Asırlık Filistinlinin Nakba tanıklığı

/ Kaynak: AA
Asırlık Filistinlinin Nakba tanıklığı

DÜNYA Haberleri  / AA

Nekbet'in tanığı: 'İsrail askerlerinin 30 yaşlarında hamile bir kadını yakalayıp eşi ve çocuklarının gözü önünde öldürdüğü sahneyi halen hatırlıyorum'

Gazze'nin Beyt Lahya şehrinde yaşayan 126 yaşındaki Recep Et-Tum, 1948 yılında İsrail'in kuruluş sürecinde Filistinlilerin maruz kaldığı yıkım ve katliamları dün gibi hatırlıyor. Filistinlilerin "Nekbet" (Büyük Felaket) olarak adlandırdıkları süreçte Beer-Sheva'da (Bi'ru's-Seb'a) çiftçilik yaptığını belirten Tum, o günlerde tanık olduğu katliamları gözyaşları içinde AA muhabirine anlattı. En yaşlı Filistinli olma unvanını taşıyan Tum, "İsrail askerlerinin 30 yaşlarında hamile bir kadını yakalayıp eşi ve çocuklarının gözü önünde öldürdüğü sahneyi halen hatırlıyorum" diyerek, Filistinlilerin o dönemde buna benzer pek çok saldırı ve şiddete maruz kaldığını dile getirdi. Filistin köylerine hedef gözetmeden düzenlenen bombardımanın amacının halkı korkutup kaçırmak olduğunu söyleyen Tum, çok sayıda kişinin de bu saldırılarda yıkılan evlerin enkazı altında kaldığını belirtti. Tum, "Filistinliler başlangıçta ne olduğunu anlayamadı. Kadın ve çocukların öldürüldüğü haberlerinin gelmesinin ardından İsrail çetelerinin tank ve silahlarla köylerine girdiklerini gördüklerinde tek yapabildikleri şey, mülklerini bırakarak Gazze, Batı Şeria, Ürdün, Lübnan ve Suriye gibi daha güvenli bölgelere kaçmak oldu" diye konuştu.
"TARİK NEKBET'DE YAŞANANLARI YAZMADI"
Filistinlilerin bu şekilde köylerinden çıkarılacakları ve tehcirin bugüne kadar devam edeceğini hiç düşünmediklerini belirten Tum, "Filistinliler, olayların birkaç gün süreceğini, sonra evlerine döneceklerini sanıyorlardı. Evlerinin anahtarlarını bu nedenle muhafaza ettiler. Gece vakti topraklarına gizlice giriyor ve meyve getiriyorlardı" dedi. "Tarih, Nekbet'de yaşananları ve Filistinli ailelerin acı dolu hikayelerini ayrıntılı olarak yazmadı" diyen Tum şunları kaydetti: "İsrail çeteleri 1948'de kanlı katliamlara imza attı. Göç sahnelerini bugünkü gibi hatırlıyorum. Masum insanların İsrailliler tarafından öldürülmesi hayatımda gördüğüm en kötü şeydi."
Filistinlilerin tehcir edilmesi ve köylerinin yıkılmasında İngiltere'nin de büyük rolü olduğunu dile getiren Tum, "İngiltere, Balfour Deklerasyonu'yla Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması konusunda destek verdi ve kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapmayan çetelerin silahlandırılmasına yardımcı oldu" ifadelerini kullandı. Tum, ordusunda Askerlik yaptığı Osmanlı döneminden başlayarak, İngiliz mandası, Mısır yönetimi, İsrail işgali ve son olarak Hamas yönetimi olmak üzere şimdiye kadar beş tarihsel dönem yaşadığını aktardı.
DOĞUM TARİHİ BAKANLIK TARAFINDAN TESCİL EDİLDİ
Osmanlı ordusunda askerlik yapmak için çağırıldığında 30 yaşında olan ve orduda 5 yıl askerlik yapan Tum, 1914-1918 yılları arasında 1. Dünya Savaşı'na katıldı. Tum, Osmanlı'nın 1918 yılında Filistin'den çekilmesinin ardından Gazze'ye döndü. Filistin'in İngiliz mandası altına alınmasından itibaren asıl mesleği olan çiftçiliğe dönen Tum, Negev'deki Beer Şeva'da (Bi'rus Seba) satın aldığı araziye Buğday, Arpa ve mısır ekerek her hasat mevsiminde tarladan çıkan mahsulleri Gazze'de sattı. İngiliz mandası sona erinceye kadar Beer Şeva'da çiftçiliğe devam eden Tum, 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasının ardından tekrar Gazze'ye döndü. Tum, Gazze'deki İçişleri Bakanlığı'nın 3 Şubat 2014'te, daha önce 01 Ocak 1902 olan doğum tarihini 01 Ocak 1889 olarak düzeltip onaylamasıyla en yaşlı Filistinli ünvanına sahip oldu.
FİLİSTİNLİ MÜLTECİLER SORUNU nbsp;
Filistinlilerin, beraberinde getirdiği tehcir, katliam ve yıkım nedeniyle "büyük felaket" olarak adlandırdıkları ve 15 Mayıs'a tekabül eden Nekbet gününün yıl dönümünde, geniş çaplı gösteriler düzenliyor. Filistin Merkezi İstatistik Bürosu'nun rakamlarına göre, 2013 yılı itibarıyla sayıları 5.9 milyonu bulan Filistinli mülteciler, Ürdün'de 10, Suriye'de 9, Lübnan'da 12, Batı Şeria'da 19 ve Gazze'de 8 mülteci kampında hayatlarını idame ettiriyor. Suriye'de BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'na (UNRWA) kayıtlı 540 bin Filistinli mülteciden 270 bini, iç savaş nedeniyle ülke içinde sığınmacı durumuna düşerken, 51 bini Lübnan'a, 11 bini Ürdün'e, 5 bini Mısır'a, diğerleri de Türkiye, Gazze ve bazı Avrupa ülkelerine sığındı. Lübnan'da ise nüfusun onda birini teşkil eden 450 bin Filistinlinin çoğu mülteci kamplarında yaşıyor ve bu Filistinlilere eğitim ve mülk edinme gibi temel haklar tanınmıyor. Ürdün'de yaşayan Filistinliler ise 1967'ye kadar Mısır idaresinde kalan Gazze asıllı 140 bin kişi hariç vatandaşlık hakkına sahip bulunuyor.

DÜNYA
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...