Milli sörfçümüz Dilara Uralp: 'Babam sağ olsun'

Murad TAMER

Çeşmealtı Rüzgarsörfü ve Yelken Kulübü sporcusu olan Dilara Uralp, 2016 Olimpiyat Oyunları'na katılacak olmanın heyecanını yaşıyor. Almanya'da hayata gözlerini açan 20 yaşındaki sporcumuz, başından geçen trajik bir olayın ardından geldi bugünlere... Az daha ölüyordu, neyse ki babası kurtardı onu dalgaların arasından. Olimpiyat hedefi her zaman vardı ancak o kendisini 2020 için hazırlıyordu. Bir gece hastaydı ve serumlar içindeyken geldi müjdeli haber. Rio'da Türkiye'yi temsil etme hakkını kazandığını öğrendi. İzmir'in ilçesi Urla'daki çalışmalarını tamamlayan milli sporcumuz, kapıldığı rüzgârla Rio'ya yelken açtı...

Nasıl başladın rüzgar sörfüne?

Babam Özfer Uralp sayesinde 9-10 yaşlarında başladım. Kendisi de önce yelken daha sonra rüzgar sörfü ile uğraştığı için beni de bu sporla tanıştırdı. İlk başladığım zamanlarda Türkiye’de çocuklar için çok fazla uygun malzeme bulunmuyordu. Hatta babam eski yelkenini kesip bana uygun olarak dikmişti. Kendimi bildiğimden beri babam sörf yapıyordu ve yarışlara katılıyordu. Ben de annemle her yarışını izlemeye gidiyordum. Yaşım ilerledikçe babam da eve kupa ve madalyalarla döndükçe onun gibi olmak istediğimi fark ettim. Babam gibi yarışlara gitmek ve kendim ödül kazanmak istedim. Yarışçı ruhumu keşfettikten sonra rüzgar sörfünü bir daha hiç bırakmadım.

Baban nasıl kurtardı?

2007 yılında daha 11 yaşındayken ilk defa İzmir dışında bir yarışmaya katılmıştım. Yarışlar İstanbul’da yapılmıştı ve rüzgarın karadan denize doğru esmesi ve akıntının fazla olmasından dolayı çok zorlu bir parkurdu. Ben de çok tecrübesizdim ve rüzgar da sert estiği için ters bir şekilde düşüp yelkenin altında kalmıştım uzun bir süre. Babam da benimle birlikte İstanbul'a gelmişti yarışı izlemek için. Kazayı gördü ve denize atlayıp beni  kurtarmıştı. Asla unutamayacağım bir anım bu.

2016 Rio haberini aldığında neler hissettin?

Tam anlamıyla şok yaşadım. Çalışmalarımı 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'na göre planlamıştım. Yani 2016 Rio için bir beklentim yoktu. 2 Haziran günü Ankara'da hastanedeydim. Türkiye Yelken Federasyonu'nun organize ettiği fiziksel performans testleri yapılıyordu ancak gün ortasında mide krampları girmeye başladı ve giderek kötüleştim. Sonra acilde serumlar verilirken 6 saat yattıktan sonra telefonlarım çalmaya başladı ve o güzel haber geldi. Rio'da ülkemi temsil etme fırsatı bulacaktım. Bunun düşüncesi bile hâla beni heyecanlandırıyor. 

Madalya beklentin var mı?

Yaşım ve tecrübem gereği 2016 Rio'da çok büyük bir derece beklediğim söylenemez. Çünkü dediğim gibi bütün çalışmalarımı 2020'ye göre hazırlamıştım. Türkiye rüzgar sörfünün olimpik sınıfında daha çok yeni. Diğer ülkelerin en az 30-35 yıllık bir geçmişi olduğu için temelleri çok daha sağlam. Ayrıca yaşıtlarımın kendi ülkelerinde en az 10 yıl onlardan yaşça büyük tecrübeli meslektaşları var. Onlardan çok şey öğreniyorlar.  Türkiye’de ise yaş olarak en büyük ve en tecrübeli bayan benim. 2020 Tokyo Olimpiyatlarına çok daha programlı bir şekilde hazırlanacağım ve orada iyi dereceler elde edeceğimi düşünüyorum. 

SPOR BAKANI RIO KAFİLESİNİ KABUL ETTİ, BAŞARILAR DİLEDİ

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları'na katılacak sporcularla buluştu. Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nde gerçekleştirilen organizasyonda, Rio Olimpiyatları'nda mücadele edecek sporcuların önemli bir bölümü ile teknik kadrolarda yer alan isimler, federasyon temsilcileri ve bakanlık yetkilileriyle birlikte toplam 100 davetli hazır bulundu. Davetlilere hitap eden Bakan Kılıç, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları için başarı dileklerinde bulundu. Öte yandan Turkcell tarafından hazırlanan ve üzerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası ile "Başarılar dilerim" mesajının yer aldığı, Turkcell T70 marka cep telefonları, sporculara hediye edildi. Olimpiyat kafilesi, dün gece Rio'ya hareket etti. 

RİO'DA HAYAT

Rio Olimpiyat Oyunları öncesi zika virüsü tehdidinin ardından sağlık konusundaki endişeleri haklı çıkaran bir haber daha geldi. 16 aylık inceleme sonucunda, Rio’daki su kaynaklarının, insan hayatını tehdit edecek kadar kirli olduğu ortaya çıktı. İlk belirlemelere göre Rio sularındaki virüs seviyesi, ABD veya Avrupa sınırlarındaki “tedirgin edici” dereceden 1.7 milyon kat daha yüksek. Virüsün sindirim ve solunum rahatsızlıklarına yol açabileceği, ayrıca bağışıklık sistemine ölümcül zarar verebileceği ifade ediliyor.