Rekor canavarı Escobar'dan Türkiye gazetesine özel açıklamalar

Murad TAMER

Fenerbahçe'ye transfer olduğunda 2012 yılıydı. Temmuz 2015'teki 49.73'lük performansıyla 400 metre engellide Türkiye rekorunu kırdı. Yaklaşık iki hafta sonra rekoru 49.39'a çekti. Ağustos 2015'te Pekin'deki Dünya Şampiyonası serilerinde 48.89 koşarak derecesini geliştirdi. Yarı finalde bu defa 48.46'yla yeniden rekor kırdı. Escobar Amsterdam'daki 2016 Avrupa Şampiyonası'nda kişisel en iyi derecesini ve rekoru 48.42'ye indirerek altın madalya kazandı. Şimdi de 2016 Rio Olimpiyatları'nda madalya kazanacağına neredeyse kesin gözüyle bakıyor. 

Nasıl Türk oldun?

Fenerbahçe ailesi bana Türk vatandaşlığına geçmem için teklifte bulundu. Antrenörüm bu teklifi kabul ettiğim takdirde Türkiye'de saygınlığımın artacağını söylemişti ve haklı çıktı. Teklifi memnuniyetle kabul ettim ve Türk vatandaşlığına geçtiğim için onur duyuyorum. Bu kararı alırken zorlanmadım. Zaten Türkiye'ye geldikten bir süre sonra kendimi yavaş yavaş Türk gibi hissetmeye başlamıştım. O zaman yıl 2012'ydi. Şu anda tamamen Türk gibi hissediyorum. Amsterdam'daki Avrupa şampiyonluğumun ardından milli marşımız çalınırken bu duygular ağlamama yol açtı. 

Türk vatandaşlığı kararından sonra yakınlarının tepkisi nasıldı?

Ailemin yaklaşımı pozitif olmuştu. Çok mutlu oldular ve benim bu kararı aldıktan sonra en büyük destekçilerim oldular. Böylelikle sıkıntı yaşayacağımı düşündüğüm süreci daha rahat atlattım. Arkadaşlarım da çok destekçi oldular. Yakın çevremden hep olumlu sözler duyduğum için aldığım kararın ne kadar doğru olduğunu daha iyi anladım. Böylesi ciddi bir karar alıyorsanız eğer çevrenizin o dönemdeki reaksiyonları çok önemli hale geliyor. Ufak bir olumsuzlukta bile bu durum benim performansıma yansıyabilirdi. Ama gördüğünüz gibi destek kuvvetli olunca ben de elde ettiğim moral sayesinde yarışlara daha iyi konsantre oldum ve ardından başarılar geldi.

Hazırlıkların ne durumda?

Şu an zaten hazırım. Şaka tabi ama sadece ne kadar konsantre olduğumu anlatmak istiyorum. Mental olarak olimpiyatlara hazırım. Fiziksel olarak da her gün özenli bir şekilde çalışmalarım devam ediyor. Olimpiyatlarda finalde koşmayı çok istiyorum. Bunu başaracağıma da inanıyorum. Herhangi bir sürprizin yaşanmaması için antrenörlerim ve ben çok titiz davranıyoruz. Aksilik olmadığı taktirde madalya alacağımdan eminim. Hatta yüzde 90 olarak görüyorum şansımı. Elbette altın madalya kazanmak istiyorum ama en azından kürsüde yer alma ihtimalini yüksek görüyorum. Kendime ve antrenörlerime güveniyorum.

Türkçe öğrenmek istiyor musun?

Evet, çok istiyorum. Hatta bunun için özel bir öğretmenle çalışıyorum. Her gün çalışma fırsatımız oluyor. Çok özel ve profesyonel bir öğretmenim var. Benim hevesim karşısında şaşırdığını bile söyledi. Türkçeyi çok iyi konuşana kadar özellikle kameralar karşısında kendimi test etmeyeceğim. Çünkü mikrofon doğrultulduğunda heyecanlanıyorum. Yakında çok iyi Türkçe konuşacağım bu konuda iyi bir öğrenciyim. Aslını isterseniz Türkçeyi öğrenme istememin sebebi bana Türkiye'de çok yakın ve sıcak ilgi gösterilmesi. Türk insanını çok seviyorum ve artık ben de bir Türk'üm. Sevdiğim insanlarla duygularımı paylaşmak, alışveriş esnasında Türkçe konuşmayı çok istiyorum. 

"Kürsüde ağladım"

Amsterdam'daki şampiyonada 400 metre engellide Avrupa şampiyonu olan Escobar, "Şampiyonluk beni o kadar mutlu etti ki kürsüye çıktığımda duygularıma engel olamadım ve ağladım. Bu madalya hem Türkiye için hem de benim için çok önemliydi. Türkiye adına yarıştığım için çok mutluyum" dedi.