım. Bütün kaygılardan arınması lazım. Vicdanının sesini dinleyip, öyle karar vermesi lazım. Siyasi inancına, dinsel inancına göre adalet sağlayıp dağıtamaz.
Yargı ile ilgili düzenleme yaptıklarında 'yanlış yapıyorsunuz' dedim. 'Hayır siz bilmiyorsunuz' dediler. Şimdi, yaptıkları düzenlemelerden kendileri şikayet ediyorlar. İstediği gibi karar vermiyorlar diye. Bir diktatörün beklentisine uygun karar verirse yargı, ona diktatörlüğün yan organı denir. Goebbels ne diyor: 'Führer nasıl karar verecekse Almanya'daki yargıçlar da o paralelde karar vermelidir.' Kimse kusura bakmasın, buna izin vermeyeceğiz.
Çıktı, milletvekillerine 'tuzluk' dedi. Ben de kendilerine 'tuzluk' denilen AKP Grubu'na seslendim, 'Siz gerçekten tuzluk musunuz yoksa milletvekili misiniz?' Tek cümle çıkmadı. Bu nedir? Yasama organı yürütmenin vesayeti altında demektir.
Son yolsuzluk olaylarında 50'ye yakın AKP milletvekili 'Burada yolsuzluk vardır, gitsinler Yüce Divan'a' diye oy verdi. Yanında oturan arkadaşı, vicdanı ile oy veren milletvekiline 'hain' dedi. 'Hain' diyen kişi asıl yasama organına ihanet ediyor. Asıl hain odur. AKP milletvekillerinin oyları ile dört Bakanın Yüce Divan'a gitmemesi yönünde karar çıktı. AKP Grubu, bir kişinin sözünden çıkmıyor. Milletin değil, bir kişinin. O nedenle ciddi bir sorunumuz var.
Eğer ülkede yargı zarar görürse, hukuk olmazsa, adalet olmazsa yabancı sermaye oraya gelmez. Çünkü mal varlığının güveni yoktur. Örnek var. TMSF, hükümetin elindeki el koyma organıdır. En son Show TV'ye el koydular, havuz medyasına teslim ettiler. Nasıl bir düzen bu, anlamak mümkün değil. Nasıl bir gözü karalıktır, anlamak mümkün değil.
"YENİDEN KURTULUŞ SAVAŞI BAŞLATMALIYIZ"
O nedenle söylüyorum işadamına, işçiye, çiftçiye, hak arayan kim varsa, hepimiz oturup yeniden düşünmek, karar vermek zorundayız. Yeniden bir ulusal kurtuluş savaşını başlatmak zorundayız."Biz ulusal Kurtuluş Savaşı'nı verirken, hiçbir zaman ne inanç ne kimlik ne başka bir ayrım yaptık. Bu topraklarda yaşıyorsak, çocuklarımıza karşı görevlerimiz vardır."
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de anayasanın askıya alındığını, parlamentonun yürütmenin baskısı altında, yargının yürütmenin kontrolü altında olduğunu iddia ederek, "Bu süreç biraz daha hızlanarak giderse, halkın direnme hakkı ortaya çıkacaktır" ifadesini kullandı.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ettiği yemine bağlı kalmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Namus ve şeref kavramı, bizim dokumuz için geleneğimiz için çok önemli kavramlardır. Namus, şeref için, gerekirse her türlü mücadeleyi yaparız. Geleceksin parlamentoya, kürsüye çıkacaksın tarafsız olacağın konusunda 'namus ve şerefim üzerine and içerim' diyeceksin, parlamentodan çıkacaksın, namus ve şerefi çöp sepetine atacaksın. Bunu kabul etmiyoruz. Adam gibi adamsan, namusuna da şerefine de sahip çıkacaksın" diye konuştu.İstanbul'dan dört televizyonun Mısır'a izinsiz olarak yayın yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, bir hukuk devletinde bunların kabul edilemeyeceğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, "O zaman kusura bakmayın, sizin Roj TV'den şikayet etmemeniz lazım. O da Hollanda'dan yayın yapıyor" dedi.
"ORTADOĞU'YA BARIŞ GELECEK"
Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin yaşadığı sorunlara değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Suriyeli vatandaşlar... Türkiye'de gencecik kızlar pazarlanıyor. Sorumlusu kim? Din, iman edebiyatı yapanlar. Açlıkla karşı karşıyalar. Sorumlusu din, iman edebiyatı yapanlar. Sizin dininiz, imanınız nasıl, vallahi merak ediyorum.
Davutoğlu ve ağabeyisi duysun: CHP iktidarında, inşallah benim başbakanlığımda Ortadoğu'ya barış ve huzur gelecek. Hiç kimsenin burnu kanamayacak. Türkiye, yine her zaman olduğu gibi bölgesinin en saygın ülkesi olacak. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal'in cumhuriyetidir.
Barış demek Türkiye Cumhuriyeti demektir. Bu felsefeyi toplumun her kesimine yerleştireceğiz. Elbette bütün ülkelerde demokrasi, barış olmasını isteriz. Bizim politikamız, o ülkelerin içişlerine doğrudan müdahale etmemektir. Bizim vizyonumuz da görevimiz de inancımız da budur.Kimse bu gerçeği gözardı etmesin; Türkiye iyi yönetilmiyor. Türkiye'de huzur yok. Bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum: Biz cumhuriyeti kuran partiyiz. Seni kul olmaktan çıkarıp vatandaş yapan partiyiz. Çok partili hayatı getiren partiyiz. Bizim mal varlıklarımıza el konuldu, genel başkanlarımız hapse atıldı, il ve ilçe başkanlarımız öldürüldü. Geri dönük hesaplaşma içine girmedik, geleceğe baktık. Bu ülkeye sosyal demokrasi getirdik. 'İnsan siyasetin odağında olmalıdır' dedik. Dördüncü devrime hazırlanıyoruz. Bu ülkeye, kaybolan demokrasiyi, özgürlüğü getirmek boynumuzun borcudur."
"CHP'NİN KİMSEYLE ÖZEL İLİŞKİSİ YOKTUR"
İktidar partisinin CHP'yi "paralelcilerle iş birliği yapıyor" diye suçladığını belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bu valileri tayin eden CHP mi? Hakimleri, askerleri tayin eden CHP mi? Bizim öyle bir yetkimiz yok. 'Yanlış yapıyorsun' dedik. O, bakanını gönderdi Amerika'ya, 'bir emirleri var mıdır' diye. Her şeyi yaptın, berbat ettin, senin yolsuzlukların ortaya çıktı, dönüyorsun utanmadan CHP'yi suçluyorsun. CHP halkın partisidir, halk dışında hiç kimseyle özel bir ilişkisi yoktur.
Devleti teslim edeceksiniz, sonra aradan 12 yıl geçecek, 'bizi kandırmışlar' diyeceksiniz. Sen çocuk musun? Hani sen dünya lideriydin? Hani siz oyun kurucuydunuz? Ne oldu birden bire sizi kandırdılar. Öyle anlaşılıyor ki yol arkadaşıydı zaten bunlar, şimdi yan çizmeye başladılar. Kimi suçlayacaklar, her zaman olduğu gibi CHP'yi.
Yakında şöyle bir ifade görürseniz şaşmayın, Edirne'de taşkın oldu ya, 'onu da CHP yaptı' diyecekler."

Politika
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...