İhlas Eğitim Kurumları'ndan şehit çocuklarına yüzde yüz burs

Ülkemizi derin acılara boğan ve milletimizin güçlü iradesi ile engellenen darbe girişimi hakkında görüşlerini açıklayan İhlas Eğitim Kurumları Genel Müdürü Bedri Yeltekin, bu elim olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımızın çocuklarına İhlas Eğitim Kurumları tarafından %100 burs verileceğini açıkladı. Yeltekin, aldıkları kararın ayrıntılarını şöyle anlattı...

Sosyal medya üzerinden, bu üzücü olaylarda şehit olanların çocuklarına ücretsiz eğitim vereceğinizi duyurdunuz. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?

Şu anda bütün kurumlar ellerinden geldiğince katkı sağlamaya çalışıyor. Biz de İhlas Eğitim Kurumları olarak ne yapabiliriz diye düşündük ve böyle bir karar aldık. Vatanımıza ve milletimize derin acılar yaşatan, darbe girişiminde şehit olan kahraman vatandaşlarımızın çocuklarına bütün okullarımızda %100 burs vereceğiz. Onlar artık bizim çocuklarımız.

Okullara da büyük görevler düşüyor bu durumda herhâlde?

Elbette... Yaşanan bütün güzelliklerin de, sıkıntıların da temelinde okul ve eğitim var. Franz Kafka, “Mürekkebin kuruduğu yerde kan akar” demiş. Eğitim kurumları olarak mürekkebi kurutmamak için var gücümüzle çalışmamız lazım. İhlas Eğitim Kurumları olarak bizim en büyük amacımızın vatanını, milletini seven, değerlerine sahip çıkan anne ve babasına saygılı iyi insan yetiştirmek olduğunu söylüyoruz. Akademik olarak başarılı bireyler yetiştirme hedefimiz elbette var fakat “Önce iyi insan olsun, sonra başarılı olsun” fikri bizim için çok önemli. Şu ana kadar İhlas Eğitim Kurumları akademik olarak yüzlerce başarıya imza attı. Sportif ve sosyal alanlarda da sayısız başarılarımız var. Ama biz öğrencilerimize hep önce iyi insan olmaları gerektiğini hatırlatıyoruz. Öğrencilerimiz, “Müslüman, elinden ve dilinden kimseye zarar gelmeyen insandır” şiarını özümseyerek bizden mezun oluyorlar. Okullarımızın kurucusu rahmetli Enver Ören Beyefendi, okullarımızın temel atma töreninde bizim misyon ve vizyonumuzu belirleyen cümleyi kurmuş ve şöyle demiştir: “Biz Allah korkusu olan, vatanına ve milletine bağlı gençler yetiştirmek istiyoruz.”  

20 yıldır İhlas Eğitim Kurumları’nda bütün eğitim politikalarımızı, bu cümleyi referans alarak belirledik. Ve çok şükür okullarımızdan mezun olan öğrencilerimiz de bizi mahcup etmediler.

Bu amaç için özel bir program uyguluyor musunuz?

Rahmetli Enver Ören Beyefendi’nin “Eğitim Gönüllere Dokunmaktır” sözü var. Bu cümle de o zaman bir bakıma eğitim politikalarınızın temelini oluşturuyor.

Evet, gönüllere dokunmak ifadesinin açılımı bizim için çok önemli. Eğer öğrenci, öğretmenini severse gerisi çok kolay. Birçok kişi okul hatıralarını anlatırken, “Bir fizik öğretmenim vardı. Ben fiziği onun sayesinde sevdim” şeklinde cümle kurar. Siz de muhtemelen benzer şeyler duymuşsunuzdur. Öğretmenlerin yanlış bir hareketi neticesinde dersten soğuyan veya okulu bırakan öğrenciler oluyor ve maalesef kırılmış hevesler alçıya alınmıyor. Biz bu yüzden öğretmenlerimizden, önce öğrencilerini sevmelerini istiyoruz. Tabii bu sevginin gerçek olması lazım. Bu yüzden biz öğretmenlerimizi seçerken alanına hâkim, mesleğinin zirvesinde, güler yüzlü ve öğrencilere sevgisini sunabilecek kişiler olmasına dikkat ediyoruz. Eğitim kelimesinin yanına en çok yakışan kelimenin “sevgi” olduğunu düşünüyoruz.

Bildiğimiz kadarıyla İhlas Eğitim Kurumları’nda öğrencileri kitap okumaya teşvik etmek için programlar düzenleniyor. Öğrencileriniz kitap okuyor mu?

İstediğimiz seviyede değil ama öğrencilerimizin okumayı sevmeleri, kitapla barışmaları için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Vücudumuzun gıdasını temin etmek için nasıl düzenli olarak yemek yiyorsak zihinlerimizi beslemek için de düzenli olarak kitap okumamız gerekiyor. Okumayan bir toplumun dünya sahnesinde etkin bir rol oynaması imkânsızdır. Bunu iyi bildiğimiz için okullarımızda, “Bu okulda okunur” sloganıyla bir kampanya başlattık. Haftanın bir saatinde hizmetli personelimizden okul müdürüne kadar herkes bir saat boyunca kitap okuyor. Düşünce dünyamızın genişlemesi, okuduğumuz kitap sayısına bağlı. Velilerimize, evlerinde mutlaka bir kütüphane olmasını tavsiye ediyoruz. Eğer anne babalar akşamları yarım saat bile olsa televizyonu kapatıp, cep telefonlarını kaldırıp kitap okurlarsa çocukları da zaman içinde ellerine kitap alacaklardır. Türkiye’de artık sınav sistemi de değişti. Kitap okumayan öğrencilerin sınavlarda başarılı olmaları zor gözüküyor. Düşünme yeteneği gelişmemiş öğrencilere ne kadar bilgi yüklemesi yaparsanız yapın bir işe yaramaz. Önemli olan bilgiye sahip olmak değil, o bilgiyi analiz edebilecek eleştirel düşünme becerilerine sahip olmaktır. 

Son olarak gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Doğuda çok zor şartlarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptığım zamanlar da oldu fakat hayatımın her anında öğretmenlik mesleğini seçtiğim için şükrettim. Öğretmenlik mesleği çok kıymetli ancak maalesef ülkemizde hâlâ hak ettiği değeri bulmuş değil. Bazı ülkelerde bu tür çalışmalar yapılıyor. Mesela geçen yıl İngiltere’de erkeklerin öğretmenlik mesleğini tercih etmedikleri gerçeğinden yola çıkarak ülke genelinde bir kampanya yapıldı ve erkek öğrencileri öğretmenliğe özendirecek bir algı operasyonu yürütüldü. Bizim ülkemizde de buna ihtiyaç var. “Hiçbir şeyi tutturamazsam bari öğretmen olayım!” anlayışını artık bitirmemiz gerekiyor. 15 Temmuz’da alçakça yapılan darbe girişiminde halka kurşun sıkan da, kurşun sıkanlara karşı dimdik duranlar da bir zamanlar öğrenciydi. Eğer okul öncesinden itibaren çok sistemli bir şekilde çocuklarımıza insan sevgisini, farklı fikirlere ve düşüncelere saygılı olmayı öğretebilirsek, vatan ve millet sevdasını aşılarsak her şeyin çözüleceğine inanıyorum. Bu vesileyle tekrar, şehit olan vatandaşlarımıza Allahü Teâlâ’dan rahmet, yakınlarına sabırlar ve yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.