Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

'George Orwell'in 1984'ü aslında roman değildi'

Düzenleyen:
'George Orwell'in 1984'ü aslında roman değildi'

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

Araştırmacı Mehmet Hasan Bulut, yeni kitabında Fabian ismiyle anılan şahısların kurmaya çalıştığı tek dinli, tek dilli ve tek kültürlü dünyanın sırlarını deşifre ediyor.

Murat ÖZTEKİN

İngiliz Derviş kitabında Aubrey Herbert’ın hayatı üzerinden Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı esnasındaki enteresan vakaları değerlendiren araştırmacı yazar Mehmet Hasan Bulut, yine çok konuşulacak bir kitapla karşımızda. Bulut, yeni kitabı ‘Yeni Dünya’nın Kurtları’nda, George Orwell’ın “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” romanının kahramanı Winston Smith’e benzetiyor hepimizi... Kuzu ve derviş postuna bürünmüş kurtlar tarafından ‘Eski Dünya’ya ait her şeyin yavaş yavaş yok edildiğini ve yerine Yeni’sinin inşa edildiğini söyleyen Bulut, ne yazık ki Orwell’in eserinin bir roman olmadığını söylüyor.

Yazar Bulut; ‘Yeni Dünya’yı idare eden Bâtınî oligarşinin, tek dünya devleti ve dini kurabilmek için yürüttükleri faaliyetleri, insanları kontrol altına almak ve değiştirmek için kurdukları cemiyetleri ve enstitüleri gözler önüne seriyor.

Mehmet Hasan Bulut’la yazdığı çarpıcı kitap hakkında konuştuk:

‘KOMPLO TEORİLERİ’NE BEN DE İNANMAZDIM 

İngiliz Derviş adlı kitabınızda da Tapınakçıların doğuşunu, Cizvitleri ve bazı büyük sermaye sahibi ailelerin global faaliyetlerini kaleme almıştınız. Sizi, ‘komplo teorisi’ olarak isimlendirilen bu konuları yazmaya iten şey ne oldu?

Aklı başında her insan, içine doğduğu dünyayı tanımak ve nereden gelip, nereye gittiğini bilmek ister. Bu yüzden, küçüklüğümden beri tarihe karşı bir alakam oldu. Bilhassa yakın tarihe. Çünkü binlerce yıl evvel yaşanan hadiseleri bile, son yüzyılda yaşananlardan daha rahat anlayabiliyorsunuz. Tarih, günümüze yaklaştıkça aydınlanması icap ederken karanlıklaşıyor. Hadiseler hep bölük pörçük, hep tek başına ele alınmış. Aralarında bağlantılar kurulmamış, analizler yapılmamış. Bir bakıyorsunuz, 1908 İhtilalinde Sultan Abdülhamid’in yanında yer alan bir yazar, 1915’te Sultan’ın düşmanı olan İttihatçıların yanında. İnsanlar hem monarşist hem cumhuriyetçi. Hem Ehli sünnet hem reformcu. Hem demokrat hem komitacı. Kafalar karışık. İnsanların zihninde zıt fikirler bir araya gelmiş. Hâl böyle olunca, piyasadaki mevcut kitapların hiçbiri tek başına beni tatmin etmedi. Bu analizi kendi başıma yapmam gerektiğini anladım.

Komplo teorisi olarak bilinen mevzulara eskiden ben de inanmazdım. Fakat tahkik ettikçe komplo teorisyenlerinin hakikate diğerlerinden daha yakın olduğunu anladım. Biz suallere basit cevaplar arıyoruz. Çünkü düşünmekten, analizler, mukayeseler yapmaktan hoşlanmıyoruz. Komplike cevaplardan huzursuz oluyoruz. Problem burada yatıyor. Huzursuz olmaktansa, kandırılmak daha çok işimize geliyor. Halbuki o komplike cevabı bir kere anladınız mı, ondan sonraki tüm hadiselerin arka planını anlamak çok daha basit oluyor.

O zaman, Yeni Dünya’nın Kurtları’nda bahsettiğiniz tek bir din ve devlet fikri bir komplo teorisi değil?

Müslümanların İslam’ı dünyanın her yerine yaymak ve tek bir İslam devleti kurmak ideali, bir komplo teorisi mi? Değil. Bu da aynı şekilde değil. Bugün dünyayı idare eden bu kişilerin bâtınî bir inancı var ve bunu dünyaya hâkim kılmak istiyorlar. Aralarındaki fark; Müslümanlar bunu gizlemiyor, onlar Machiavelli metotlarıyla gizlice yapıyor. Diğer bir mühim fark da, bunu yapış sebepleri. Müslümanlar İslam’ın diğer insanlara saadet getireceğine inanıyor, onlar ise kendi iktidarları için bunu yapıyor. 

'George Orwell'in 1984'ü aslında roman değildi'

MEDYAYI KULLANIYORLAR

Kitabınızda Fabianlardan bahsediyorsunuz. Bu şahısların hedefi ne?

Bu bâtınî oligarşi ki ben bunlara kısaca “Tapınakçılar” diyorum, yeni bir dünya nizamını kurmak istiyor. Bu dünya, her şeyiyle yeni olacak; yeni bir devlet, yeni bir din, yeni bir kültür, yeni bir lisan, yeni sanat, yeni kıyafetler vs. Kurmak istedikleri bu dünyada erkeğin hâkimiyeti, aile, vatanseverlik, milliyetçilik gibi mefhumlar yok. Kadın-erkek, herkesin ferdî hareket etmesi söz konusu. Buna ihtilallerle başladılar; Amerikan İhtilali, Fransız İhtilali, 1908 Türk İhtilali, 1917 Rus İhtilali vs. İhtilallerle “eski” devletler yıkıldı. İdareyi değiştirmek kolay. Peki, o devletin halkını, yani insanı nasıl değiştirecekler? İşte tam da bu maksatla Fabian Cemiyeti’ni kurdular. Çok uzun zaman da alsa insanı, maarif, kurslar, politika, medya vasıtasıyla “Yeni İnsan” yapmak istiyorlar. Senteze ulaşmak için tez ve antitezi kullanıyorlar. İnsan psikolojisini çok iyi biliyorlar ve araştırmaya da devam ediyorlar. Eski fikirleri önce yıkıyor, sonra yerine yenisini inşa ediyorlar. Günümüz insanı ile bir yüz yıl öncesinin insanına bakarsanız ne kadar yol aldıklarını görebilirsiniz.

ÇARE ‘ESKİ’Yİ YAYMAK

Bu şahısların faaliyetlerine karşı koymak ne kadar mümkün?

Ben insanların böyle bir arzu içinde olduğunu düşünmüyorum. Huxley haklıydı; insanlar köleliği ve Soma’yı seviyorlar. Hani olur da arada bu gidişattan hoşlanmayanlar varsa, buna karşı çıkmanın yolu şiddetten geçmez. Fikre karşı fikirle mücadele edilir. Onlar ‘Yeni’yi yayıyorsa, senin ‘Eski’yi yayman lazım. Bunun için, ‘Eski’yi öğrenmek, öğrendiğini yaşamak ve başkalarına da öğretmek icap eder.

'George Orwell'in 1984'ü aslında roman değildi'

"1984 ile Cesur Yeni Dünya arasında gidip geliyoruz!"

Öncelikle hem Orwell’in hem de Huxley’in birer Fabian olduğunu söylemek lazım. Ve 1984 ve Cesur Yeni Dünya’nın da aslında birer romandan ibaret olmadıklarını. Sizin de söylediğiniz gibi birer projeksiyon aslında, fakat büyük nispette gerçekleşmiş birer projeksiyon.

Her ikisinde de dünya bu oligarşi tarafından diktatörlükle idare edilmektedir, her ikisinde de aile mefhumu yoktur. Fakat Orwell’in Yeni Dünya’sı, Huxley’inkine göre daha karamsardır. Orwell’in idarecileri, insanları korkutarak köleleştirir, Huxley’inkiler zevk vererek. Bugün dünyanın çeşitli yerlerinde her ikisi de tatbik edilmekte. Memleketlerin yaklaşık bir asırdan beri, 1984 ve Cesur Yeni Dünya arasında gidip geldiğini söylemek lazım.

 

Düzenleyen:  - KÜLTÜR - SANAT
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...