İsrail'in nükleer faaliyetleri

/ Kaynak: AA
İsrail'in nükleer faaliyetleri

DÜNYA Haberleri  / AA

Son yıllarda özellikle İran'ın nükleer faaliyetlerini sıkça eleştiren İsrail'in nükleer çalışmalarında gizlilik politikası yürütmesi tepki çekiyor.

Son yıllarda özellikle İran'ın nükleer faaliyetlerini sıkça eleştiren İsrail'in nükleer çalışmalarında gizlilik politikası yürütmesi ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (NPT) taraf olmaması İsrail'in "savunma politikalarına" yönelik eleştirileri gündeme getiriyor. Savunma harcamaları yaklaşık 15 milyar doları bulan ve güvenlik politikalarına son derece önem veren İsrail'in, nükleer programı ise "çok gizli" olması ve resmi hiçbir bilginin bulunmaması nedeniyle sadece öngörüler ve tahminler yoluyla analiz edilebilir durumda. Uzmanlar, İsrail'in 100 ila 200 arasında nükleer füzeye sahip olduğuna inanıyor. Bunun yanı sıra, Greenpeace Nükleer Faaliyetler raporundan derlenen bilgilere göre, İsrail ordusunun savaş başlıklarını savaş uçakları ve sahip olduğu üç denizaltıdan biri aracılığıyla ateşleyebileceği sanılıyor. İsrail'in nükleer programının 1950'lerin başında başladığı ve ilk atom bombasını da 1967 yılında ürettiği tahmin ediliyor. 1986 yılında, Mordehay Vanunu adlı nükleer mühendisinin açıklamaları, İsrail'in nükleer programının sanılandan daha ilerde olduğu ortaya çıkmıştı. Arap dünyasının olası tepkisine ilişkin kaygılar, İsrail toplumunun çeşitli katmanlarından gelebilecek olası eleştiriler ve ABD'nin nükleer silahsızlanmaya yönelik taahhütleri, İsrail'in nükleer kapasitesini kamuoyu önünde kabul etmemesinin nedenleri arasında gösteriliyor. 1968 yılında imzaya açılan ve 1970'te yürürlüğe giren Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (NPT) taraf olmayan İsrail, 2015 Gözden Geçirme Konferansı'na ise bu yıl gözlemci olarak katılıyor.
"İSRAİL'İN SON YILLARDAKİ GÜVENLİK ÖNCELİĞİ: İRAN"
Son yıllarda İsrail'in nükleer söylemini etkileyen en önemli unsur "İran'ın nükleer programının İsrail'e etkileri ve İsrail'in buna nasıl tepki vereceği" olarak ön plana çıkıyor. Özellikle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu döneminde "İran'ın nükleer faaliyetleri" ülkenin bir numaralı güvenlik tehdidi olduğu görülüyor. Netanyahu ve kabinesindeki önemli bakanlardan Ehud Barak ile Moşe Ya'alon konuşmalarında "İran'ın nükleer bir güç olmasının kabul edilemez olduğunu ve İsrail'in varlığını tehdit edeceğini" sık sık dile getiriyorlar.
"İSRAİL 80 ADET NÜKLEER BAŞLIĞA SAHİP"
İsveç merkezli Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün (SIPRI) 2014 yılına ilişkin yayımladığı verilere göre, dünyadaki nükleer başlık sayısı 16 bin 300. İsrail'in sahip olduğu nükleer başlık ise 80 adet. İsrail, şu an bölgesinde NPT'ye taraf olmayan tek devlet. ABD Savunma Bakanlığı tarafından İsrail'in nükleer çalışmalarına ilişkin yayımlanan rapor da bu ülkenin faaliyetlerine ilişkin bir takım ipuçları veriyor. Raporda, her ne kadar İsrail'in nükleer silahlara sahip olduğu direk olarak dile getirilmese de "Nahal Sorek Nükleer Tesisi'nde bir takım nükleer çalışmalar yürütüldüğü" belirtiliyor. Nükleer uzmanları Hans Kristensen ve Robert Norris, raporda "İsrail'in 80 adet nükleer başlığa sahip olduğu"nu ifade ederken, ayrıca "İsrail'in 115 ila 190 nükleer başlık üretebilecek 'parçalanabilir materyale' sahip olduğu"na dikkat çekiyorlar. İsrail'in 1967-2004 yılları arasında yılda 2 veya 3 nükleer başlık ürettiğini kaydeden Kristensen ve Norris, "İsrail'deki nükleer başlık savaşı 1982'de 35'e Irak Savaşı esnasında 56'ya ve 2003'te 78'e yükseldiğini" öne sürüyor. Fransa'nın yardımıyla 1950'lerde kurulan Negev Nükleer Aras¸tırma Merkezi İsrail'in nükleer konusundaki ilk en önemli adımı olarak biliniyor. İsrail'e bu konuda yardımcı olan bir diğer devlet de Nahal Sorek Nu¨kleer Aras¸tırma Merkezi'nin kurulmasına ön ayak olan ABD olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, İsrail'in "nükleer gizlilik politikasına" bir son vermesi gerektiğini ve bunun bölgedeki uzun dönemli istikrarın sağlanabilmesi için ilk adım olduğunu belirterek, "Nükleer faaliyetleri gizlemenin anlamsız olduğunu ve İsrail'in uluslararası hukuka uyma konusundaki gönülsüzlüğünü yansıtmaktan öteye geçmediğini" ifade ediyor. nbsp;
"NAHAL SOREK VE NEGEV NÜKLEER ARAŞTIRMA MERKEZLERİ DİKKATİ ÇEKİYOR"
Çevreci sivil toplum kuruluşu Greenpeace'in yayımladığı nükleer tesisler raporuna göre İsrail'de Nahal Sorek, Negev, Eilabun, Hayfa, Yodefat, Tiroş ve Kfar Zekharya'da nükleer çalışmalar yürütülüyor. Nahal Sorek Nükleer Aras¸tırma Merkezi, Tel Aviv'in 30 km gu¨neyinde 30 bin kişinin yaşadığı Yavne kasabası yakınlarında bulunuyor. Rapora göre, Palmaşim hava üssüyle bir güvenlik bölgesini ortak kullanan ve UAEK güvenlik denetimlerine tabi olan reaktör, 1960'tan bu yana faaliyet gösteriyor.
Negev Nükleer Araştırma Merkezi de yaklaşık 34 bin kişinin yaşadığı aynı adlı şehirden 10 km, Ürdün sınırından 40 km uzaklıkta, Negev Çölü üzerinde inşa edilmiş durumda. Rapordaki bilgiye göre, Negev Nükleer Araştırma Merkezi amacı nükleer silah yapımı, fakat İsrail Hükümeti bu bilgiyi alenen doğrulamak veya yalanlamaktan kaçınıyor.
İsrail'in başlıca deniz üssü olan Hayfa'da ise Alman yapımı Dolphin sınıfı dizel denizaltılarının bulunduğu belirtiliyor. Bu denizaltıların nükleer savaş başlıklı donanıma sahip Cruise füzelerini ateşleyebildikleri bildiriliyor. Bu da İsrail'in hava ve karada konumlanmış nükleer gücün yanı sıra bir de denizde nükleer gücünün olduğunu gösteriyor. 250 binden fazla nüfusa sahip olan Hayfa ayrıca kimya ve petrokimya sanayinin merkezidir. Buradaki Cruise füzelerinin sayısının 20 civarında olduğu tahmin ediliyor.
Yodefat, Nükleer Silah Montaj Tesisi, Tiroş ve Eilabun Taktik Nükleer Silah Depolama Tesisleri, Kfar Zekharya Nükleer Füze Üssü de raporda adı geçen diğer üsler olarak öne çıkıyor.


DÜNYA
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...