Muhalefetin tehlikeli üslubu…

Muhalefetin tehlikeli üslubu…

Politika Haberleri

Siyasetin meşru zemininde başarıyı getirecek formülü bulamayan, yeni ufuklar açarak iktidar iddiasını güçlendiremeyen muhalefet, sokaktan medet umuyor

İsmail Kapan/Türkiye Gazetesi


Seçim dönemlerinin haricinde, muhalefetin en dikkat çekici söylemi Salı günleri yapılan Grup Toplantılarında ortaya çıkıyor. Bunun haricinde muhalefet liderlerinin, ülke sathında boy göstermesi ve halka yeni şeyler söylemesi, pek nadirattan bir durum… Geçtiğimiz Salı, hem CHP hem de MHP'nin genel başkanları, Meclis çatısı altında çok sert ve bir o kadar da tehlikeli sözlerle ortamı gerdiler. Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bu türden ajite edici konuşmaları yeni değil. Bu, herhalde gençliğinden beri benimsediği ideolojiden kaynaklanıyor. nbsp;Türkiye'de sol zihniyet, düşünce üretiminden ziyade anarşik sokak hareketlerinden medet umar!.. 1960'lı yıllardan beri sol cenahtan sadır olan hareket tarzı, ağırlıklı olarak bu şekilde kendini göstermiştir. Esasen modası geçmiş yöntemleri, yirmi birinci yüzyılda da geçerli reçete olarak görmek, siyasi miyopluktur. Halka doğru programlar takdim ederek ve onları gerektiği gibi anlatarak, insanları ikna etmek yani oylarını alma becerisini göstermek, gerçek siyasi maharettir.
CHP, çok partili siyasi hayata geçtiğimiz 65 yıldan bu yana, yukarıda işaret ettiğimiz beceri ve başarıyı ortaya koyamadı. Şimdi CHP Lideri bu başarısızlığı, vatandaşı sokağa dökmek suretiyle aşmaya gayret ediyor. Bu hakikaten tehlikeli bir yol. Bakınız ne diyor Sayın Kılıçdaroğlu: "Devletin parlamentosu yürütmenin baskısı altında, yargı yürütmenin kontrolü altında. Bu süreç biraz daha hızlanarak giderse halkın direnme hakkı ortaya çıkacak. Ulusal kurtuluş savaşı başlatmalıyız…" Bu ne demek oluyor? Halk neye karşı ve niçin direnecek? Bu sözlerin konuşulduğu ülke, çok değil dört ay sonra seçimlere gidecek. Ve bu seçimlerde iktidara gelme iddiasıyla halkın önüne çıkıp oy isteyecek olan ana muhalefet partisinin genel başkanı böyle konuşuyor… Böyle bir siyasi yaklaşım sağlıklı olabilir mi? CHP'nin altmış küsur yıldır, halktan iktidar vizesi alamamasının temel sebebi, seçim sandığına güvenmemesi ve milli iradenin verdiği karara samimi olarak kabullenmemesidir.


Kemal Kılıçdaroğlu, Güvenlik Paketi olarak adlandırılan ve kamu düzeninin korunması, vatandaşın can ve mal emniyetinin yeterince sağlanması için yapılmak istenen bir kanuni düzenlemeye karşı çıkarken, sokak hareketleriyle asayişi tehlikeye sokan eylemcilere cesaret veriyor. Kendince onların kanunsuz hareketlerine, vandalizme uzanan tahribata kılıf buluyor. Maskeli anarşistleri, biber gazından sakınmaya çalışan masum kişiler olarak takdim ediyor ve yüreklendiriyor. "Sizin önünüzde ben yürüyeceğim…" diyor. Eğer Kemal Bey, vatandaşlıktan doğan demokratik haklar çerçevesinde, gösteri ve yürüyüş yapmak istiyorsa, buna bir engel zaten yok. Dolayısıyla meydan okumaya da gerek yok. Ama "ulusal kurtuluş savaşı…" gibi söylemlerle insanları gerilime ve çatışma ortamına sürüklemek, kabul edilebilir bir hal değil.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, bugüne kadar kendi partisinin dinamik tabanını daima sükûnet içinde tutmuş, sokak hareketlerine asla prim vermemiş bir siyasetçidir. Ve bu yönüyle her zaman büyük takdir toplamıştır. Ancak son zamanlarda, Sayın Bahçeli de çok farklı tonda bir söylem benimsemiş görünüyor. Doğrusu yadırgamamak mümkün değil. Biz her şeye rağmen, Sayın Bahçeli'nin CHP Lideri ile aynı paralele düşmeyeceğini ümit ediyoruz…


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...