Kılıçdaroğlu: Türkiye sürece destek vermeli

Kılıçdaroğlu: Türkiye sürece destek vermeli

Politika Haberleri

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Muhalifler şimdi Esad rejimiyle görüşmeye hazır olduklarını söylediler. Bu çok önemli bir adımdır. Bir araya gelip en azından sorunları aşma konusunda konuşmaları çok önemli bir adımdır. Türkiye buna destek vermeli'' dedi.



nbsp;Kılıçdaroğlu, İngiltere İşçi Partisinin davetlisi olarak geldiği Londra'da, CNNTürk televizyonunda canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. THY'nin yeni hostes kıyafetleri sorulan Kılıçdaroğlu, düşünülen kıyafetlerin kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Kıyafetleri Türkiye'nin imajını zedeleyen giysiler olarak niteleyen Kılıçdaroğlu, umarım THY yönetimi böyle bir olayın içinde olmaz'' ifadesini kullandı. ''Bu bir rejim meselesi mi? THY hosteslerinin kıyafetleri çok mu önemli? Yarı özerk bir havayolu şirketinden bahsediyoruz. Neden bu kadar önemli'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, THY'nin adında Türk isminin geçtiğini ve vatandaşların ödediği vergilerle kurulan bir kuruluş olduğunu ifade etti. Özel bir havayolu şirketinin istediği gibi özel kıyafet belirleyebileceğini ancak halkın vergileriyle hayat bulan kuruluşların, halkın bu konudaki eleştirilerini, taleplerini dikkate almak zorunda olduğunu dile getirdi. Kılıçdaroğlu, kıyafetleri beğenmediğini ve kullanılacağını düşünmediğini söyledi. Çok başarılı olduğu, son yıllarda büyüdüğü belirtilerek, THY'yi nasıl bulduğunun sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Onu şuna bağlamak lazım: Bir: THY bu konuda çalışıyor. İki: Geniş bir Türk diasporası oluştu'' cevabını verdi. Afrika'dan, Avustralya'ya, Avrupa'ya, Amerika'ya, Güney Amerika'ya kadar geniş bir Türk diasporası olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Nereye giderseniz, bir Türk iş adamıyla aydınıyla gazetecisiyle cemaat mensubuyla karşılaşabiliyorsunuz. Dolayısıyla böyle baktığınızda THY'nin büyümesini bizim diasporanın büyümesine bağlamamız gerekiyor. Örneğin, Almanya, İngiltere'den bir uçak yetmiyor. Özel sektör de artık oralara girmeye başladı. Bu bizim açımızdan güzel bir olay tabii. THY'nin daha iyi, daha güçlü olmasını isteriz'' değerlendirmesinde bulundu. Kılıçdaroğlu, THY'nin denetime açık olmasını istediklerini de belirtti.

-''Kendisi yolunu şaşırmamışsa bir sorunumuz yok''-


Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, Londra Havaalanı'nda AB Bakanı Egemen Bağış ve ekibiyle karşılaştıklarını, merhabalaştıklarını söyledi. Bağış'ın Twitter hesabından, ''Biz Londra'dayken Sayın Kılıçdaroğlu da gelecekmiş. Burada trafik ters aktığından şaşırır, kaybolur endişesi duymayın. Göz kulak oluruz'' mesajını paylaştığı belirtilerek, ''Biraz sizinle dalga geçer hali var. Sordunuz mu'' sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Sormadım ama kendisi yolunu şaşırmamışsa bir sorunumuz yok'' karşılığını verdi. Son zamanlarda yurt dışı gezilerinin neden arttığı sorulan Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'yi dünyaya anlatmamız gerekiyor'' diye konuştu. Bazı şeyleri Türkiye'de anlatmakta zorlandıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bu medyaya uygulanan baskı, medyanın kendi içinde uyguladığı otosansür var. Ama Türkiye'de demokrasinin kalitesinde ciddi bir yozlaşma var. Bunu biz bırakın siyasetçiyi, Türkiye'de yaşayan bir olağan bir yurttaş olarak hissediyoruz'' değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AB'ye yönelik açıklamaları hatırlatılarak, ''AB sürecinde nerede görüyorsunuz Türkiye'yi? Sürece nasıl bakıyorsunuz. Nerede bir aksaklık var?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ''Şu eleştiriyi kabul edelim. AB Türkiye'ye karşı hep çifte standart uyguladı. Bunu ben gittiğim her yerde açıklıkla ifade ettim. Siz diğer üyelere uyguladığınız koşulları Türkiye'ye uygulamıyorsunuz. Türkiye'ye ek koşullar getiriyorsunuz'' cevabını verdi. Türkiye'nin Romanya, Polonya, Bulgaristan gibi AB açısından kolay hazmedilecek bir ülke olmadığını, bu nedenle bazı ek koşullar getirebileceğini ifade ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, tam üyelik dışında bir seçeneğin önerilmesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, ''Nüfus büyüklüğümüz Avrupa'yı korkutuyor. Acaba oradan büyük göçler gelir mi. Türkiye'deki beklenen dengeler değişebilir mi' diye. Aslında böyle bir şey de yok. Yeteri kadar Türk Avrupa'da var. İşsizlik varsa niye gelsinler buraya? Buraya da gelip kalmazlar. Dolayısıyla biz AB'ye tam üyelik stratejisini destekliyoruz. Bu yeni bir politika değil. Aslında bu devletin bir politikası. Bugüne kadar rahmetli İsmet İnönü'nün Ankara Anlaşmasını imzaladığı tarihten itibaren bütün iktidarlar AB'ye tam üyelik projesine destek vermişlerdir'' görüşünü belirtti.

-''Bu kafayla Şangay Beşlisi'ne de almazlar''-


''Sayın Başbakan diyor ki 'Bizi almıyorsanız biz Şangay Beşlisi'ne gireriz', hatta 'hem ona gireriz, hem buna gireriz', en son böyle bir noktaya geldi. Ne düşünüyorsunuz. 'Böyle de bir alternatifimiz var' diye Başbakan bunu tanımlıyor'' denilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Şangay Beşlisi'ne bizi alırlar mı? Orada gözlemciyiz. Uzakdoğu ile Çin, Rusya, Güney Kore, Malezya ile bizim ilişkilerimiz gelişebilmeli. Burada hiçbir tereddütümüz yok. Türkiye büyük bir ülke. Sadece Avrupa ile değil Uzakdoğu ile de sağlıklı ilişkiler kurmalı. Ama bizim yerimiz Şangay Beşlisi'nin olduğu yer değildir. Olamaz da. Orada otoriter rejimler var. Doğru ben Çin'e gittim, ziyaret ettim ama demokrasi, insan hakları açısından Çin'de, Rusya'da, Kuzey Kore'de ciddi sorunlar var. Türkiye o dünyada yer almamalı. Türkiye'de kör topal da olsa şikayet de etsek bir demokrasi var. Bir özgürlük var. Bizim amacımız bunu biraz daha geliştirmek, daha geriye götürmek değil. Sayın Başbakan bizi oraya alın dediği andan itibaren 'biz zaten otoriter rejimi savunuyoruz, anayasayı da ona göre değiştireceğiz, yasalar zaten 12 Eylül yasaları, biz o yasaları aynen uygulamaya devam ediyoruz. Yerimiz Şangay Beşlisi.' Emin olun bu kafayla Şangay Beşlisi'ne de almazlar. Geçen salı günü küçük bir espri yaptım. Sayın Başbakan'a bir şey önerdim. En iyisi siz bir üçlü oluşturun, Katar, Suudi Arabistan, Türkiye. Biraz çabalarsanız liderliğini de alırsınız böylece Ortadoğu üçlüsünü oluşturursunuz. Bizim yerimiz o dünya değil. Biz oralara sırtımızı dönelim, ilişkilerimizi keselim demiyorum ama bizim yönümüz uygarlık olmalı.''

-Suriye-

Suriye'de yaşananlara ilişkin açıklamaları nedeniyle ''Baasçı'' eleştirileri yapıldığı belirtilerek, ''Baasçı mısınız, Esad rejimini mi savunuyorsunuz?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ''Esad rejimini savunsaydım. Ben de Şangay Beşlisi'ne girelim derdim. Otoriter rejimleri savunurdum. Tam tersi Avrupa Birliği'ni, uygarlığı, dünyayı, bilimi, teknolojiyi, özgürlüğü, kadın erkek eşitliğini, demokrasiyi savunuyoruz biz'' dedi. ''Biz hiçbir zaman 'Esad mutlaka kalmalı, çok iyi yapıyor' böyle bir şeyi hiçbir zaman söylemedik. Yeri zamanı geldi onu da eleştirdik'' diyen Kılıçdaroğlu, buna karşın Türkiye'nin komşularıyla iyi ilişkileri olması konusunda ısrar ettiklerini ve Türkiye'nin başka ülkelerin içişlerine karışmamasını istediklerini söyledi. İnsan hakları ihlallerinin bütün dünyanın dikkatini çektiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Türkiye Suriye'deki insan hakları ihlallerinin kaldırılmasını isteyebilir, bu en doğal hakkıdır. Ama Türkiye'nin taraflardan birinin eline silah verip, Katar'dan para getirip cebine de para koyup, 'git orada kardeşini öldür' diyemez'' ifadesini kullandı. ''Bunu demiyor ama'' denilmesine karşı Kılıçdaroğlu, ''Bunu biz biliyoruz, bilmeyen yok. Batılı pek çok televizyon programlarında yapılan röportajlar, Katar'da yapılan röportajlar, Türkiye'de yapılan röportajlar nerelerde bomba imal edildiğine dair görüntüler. Bütün bunların hepsi yayınlandı'' diye konuştu. ''Gözünüzün önünde birileri öldürülüyor. Buna insan olarak müdahale etmez misiniz? Nasıl müdahale edeceksiniz, sizin öneriniz ne'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, evrensel hukuk kurallarının takip edilmesi, BM'nin kararıyla müdahale edilmesi gerektiğini söyledi. BM'nin bu konuyu umursamadığının belirtilmesi üzerine de Kılıçdaroğlu, BM'nin gündemine geldiğini, Kofi Annan'ın devreye girdiğini bildirdi. Beşşar Esed'in verdiği sözleri tutmadığının ifade edilmesine karşı Kılıçdaroğlu, ''Her şeye rağmen Türkiye oranın içişlerine müdahale etmemeli. Silahlı güçleri silah verip desteklememeli. Eğer siz müdahale ederseniz daha çok kişi ölür, müdahale etmezseniz daha az kişi ölür. Bu çok nettir. Dışarıdan yapılan her müdahale o ülkeye kan ve gözyaşı getirmiştir. Irak örneği önümüzde duruyor. 1,5 milyon insan öldü Irak'a demokrasi mi geldi'' diye konuştu. ''Esad rejiminin ne zaman yıkılacağını biliyor musunuz'' sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Bilmiyorum ama uzun süre iç çatışmalar sürerse bundan kaybedecek olan mevcut yönetimdir. Muhalifler şimdi Esad rejimiyle görüşmeye hazır olduklarını söylediler. Bu çok önemli bir adımdır. Bir araya gelip en azından sorunları aşma konusunda konuşmaları çok önemli bir adımdır. Türkiye buna destek vermeli'' yanıtını verdi. ''Papa istifa etti. Şaşırdınız mı'' sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Şaşırmadım desem yanlış olur. Onların kendi kuralları var. O kurallar yerleşik kurallar. O kuralları işleteceklerdir'' yanıtını verdi. nbsp;
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...