Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Meclis-i Mebusan'dan bu yana seçimler-2

Meclis-i Mebusan'dan bu yana seçimler-2

YAŞAM Haberleri

Kenan Evren eski siyasetçilere meclis yolunu kapatmak istese de referandumdan farklı bir manzara çıkar.

İRFAN ÖZFATURA
Bülent Ecevit şair ruhlu, zarif kibar bir insan olarak tanınır ama siyaseti sert yapar, gerginlikten medet umar. Milliyetçi Cephe çatısı altında kurulan Demirel hükümetini âdeta topa tutar. Karanlık mihraklar zaten fırsat kollamaktadır, kanlı 1 Mayıs ile iş çığırından çıkar.
Ecevit ne pahasına olursa olsun iktidara gelmekte kararlıdır. Açıkça "kumar borcu olmayan adamlar" arar. Güneş Motel'de pazarlığa oturduğu 11 AP'li milletvekili (Mataracı, İşgüzar vs) ile "bakanlık karşılığında" el sıkışırlar.
Bu arada Sağ-Sol çatışması alevlenir. Üniversiteler aşırıların eline geçer, militanlar istediklerini derse alır, istemediklerini içeri sokmazlar. Şehirlerde bölgeler netleşir, hududu aşanlar halk mahkemelerine çıkarılırlar. Sendikalar, öğretmenler (TÖBDER, Ülkü-BİR) siyasete sarılırlar, polisler bile POLDER, POLBİR diye ikiye ayrılırlar.
Meclis-i Mebusan'dan bu yana seçimler-2
Meclis-i Mebusan'dan bu yana seçimler-2

KITLIK, YOKLUK, KUYRUKLAR
Ecevit hatiptir, ancak başarılı bir başbakan olamaz. Enflasyon gemi azıya alır, memlekette mazot, margarin, tüp gaz bulunmaz. Rafineriler, şeker ve sigara fabrikaları devletin elindedir güya. Mal bir yerlerde buharlaşır, istifçiler yükü tutar.
Olmamıştır, becerememiştir. Karaoğlan'ın vaat ettikleri bu değildir oysa…
79 senato seçimlerinde AP %46.8 alınca hükümete tek çıkış yolu kalır: İstifa!
Demirel'in kurduğu azınlık hükümeti çayı, şekeri, benzini, sigarayı sağlasa da anarşi fren tutmaz. Uzayan Cumhurbaşkanlığı seçimleri can sıkar, Ajda Pekkan ve Zeki Müren'e bile oy çıkar.
Ecevit, Korutürk'ten iyisini bulacak değildir, uzatmaları oynaması işine gelir bir bakıma.
KANA KAN İNTİKAM!
Gün geçmesin ki bir gazeteci, akademisyen, savcı, sendikacı vurulmasın. Hatta Gün Sazak ve Nihat Erim bile suikaste uğrar.
Bazı silahların balistik muayeneleri yapıldığında hem sağın hem solun kullandığı ortaya çıkacaktır. Bir oyun vardır ama…
Netekim 12 Eylül 1980 darbesi ile Genelkurmay Bşk Kenan Evren yönetime el koyar. Milli Güvenlik Komitesi (Kara, Hava, Deniz ve Jandarma komutanları) yasama ve yürütmeyi ellerinde toplarlar. Partiler kapatılır, siyaset ikinci bir emre kadar yasaklanır.
Kenan Paşa 12 Eylül öncesinde de aynı yetkilere haizdir. Müdahale için "olgunlaşmasını bekledik" demesi hoş karşılanmaz.
BİR SAĞDAN BİR SOLDAN
12 Eylül yönetimi insani değildir. Generaller bir sağdan bir soldan mantığı ile adam asmaca oynarlar. Mustafa Pehlivanoğlu gibi masumlara da kıyılır bu arada.
En ağır travmayı Ülkücüler yaşar, bilhassa Mamak'ta işkence görür, alaya alınırlar. Burada ne yaptık, ne yapmalıydık sorusuna cevap arar, daha fazla İslam'a yapışırlar.
Liderler Çanakkale Zincirbozan'da gözaltındadır. Türk siyasetine yön verenler kışlalarda saç sakal ağartırlar.
Konsey bilahare "Danışma Meclisi" kurar ve yeni bir Anayasa yaptırır onlara. Bu Anayasa Kenan Paşa'yı da Cumhurbaşkanlığına taşır ayrıca.
Hesap açıktır oysa, MHP'liler, MSP'liler ve aşırı solcular oy vermeyeceğine göre % 92 çok fazladır, bir şaibe vardır ortada!
Seksen Anayasası en fazla oy alan partinin (bu tabii ki MDP olacaktır) önünü açacak şekilde hazırlanır. Konsey hoşlanmadığı isimleri veto edebilir pekâlâ.
ERKEN ÖTEN HOROZU...
Gelgelelim General Turgut Sunalp'a kurdurulan MDP umduğunu bulamaz. nbsp;
Dört eğilimi de kucaklayan Turgut Özal ise profesyonelce propaganda yapar ve reylerin % 45.1'ini alarak tek başına yürür iktidara. Özal generallerin kendileri için hazırladığı zemini sonuna kadar kullanır. Zekice hamlelerle tabuları yıkar.
Turgut Bey yurt dışı görmüş bir insandır. Türkiye'nin geleceği yerin farkındadır. Üzerinde beş on mark yakalattığı için yargılanan esnaf nefes alır, arpalık olan KİT'ler piyasa gerçekleri ile tanışırlar. Boğaz köprüsü satılır ama yerinde durmaktadır hâlâ. İnanç hürriyeti teşebbüs hürriyeti gelişir, dileyen dilediği gibi konuşur, eline silah almadan ama. Kaçaklara yurda gelin der, velev ki Behice Boran ve Cem Karaca bile olsa.
Özal'ın en büyük iyiliği insanımıza cesaret aşılamasıdır, ezikliğimizi yener, çıkarız dünyaya.
SULAR YATAĞINA AKAR
Generallerin partisi MDP tükenmiştir, öyle ki kendini feshedecek kadar. Yasaklılar hülle partileri kurdurup Parlamento'da temsili başarırlar. Misal SODEP önce HP, sonra SHP tabelasını asar.
Yok bu böyle olmayacaktır, halka gitmeli referandum yapmalıdırlar. Kenan Evren Anayasayı geçirdiği gibi, yasakları sürdürebileceğini sanır. "Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı" dese de millet onun arzusu hilafına davranır bu defa. Demirel'i, Ecevit'i, Erbakan'ı, Türkeş'i küçük görmesi pahalıya patlar ona. (6 Eylül 1987)
Özal ise zekice bir hamle ile hayır oylarına oynar. SHP'yi kendi reklamındaki limon gibi sıkar. Turgut Bey % 36.3 oy alır ama 292 milletvekili ile Meclis'teki sandalyelerin % 65'ine sahip olur. SHP 99, nbsp;DYP ise 59 milletvekili çıkarabilir ancak. nbsp;
DSP % 8.5, RP % 7.2, MÇP % 2.9 nbsp;baraj altında kalırlar.
SİVİLLER SENİNLE nbsp;GURUR DUYUYUYOR
Rahmetli Özal kurt bir siyasetçidir, hazır bu kadar milletvekili varken Çankaya'ya niye çıkmasındır dimi ama?
Ve ilk defa bir sivil, cumhurbaşkanımız olur. Devrim budur aslında.
Gelgelelim Yıldırım Akbulut idaresindeki ANAP Özallı günlerini arar. Mesut Yılmaz ile kan kaybı sürer ve 91 seçimlerini DYP % 27 oy ve 178 mebus ile önde tamamlar. ANAP % 24 ile 115 çıkarabilir, HEP ile ittifak yapan SHP 88 mebus kazanır. DSP ise barajı kıl payı aşar (%10.8- 7 milletvekili)
Seçimin görünmeyen galibi Refah çatısı altında birleşen MHP, İDP ittifakıdır. Birlikte barajı aşmakla kalmaz % 16.9 gibi sürpriz bir oyla 62 milletvekili çıkarırlar.
Hasılı 12 Eylül'ün yasaklıları Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş tam kadro sahadadırlar. nbsp;
Demirel, İnönü el ele verip koalisyon kurar. Rahmetli Özal vefat edince Ece-vit'in desteğini alan Süleyman Demirel Çankaya'ya çıkar. DYP'yi bir hanımefendiye bırakır ki halk Tansu Çiller'i tanınmıyordur daha.
Erdal İnönü ise siyasete bir türlü ısınamaz, SHP Genel Başkanlığını Murat Karayalçın'a bırakıp üniversiteye döner, sevdiği işi yapar.
Meclis-i Mebusan'dan bu yana seçimler-2

BEYAZ İHTİLAL
1994 Mahalli seçimlerinde Refah Partisi Tayyip Erdoğan'la İstanbul'u, Melih Gökçek'le Ankara'yı alır. Temiz bir belediyecilik yaparlar ve 1995 seçimlerinde %21.4 oy alır 158 milletvekili kazanırlar.
Muhsin Yazıcıoğlu ve 7 arkadaşını listesine alan ANAP 132, DYP 135, SHP 76 milletvekili alır. CHP barajı kıl payı aşarak (%10.7) 49 milletvekili kazanır. MHP Kur'an-ı kerim kurslarının tasfiyesi demek olan 8 yıllık eğitime evet deyince baraja takılır. HADEP de % 4.2 ile barajı aşamayanlar arasındadır.
Medyadan büyük destek gören Cem Boyner'in YDH'si ise yüzde yarım bile alamaz.
Hükümeti önce DYP-SHP, sonra DYP- CHP koalisyonu kurar. 1995 kurultayında CHP'nin başına geçen Deniz Baykal İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir'in alınmasını ister. Kriz büyür ortaklık biter. DYP'nin kurduğu azınlık hükümeti güvenoyu alamaz.
ANAP ve DYP aynı tabana hitap eden iki partidir ama yaptıkları ortaklık (ANA-YOL) liderlerinin geçimsizlikleri yüzünden yürümez.
REFAH-YOL, 28 ŞUBAT
Mimarları arasında Rahmetli Dr. Yalçın Özer'in de olduğu RP-DYP (Refah-Yol) koalisyonu generalleri çok rahatsız eder. Ordu "örtülü müdahalede" bulunur. 28 Şubat'ta akla ziyan baskılar yapar. Demirel teamüllerin aksine hükümeti kurma vazifesini yeterli sayısı olan Çiller'e vermez. Mesut Yılmaz'a sunar. Mesut Yılmaz'ın kurduğu azınlık hükümeti (ANASOL-D) icraat yapamaz.
Bu arada RP laiklik karşıtlığından suçlanıp kapatılır. Partililer hep birlikte Fazilet Partisi'ne geçerler. Meşru zeminde çare tükenmez nasıl olsa.
Türkbank skandalı üzerine CHP desteğini çekince Hükümet düşer. Seçimi mahalli seçimlerle birleştirip öne alırlar.
18 Nisan 1999'a kadar Ecevit Başbakanlık yapar. Bu arada Öcalan teslim alınır ve Bülent Bey bunu oy tahsilinde kullanmaya başlar.
ÖCALAN İMRALI'YA ECEVİT İKTİDARA
Evet 1999 seçiminin galibi Ecevit'tir (136 mebus). Rahmetli Türkeş'in vefatı ile dağılacağı sanılan MHP büyüyerek devam eder yoluna. (129 milletvekili)
ANAP 86, DYP 85 milletvekili çıkarır. Cumhuriyeti yıkmakla suçlanan Fazilet Partisi 111 milletvekili alırken, Cumhuriyeti kurmakla övünen CHP barajı bile aşamaz.
Biz Demirel ve Ecevit'i kanlı bıçaklı düşman olarak biliriz ama Ecevit Demirel'i Çankaya'ya çıkarabilmek için çabalar, Demirel ise Hükümeti kurma vazifesini seve seve Ecevit'e sunar. Madem aynı tüfeğin demirindensiniz 80 evveli kör dövüşü yapıp milleti niye gerdiniz acaba?
Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz koalisyonu (Anasol-M) kendilerinden bekleneni veremez, esnaf biter, iflaslar peş peşe gelmeye başlar.


SEZER KİMİN YANINDA
Ecevit, Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer'in Cumhurbaşkanı olmasını çok arzular. Sola yakın bir isimdir zira. Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz da destek olurlar. Hatta Fazilet lideri Kutan ve Çiller de katılır halkaya. Sezer, beş partinin ortak adayı olmasına rağmen ikinci turda seçilebilir o başka.
Benzer görüşleri savunmalarına rağmen Sezer, Ecevit ile hiç anlaşamaz, garipliğe bakın ki Başbakan'ın suratına anayasa kitapçığı atar.
Ve halk arasında "Kara Çarşamba" diye adlandırılan kriz patlar.
Cumhurbaşkanı Sezer, Recep Tayyip Erdoğan'ı milletvekili yapacak Anayasa değişikliğine de karşı çıkar. Veto hakkını kullanır sonuna kadar. Görev süresince 67 yasa, 22 Bakanlar Kurulu Kararı ve 729 müşterek kararnameyi iade ederek rekor kırar.
Bu arada yetkisini kullanarak 40 DHKP-C, 6 PKK, 28 TKP-ML, 28 TİKB, 19 Dev-SOL,17 MLKP, 15 THKP-C, 3 TDP, 2 TKİP, 2 TEKP, 1 DHP ve 1 Dev-Yol militanını affeder dışarı salar. Bunlardan bazıları kanlı eylemlere karışırlar.
BAŞBAKAN BAKIMA MUHTAÇ
2002 yılında Başbakan Ecevit sanki bir anda ihtiyarlar. Saçları tırnakları uzamıştır, etrafına boş boş bakar. Acaba zehirlendi mi sorusu gelir halkın aklına. Rahşan Hanım çaresizdir, mutlaka bildiği şeyler vardır ama konuşmaz.
Siyaset vefa mesleği değildir, DSP'liler daha güvenli limanlara akarlar. Ecevitlerin manevi oğlu diye tanıdığımız Hüsamettin Özkan bile kopar, gider İsmail Cem ve Kemal Derviş'le YTP (Yeni Türkiye Partisini) kurar.
Troykanın güçlü ismi İsmail Cem, Robert Kolej mezunudur. Rahat yaşamış bir İstanbul çocuğudur ama solculuğu da hızlıdır o oranda. SHP, CHP, DSP gibi bütün sol partilerde yer alır ve uzun süre Dışişleri Bakanlığı yapar.
SİPARİŞLE OLMUYOR
Parti kurduğunda medya gücü arkasındadır. Hatta Hürriyet nbsp;"Ecevit'siz ve MHP'siz hükümet modeli" geliyor müjdesini verir halka. TÜSİAD destek verir sonuna kadar.
Cem, Paris'te siyaset sosyolojisi üzerine mastır yapmıştır ama YTP % 1.15 alabilecektir ancak. nbsp;
Uzatmayalım Devlet Bahçeli Kocayayla Türkmen Kurultayı'nda erken seçim yapılmasını ister. Diğerleri de kabul ederler.
3 Kasım 2002 seçimlerinde beklenmeyen bir manzara çıkar. 99'dan 2002'ye kadar ülkeyi yönetenlerin hepsi (Ecevit, Bahçeli ve Mesut Yılmaz) barajın altında kalırlar, Çiller ve DYP'si de ona keza. Cem Uzan'ın kurduğu Genç Parti umuru devlet görmüş anlı şanlı ANAP'a fark atar. nbsp;
Adalet ve Kalkınma Partisi 365 milletvekili ile tek başına iktidar olurken, bir evvelki seçimde baraj altında kalan, CHP 178 milletvekili ile muhalefet görevini omuzlar.
Bu milletin şakası yoktur üç sene evvel iktidara taşıdığı Ecevit'i % 1.2 ile siler atar.
Dilerseniz burada noktalayalım. Günümüz partilerini yakinen tanıyorsunuz nasıl olsa.
BİTTİ


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...