Babasına bakmak için okulu bıraktı

/ Kaynak: CHA
- Güncelleme:
Babasına bakmak için okulu bıraktı

Yaşam Haberleri  / CHA

Amcasını da kas erimesinden kaybeden 17 yaşındaki Kerem Bostancı, çok başarılı olmasına rağmen okulu bırakarak aynı hastalığa yakalanan babasına bakıyor.

Kas erimesi hastalığına tutulan ve durumu gittikçe kötüleşen 47 yaşındaki Özgür Bostancı'nın tek dayanağı oğlu 17 yaşındaki Kerem Bostancı oldu. Kerem, babasına bakmak için çok başarılı olduğu okulu dahi bırakmak zorunda kaldı. Babasının her türlü ihtiyacını karşılayan Bostancı, açık lisede eğitimini sürdürüyor. Babası, Kerem için "Hiç teşekkürü yoktu, hepsi takdirlikti." dedi. Altı ay önce amcasını, kas erimesi nedeniyle kaybettiğini anlatan Kerem Bostancı, babasının sağlığı için elinden gelini yaptığını söyledi. Kendi yaşıtlarının sokaklarda oynaması, okullara gitmesi, özgürce gezdikleri hatırlatıldığında Kerem, "Hiçbir şey babam kadar değerli değil." diye ifade etti. Hisarardı ve Gazi Paşa İlköğretim Okulu'nu bitirdikten sonra Kuzeykent Anadolu Lisesi'ni kazanan Kerem Bostancı, babasının hastalığının ilerlemesi üzerine babasına bakacak kimse olmadığı için okulunu bırakıp dışarıdan okulunu sürdürmeye karar verdiğini anlattı. Babasının banyosunu, temizliğini ve her türlü ihtiyacını karşılayan Küçük Bostancı, "Annemi hiç tanımadım. Küçükken bana kötü davrandığı, hatta dövdüğü için babam ondan ayrılmış. Üç yaşından beri bana babam bakıyor. Şimdi de ben ona bakıyorum. Babam bana, ben babama bakıyorum. Bilmediğim pek çok şeyi ondan öğrendim. Hala bana bilmediklerimi öğretiyor." diye konuştu. Bostancı, seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlıyor. 15 yıldır kardeşinin de yaşadığı genetik hastalık olan kas erimesine tutulan Bostancı'nın hastalığı, son birkaç yıldır ilerlemiş. Kerem Bostancı, babasının hem annesi hem babası oldu. Ailesinden kimsenin sahip çıkmadığı babasına bakmanın vazife olduğunu ifade eden Bostancı, "Babamı çok seviyorum, o hastayken günümü gün edemem. Onu çok seviyorum. Kimse bakmasa da ben babama bakacağım. Okulumu bıraktım, ancak açık lise okuyorum. Üniversiteyi kazanırsam ertelerim. Babam hastayken onu evde yalnız bırakmam mümkün değil. Hastalığı nedeniyle makinaların değişmesi ve özel ihtiyaçları oluyor. Onu bırakıp evden gidemem." şeklinde konuştu nbsp;


nbsp;"ÖLÜNCE OĞLUM SOKAKTA KALACAK DİYE KORKUYORUM" nbsp;


Yaşadıkları evin rutubet ve nemden dolayı kendi sağlığı açısından kötü olduğunu ifade eden Özgür Bostancı, şunları ifade etti: "Ben öldüğümde annem bu evi satar, oğlum sokakta kalır diye endişe ediyorum. Hastalanınca malulen emekli oldum. 700 TL Bağkur emekli maaşım var, kredi çekip küçük bir ev almak isterdim. Ancak kredi öderken eve nasıl bakacağımı bilemiyorum, o yüzden böyle bir şey mümkün değil. Evimizin yolu yapılıyor. Akülü arabam var, en azından cuma namazlarına gideceğim diye seviniyorum. Seyyar satıcılık yaparken Nasrullah Camii'nde vakit namazlarımı da kılıyordum. Hastalığım nedeniyle şu anda evdeyim. Annem bana iyi davranmadı. Evi satacak ama içinde ben yaşadığım için kimse almak istemiyor, en büyük korkum öldüğüm zaman oğlumun sokaklarda kalması. Oğlumun kalacağı bir evi olsun istiyorum. O nasıl olsa karnını doyurur. Ufak da olsa kendimize ait bir evimiz olsun istiyorum. Kapıcı dairesi bile olur. Ailem bana rahat vermedi. Ben de hayatımda tek kişi olan oğluma iyi bir gelecek hazırlamak isterdim. Nasip olmadı. Oğlumu çok seviyorum. Ölürsem oğlum sokakta kalır diye çok üzülüyorum. Benden sonra ona bakacak kimse olmayacak." nbsp;


Yaşam
Kaynak: CHA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...