Dışişleri Bakanlığı'ndan Ege'de sağduyu çağrısı

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Türkiye'nin, Ege'deki hak ve menfaatlerini uluslararası hukuk çerçevesinde korumaya devam edeceğini belirterek bu konuda sağduyuyla hareket edilmesi ve mevcut diyalog mekanizmalarından yararlanılması gerektiğini vurguladı. Bilgiç, bir soruya verdiği cevapta, "Yunanistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün 29 Mart tarihinde bir soruya cevaben yaptığı açıklamada, Sayın Milli Savunma Bakanımızın TBMM'deki beyanlarına değindiği görülmüştür. Sayın Milli Savunma Bakanımız, basında çıkan ve Ege'deki bazı ada isimlerine yer veren bir haber üzerine, Meclis'te kendisine yöneltilen sorulara cevaben, uluslararası hukuk çerçevesinde konunun hukuki veçhesine değinmiştir" ifadesini kullandı.
Ege'de birbiriyle bağlantılı meseleler bulunduğuna işaret eden Bilgiç, Türkiye'nin Ege Denizi'ne yönelik yaklaşımının net olduğunu ve bunu ilgili tüm tarafların yakından bildiğini kaydetti. Bilgiç, Ege Denizi'nin iki ülke arasında barış, dostluk ve işbirliği alanı olmasını arzu ettiklerini belirterek Ege'deki tüm sorunların iki tarafın da mutabık kalacağı, ortak çıkarlara dayalı, Birleşmiş Milletler şartında öngörülen uyuşmazlıkların barışçıl yollardan çözümü yöntemleriyle kapsamlı ve kalıcı şekilde çözülmesi için gerekli siyasi irade ve kararlılığın muhafaza edildiğini vurguladı.
Sözcü Bilgiç, bu sorunlar çözülene kadar her iki tarafın da bölgede barış ve istikrara menfi etkide bulunacağı ve iki ülke arasında güçlendirilerek sürdürülen olumlu atmosfere zarar verecek tek yanlı girişimlerden kaçınılmasının önem taşıdığının altını çizdi. Yunanistan Milli Savunma Bakanı'nın bir soruya cevaben Ege'nin bir "Yunan Denizi" olduğunu iddia ettiğinin basına yansıdığını belirten Bilgiç, şunları kaydetti: "Tüm Ege sorunlarının temelinde yatan bu çarpık anlayış, iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi ve Ege'deki sorunların halli için ortaya konan çabalara zarar vermektedir. Türkiye, Ege'deki hak ve menfaatlerini uluslararası hukuk çerçevesinde korumaya devam edecek olup, bu konuda sağduyuyla hareket edilmesi ve mevcut diyalog mekanizmalarından yararlanılması gerektiğini bir kez daha vurgularız."