Prof. Dr. Canan Karatay: Kantinler kapatılsın

Prof. Dr. Canan Karatay: Kantinler kapatılsın

YAŞAM Haberleri

Sağlıklı hayatın ustası Prof. Dr. Canan Karatay, uyarıyor: Okullarda kantinler kaldırılsın. Oradaki sağlıksız yiyecekler çocuklara arz edilmesin. Anneler çocukların çantasına kek, pasta yerine fındık, fıstık, yoğurt koysun. Bunlar çocukları dinç ve enerjik tutar" diyor.

SUNUŞ
Kilo vermenin ve sağlıklı hayatın ustası Prof. Dr. Canan Karatay, iki yıl içerisinde çıkardığı dört kitapla Türkiye'nin bu alanda en çok konuşulan isimlerinden biri oldu. Karatay Diyeti, son iki yıldır o kadar çok konuşuldu, tartışıldı ki, hakkında o kadar çok şey yazıldı ki şimdi ünü yurt dışına da taştı. Avrupa'da yaşayan Türkler, oradaki kitapçılardan Karatay Diyeti'ne ulaşabiliyor. Canan hocanın kitabı, dünyanın en ünlü ve en fazla kullanılan alışveriş sitesi amazon'da da satılıyor. Geçtiğimiz günlerde TBMM lokantasında Türk Parlamenterler Birliği Başkanı Nevzat Pakdil'le birlikte yemek yerken gördüğüm Prof. Karatay'la tanışmak için yanına yaklaşmam bir söyleşiyle sonuçlandı.

nbsp;Prof. Dr. Canan Karatay: Kantinler kapatılsın
Prof. Dr. Canan Karatay'ın sağlıklı beslenme önerileriyle 18 kilo verdim. İyi kolestrolü de ideal seviyeye gelmiş biri olarak Canan Hocayla tanışmanın ve söyleşi yapmanın keyfini anlatmama gerek yok. İşte Canan hocaya sorularımız ve verdiği cevaplar...

Türkiye'nin Karatay diyetiyle tanışmasının üzerinden tam iki yıl geçti. Bu geçen sürede nasıl tepkiler aldınız vatandaşlardan?
Uygulayanlar sosyal medyada çeşitli hesaplar açmış. Binlerce mesaj geliyor. Herkes dua ediyor. Sokakta yürürken de insanlar yanıma gelip "Annem sizin hayranınız", "Aynı anneannem gibi konuşuyorsunuz" diyorlar. Ben de onlara "Anneannenizin dediğini yapın" diyorum. Çünkü benim söylediklerim hakikaten yeni bir şey değil. 1980'lerden sonra halkımız hazır yiyeceklere, tembelliğe alıştırıldı. 80'den sonra büyüyen çocuklar sanki hiç doğal yiyecek yokmuş, her şey marketten hazır alınıp yenirmiş gibi davranıyor.

Önerileriniz sanki Karatay Diyeti, sadece pastırma, yumurta, kilolarca et yenilen çok sağlıksız bir beslenme biçimiymiş gibi gösteriliyor. Buna ne diyeceksiniz?
Öncelikle Karatay Diyeti sıradan bir diyet değil. O diyete, bu diyete benzetiyorlar ama diyet değil! Saf protein diyeti de değil! Bu sağlıklı bir hayat biçimi edinme rehberi. Beni diyetisyen sananlar da var… Ben bir kalp profesörüyüm ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde uzun süre kalp hastalıklarını önleyen ana bilim dalı başkanlığı yaptım. Biz çocukluğumuzda ne gördüysek, annelerimiz, nenelerimiz, dedelerimiz ne yaptıysa ben onu anlatıyorum. Yeni yetişen nesiller sanki bu yeni bir şeymiş gibi algılıyor.

Günümüzde dediklerinizi yapmak çok zor değil mi? Organik denilen birçok şey bile organik değil aslında.
Hiçbir şey zor değil. Siz bilmediğiniz için size zor geliyor. Çünkü siz büyüdüğünüz zaman başka bir şey olmadığını gördünüz. Kabahat sizde değil, kusura bakmasınlar annelerinizde, babalarınızda, nenelerinizde, dedelerinizde... Bugün de doğal yetişen her şey var. Eğer büyük şehirde yaşıyorsanız, hafta sonu arabanıza binin ve 30-40 km ötedeki köylere gidin, her şeyi doğal olarak bulabilirsiniz. Ben İstanbul'da dahi buluyorum. Bu arz-talep meselesi!

Sizin dikkat çektiğiniz bir konu da hareketsiz hayat tarzı. Önerdiğiniz beslenme biçimiyle olmazsa olmaz da hareketli hayat değil mi?
Hareketsiz bir toplum olduğumuz için yürümek şart. Her gün mutlaka 20 dakika yürünecek. 100 kiloluk bir insanı 20 dakikadan fazla yürütürseniz dizleri, kalçaları, ayak bilekleri gidiyor. 12 yaşından beri her türlü sporu yapan benim gibi bir insan çıksın 1 saat yürüsün bir şey olmaz. Çok kilolu hastalarıma ilk önce '10-15 dakika yürüyün' diyorum.


Kantinler kapatılmalı

Çocukların beslenmesiyle ilgili okul yönetimlerine de çok görev düşüyor. Son zamanlarda Sağlık Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın obeziteye karşı yürüttüğü projeler var. Nasıl buluyorsunuz bu çalışmaları?
Bu çalışmalar çok önemli. Mutlaka her kesim tarafından desteklenmesi lazım. Birden bire değişim olmaz. Okullarda kantinler kaldırılmalı. Oradaki sağlıksız yiyeceklere çocuklara arz edilmesin.

Kantinlerin yerine ne yapılabilir?
Biz de okula gittik. Bizim zamanımızda kantin yoktu. Çok iyi kah-valtı edilir, acıkılmazdı. Anneler, öğretmenler çocukları acıktırıyor. Çünkü çocukların yanına yedek olarak kek, pasta veriyorlar. Onun yerine fındık, fıstık, ceviz versinler. İncir, kayısı versinler. Sağlıklı süt, yoğurt, ayran versinler. Bunlar zaten çocukları dinç ve enerjik tutar. Çocukların büyüme çağında sağlıklı yağa, vitamine, enerjiye, proteine, karbonhidrata ihtiyacı var. Sağlıklı karbonhidrat nede var? Fındık, fıstık, badem, cevizde... Gayet kolay, üstelik pişmesi bile gerekmez. Yaşlılara gelince... "Benim dişim yok, yiyemiyorum" diyorlar. Kırsınlar yesinler. Cevizi, fındığı havanda dövsünler, yoğurda katıp, üstüne de zeytinyağı döküp yesinler. İşte size sağlıklı bir öğün yemek.

nbsp;Prof. Dr. Canan Karatay: Kantinler kapatılsın

Ailece şeker nedir bilmeyiz
Prof. Dr. Canan Karatay, hep önerdiği gibi yaşamış hayatı boyunca. Çocukken doğal beslendiklerini anlatan Karatay, şunları söyledi: "Halen de doğal beslenmeye özen gösteriyorum. Ben Elazığlıyım. Babam şeker hastasıydı. Bu sebeple annem bize şeker vermezdi. Çocukluğumuzdan beri çayı, kahveyi şekersiz içeriz. Biz de kendi çocuğumuzu öyle büyüttük. Benim oğlum hiç şekeri bilmedi. Çocuklara ne verirseniz odur. Çocukların yanlış beslenmesi, şiş-manlaması, alerji olması, astım olmasının sebebi annelerdir. Çocuklar küçükken evde şekeri, asitli içeceği, tatlıyı, pastayı görmezse, tadını nerden bilsin de istesin. Anne-baba rol modeldir. Onlar sigara içerse tabi ki çocuk da büyüyünce sigara içer."


Bir günü böyle geçiyor
Saat 20:00'den sonra bir şey yemem

"Sebzeyi mevsimine göre yiyorum. Bol su içerim, Öğle yemeği yemem. 45 dakika yürürüm.

Herkese tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Canan Karatay'ın bir günü nasıl geçiyor? İşte cevabı: "70 yaşındayım. Sabah kahvaltımı yaparım. Bazen 1 bazen 2 yumurta yerim. Yanında peynir, zeytin, biraz fındık, ceviz, badem gibi kuruyemiş (evde Allah ne verdiyse), biraz mevsimine göre sebze. Mesela kış aylarında turp, havuç olabilir, yazın domates biber olabilir... Bunları yer, bol su içerim. Sabah evden çıkmadan -hâlâ çalışıyorum bu arada- mutlaka 1-1,5 litre suyum bitmiştir. Sonra işime giderim. Hasta bakarım. Saat 10.00'dan 18.00-19.00'a kadar hiç durmadan. Öğle yemeği yemeden! Çünkü acıkmıyorum. Arada 1-1,5 litre limonlu suyumu içerim. Gün boyu limonlu açık çayımı içerim. 1-2 tane şekersiz Türk kahvemi içerim. Akşam da eve yürürüm. 40-45 dakika yürürüm, sırtımda ağır sırt çantamla. Eve gelirim duşumu yapar, oturur, yemek ne varsa örneğin 5-6 kalem pirzolamı yağıyla, yoğurtla, salatayla beraber yerim. Yetiyor zaten. Saat 20.00'den sonra yemem."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...