16.12.2008 - 01:00 | Son Güncelleme: 16.12.2008 - 01:00
Busha fırlatılan pabuçlar!..
ABD Başkanı ile ilgili olarak, herhalde hafızalardan kolay kolay silinmeyecek olan anı(!), hiç şüphesiz Irakta; El Bağdadiye Televizyonu siyasi muhabiri, Muntasır el Zeydinin kafasına fırlattığı pabuçlar olacak...
ABD Başkanı ile ilgili olarak, herhalde hafızalardan kolay kolay silinmeyecek olan anı(!), hiç şüphesiz Irakta; El Bağdadiye Televizyonu siyasi muhabiri, Muntasır el Zeydinin kafasına fırlattığı pabuçlar olacak...
Önemli siyasi figürlere, yumurta veya domates atılması, yahut nadiren de olsa suratının ortasına bir koca pasta yapıştırılması, genellikle vakayi adiye cinsinden kabul edilir. Fakat Bushun, Bağdatta Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile yan yana basına bilgi verirken, güçlü refleksleri sayesinde kafasına yemeden kurtulabildiği pabuçlar, herhalde çok farklı eylem olarak tarih sayfalarında yer alacaktır!
Muntasır El Zeydinin başına bundan sonra neler gelir, ABD Başkanını korumakla görevli CIA ajanları, ne gibi soruşturmalar geçirir bilinmez ama; bu olay, aynı zamanda Busha karşı duyulan öfkenin, en hakaretamiz şekilde dışa vurumudur... Zira Arap Kültüründe, bir kişiye ayakkabısının altını göstermek, hele terlik veya ayakkabı fırlatmak en ağır hakaret sayılmaktadır.
Elbette bu hadise, sadece George W. Busha duyulan kişisel bir nefretin eyleme dönüşmesi değil. Aynı zamanda Amerikan hegemonyasına ve hegemonik gücünün küresel ölçekte yaptığı zulüm ve baskılara karşı duyulan reaksiyonların bir göstergesidir.
Bir 2003 yılı Mart ayındaki Bağdatı düşünün... Hani o Saddamın heykellerinin boynuna halat takılarak devrilişini... O heykellerin üzerinde terlikleriyle tepinen kimi Iraklıları... Bir de aynı yılın aralık ayında, ABDnin Iraktaki Sömürge Valisi Paul Breamerin, basın toplantısı düzenleyerek, muzaffer bir komutan edasıyla; Bayanlar, baylar... Onu (Saddamı) ele geçirdik... kasım kasım kasılırken, salonda bulunan Iraklı gazetecilerin attığı sevinç çığlıklarını düşünün... Ve bugün, aynı Bağdatta Bushun kafasını hedef alan Iraklı gazetecinin pabuçlarını... Beş senede ne kadar çok şey değişmiş değil mi? 2003 yılı Amerikası ile 2008 Amerikası arasında o kadar çok fark var ki!.. Oğul Bush, Barack Obamaya tam bir enkaz bırakıyor...
Irakta sağa sola eskizler yaparak El Zeydinin pabuçlarından kurtulan Bush, Afgansitanda, Hamit Karzaiye, Lauranın Beyaz Sarayda vereceği resepsiyona katılacağım... diyerek fazla kalamayacağını bildirmiş... Doğrusu ne olur ne olmaz... ABD, kendi eseri olan Talibanı bir türlü alt edemedi. Tam tersine giderek güçleniyorlar. Kabil de dahil, Afganistanın hiçbir yeri güvenli değil. Gizli Servis ajanlarının uyanıklığı da Bağdatta belli oldu... Neyse bu kısmı şaka!
Mamafih, Hamit Karzainin de Bushla uzun zaman geçirmek istemeyeceği ortada. ABD askerlerinin biteviye bombaladığı Afgan sivillerin cesetleri üzerinde çaresizlik ve acizlik feryadını yükselten Karzai, Amerikan uçaklarını düşürmek isterdik... diye, Iraklı gazeteci Muntasır El Zeydinin gösterdiği tepkinin diplomatik biçimini izhar ediyor.
Netice. W. Bush, görevini tamamladı gidiyor. Teksasa çekilip anılarını yazacak ve onlardan önemli paralar kazanacak... Nuri El Maliki (Bush pabuçlardan kurtulmak için eğilip bükülürken o yerinde dondu kaldı!..) ve Hamit Karzai koltuğunu daha ne kadar koruyabilir belli değil. El Zeydinin başına neler gelir, o da belli değil!.. Ama bir şey çok belli, Irakta katledilen yüz binlerle, Afganistanda üzerlerine yağan bombalarla hayatını kaybeden on binler, bir daha hiç geri gelmeyecek!..