Kurtulmuş'tan çözüm çağrısı: Elde kalaşnikofla barış beklenmez

Kurtulmuş'tan çözüm çağrısı: Elde kalaşnikofla barış beklenmez

GÜNDEM Haberleri

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye kökenli vatandaşların nabzını tuttu, sorunlarını dinledi.

Fuat Uğur KÖLN
Hollanda ve Almanya'da Türk toplumunun temsilcileri ile bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye kökenli vatandaşların nabzını tuttu, sorunlarını dinledi. Köln'de, programının son gününde, beraberindeki gazetecilere önemli açıklamalar yapan Kurtulmuş, ekonomiden başkanlık tartışmalarına, çözüm sürecinden muhalefete kadar birçok konuda sorularımızı cevapladı… nbsp;
-2008-2009 Avrupa kriziyle birlikte dünya ekonomisi yeni bir safhaya geldi. Neo-liberal tezler sorgulanıyor. Siz yeni bir ekonomik model konusunda çalışma yürütüyor musunuz?
Daha çok üreteceğiz, daha çok ihracat yapacağız. Sayın Başbakan'ın değerlendirmeleri de bu yönde. Türkiye'nin asgari yüzde 5'lik büyümeyi tutturması şart. Birileri bize 'Büyü-ME' ya da 'kalkın-MA' ekonomisini empoze ediyor. Hayır, Türkiye daha çok üretime yönelmeli. Bunu yapamazsak, orta gelir tuzağına düşmemiz kaçınılmaz. Türkiye'de etkin bir yürütmeye ihtiyaç var. 12 Eylül'ün çizdiği bugünkü sistem, yasama, yürütme ve yargıyı parçaladı. Hepsinin üzerinde de bunları kontrol eden layüsel (sorumluluğu olmayan) bir Cumhurbaşkanlığı var. 'Başkanlık' dediğimizde birileri 'Diktatörlük' diyor. Sezer zamanında hükümetin nasıl baskı altına alındığını gördük. Bütün kurumların denetlendiği mekanizmaları yerli yerine oturtmalıyız. Devlet bütün ekonomik ve siyasi kararların mekanizması olursa, Trabzon'da, Hakkari'de ne yapılacak? Böyle olursa devlet ele geçirilmesi gereken bir mekanizma olur. Paralel yapı tehdidinin en temel nedeni de bu. Bunları yapamazsak, 70'li yılların tartışmaları günleri geri gelir. Eski sistemle buraya kadar. Başkanlığı öngören yeni anayasasıyla, barajı kaldırmış ya da çok düşürmüş bir seçim sistemiyle tam demokratik sistemi kurmalıyız. nbsp;
Çözüm süreci, partilerin seçim psikolojisi içinde birbirine yüklenmesi mi? nbsp;
Her kim çözüm sürecini bitirmek isterse hesabını verir. Bazıları akamete uğramasını istiyor ve üslubu sertleştiriyor. Ben umudumu hiçbir şekilde kaybetmedim. Kimse çözümü siyasi polemik konusu yapmasın. Barajı aşmanın siyasi argümanı olarak dilini sertleştirmek, çözüm sürecine zarar vermek gibi bir tavrın içinde olmamalarını diliyorum. Bir elinde kalaşnikof, diğer elle halay çekilmez. Silahları bırakmadan barıştan bahsetmenin mantığı olamaz.
Barış için üslubu sertleştirmeme gereğinden söz ettiniz. Ama 6-8 Ekim katliam çağrısını yapan Demirtaş, bugün de Ağrı'daki PKK provokasyonunu arkalarken CHP'yi destekleyen medya ve Doğan medya üzerinden barış güvercini olarak sunuluyor… nbsp;
Terör örgütüyle geçmiş bağlantıları olan, fiili destekleri olan bir yapıyı konuşuyoruz. Onların çözüm süreci konusunda farklı kanaatleri olduğunu da biliyoruz. Barış yaklaştıkça elinde silah olanın gücü azalır, sözü olanın gücü artar. HDP'nin sözünü artırması lazım. Onlardan şu çağrıyı bekliyoruz: Ey elinde silah olanlar, seçim dolayısıyla halka asla baskı yapmayın. Çatışmaya zemin hazırlamayın. HDP bunu yaparsa barajı aşma konusunda mesafe alır. nbsp;
Sayın Demirtaş ve siyasi sözcülerinin nasıl yol almaları gerektiğini işareti de 10 Ağustos seçimleri. Yüzde 6 ile tabii kitlenin çok üzerinde oy almışlardır. En azından Türkiye partisi iddiasını ortaya koymuştur. Terörle şiddetle arasına mesafe koymaz, hala bu işi sokakta arama konusunda ısrar ederlerse kaybederler. nbsp;
Başbakan, Demirtaş için "O bir projedir" demişti, Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Proje midir, değil midir bilemem. Ancak özellikle siyaset üretemeyenlerin proje peşine düştüklerini de biliyoruz. 30 Mart'tan bu yana, sadece AK Parti karşıtlığı üzerinden bir takım projeler oluşturuldu. Paralel yapı ile bazı yerlerde HDP'yi, bazı yerlerde MHP'yi bazı yerlerde CHP'yi bir araya getiren hangi güçtür? Hangi sihirli sözcüktür, hangi iksirdir? nbsp;
Papa'nın açıklamasının ardından AP'nin de Ermeni soykırımı iddiasıyla karar almasını nasıl değerlendirirsiniz?
Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, arşivlerimiz açık. Komplo teorilerine inanmam, ama ortada bir realite var. Türkiye ne zaman güçlendiyse sağdan soldan çelme takmak isteyenler oldu. Afrika, Asya dendiğinde sömürüden başka bir şey düşünmeyenler tabii ki Türkiye'den rahatsız oluyorlar. Göreceğiz, önümüzdeki 10 yıllardaki temel çatışma, barış ve düzen yanlıları ise çatışma yanlıları arasındaki mücadeleden ibaret olacaktır.


KURTULMUŞ, TÜRK ÇOCUĞUNA YAPILAN BATI ZULMÜNÜ ANLATTI:
Zorla domuz eti yedirip
kafasını klozete sokmuşlar!
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Almanya'da Gençlik Dairesi'nin insan haklarını ihlal ederek Türk aileleri çocuklarından kopararak parçalamaya devam etmesini diplomatik olarak masaya taşıyacaklarını söyledi. Avrupa'da ölüm cezası olmadığını ama Gençlik Daireleri eliyle çocukları ellerinden koparılan ailelere adeta ölüm cezası verildiğini belirten Kurtulmuş, Batı'daki Müslümanlara yönelik zulmün boyutunu çok çarpıcı bir örnekle göz önüne serdi: "Manheim'da bir çocuğu getirdiler. Anne- babası ayrılmış, babası hapisteymiş… Çocuk, Gençlik Dairesi'nde kalıyormuş… Zorla domuz eti yediriyorlar, yemediğinde de görevliler çocuğu cezalandırmak için kafasını klozetin içine sokuyorlar. Psikolojisi bozulmuş, bakışlarından bile bu okunuyor. Almanya'da böyle uygulamalar var ne yazık ki… Bu konuda sivil toplum örgütlerinin çok daha fazla çalışmaları lazım. Biz de bu konuları takip ediyoruz, etmeye devam edeceğiz." nbsp;
Toplantıya katılan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kudret Bülbül ise meselenin Adalet Bakanlığı ile birlikte ele alındığını ve AİHM'e taşınacağını söyledi.





UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...