02.12.2008 - 01:00 | Son Güncelleme: 02.12.2008 - 01:00
Şafiî fıkıh âlimi Ebül-Abbâs-ı Vâsıtî
Ebül-Abbâs-ı Vâsıtî hazretleri bir gün talebelerini toplayıp Haklarınızı helâl ediniz! Sefere çıkmak istiyoruz dedi. Talebeler hayret edip, başlarını önlerine eğdiler...
Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. 1218 (h.614) senesi Zilkade ayında Vâsıt şehrinde doğdu. 1295 (h.694) senesinde Zilhicce ayının başlarında vefât etti...
Ebül-Abbâs-ı Vâsıtî hazretleri daha çok küçük denecek yaşta ilim tahsiline başladı. Babasından Kurân-ı kerîm okumasını öğrendi.
İLİM İÇİN YOLLARA DÜŞTÜ...
İlim öğrenmek için çok seyahatler yaptı. Vâsıt, Bağdad, İsfehan, Dımeşk (Şam) ve başka yerlerde meşhûr âlimlerin sohbetlerinde bulundu. Mekke ve Medinede uzun zaman kaldı. Çeşitli yerlerde bulundu. Şama geldiğinde, ilim öğrenmek isteyenler, hattâ ilim sâhibi âlimler bile sohbetine koştu. Zâhiriyye, Nâsıriyye ve Necibiyye medreselerinde ders verdi. Şamın en büyük ve en meşhûr câmisi olan Emeviyye Câmiinde hatîblik yaptı. Bir zaman sonra oradan ayrılarak Şam kâfilesi ile birlikte hacca gitti. Kitapları pek fazla olduğundan, yanında götüremedi ve birine emânet etti. Haccını yaptıktan sonra Irak kâfilesi ile, Iraka doğum yeri olan Vâsıta döndü. Vefât edinceye kadar orada kaldı... Vâsıta geldiğinde kendisine dediler ki: Önceleri Mekke ve Medinede bulunuyordunuz. Sonra Şama geldiniz. Daha sonra hacca gittiniz. Hacdan sonra da Vâsıta geldiniz. O mukaddes yerleri nasıl terk ettiniz? Bunlara şöyle cevap verdi: Rüyâmda Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimizi gördüm. Bana (Vâsıta git! Orada vefât edersin ve babanın yanına defnolunursun) buyurdu.
Ebül-Abbâs-ı Vâsıtî hazretlerinin kıymetli nasihatleri vardır. Buyurdu ki:
Tevekkül, bir şeyin olması ile, olmaması arasında fark gözetmemektir.
Dünya ve ahirette iyilik, sabır ile ele geçer.
Fütüvvet, nefsini aşağı tutup, Müslümanlara hürmeti büyük bilmektir.
Kendine lâzım olan ilimleri öğrenmeli ve bu ilimlerle amel etmeyi de ihmal etmemelidir.
Sâlihlerle sohbette beraber olup, onlarla sohbet ediniz. Onlar, dünyâ hazineleridir. Onlarla beraber olmak, ebedî saâdetin anahtarıdır.
SEFERE ÇIKMAK İSTİYORUZ...
Bu mübarek zat bir gün talebelerini toplayıp; Haklarınızı helâl ediniz! Sefere çıkmak istiyoruz dedi. Talebeler hayret edip, başlarını önlerine eğdiler. Bunun üzerine buyurdu ki: Salı günü Şîrâza gitmek üzere yola çıkmak istiyorum. Ama zannediyorum ki, o gün Şîrâza değil âhiret yolculuğu var... Hakîkaten de dediği gün vefât etti.