Vallahi bunun hesabını vereceksin

/ Kaynak: AA
Vallahi bunun hesabını vereceksin

GÜNDEM Haberleri  / AA

Başbakan Erdoğan "Çocukların feryadı arşı inletirken, biz susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Ey Beşşar Esed, vallahi bunun hesabını vereceksin"


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'nin Baniyas kentinde 250'den fazla sivilin hayatını kaybettiği katliama tepkisini, ''Ey Beşşar Esad, vallahi bunun hesabını vereceksin.'' ifadeleriyle gösterdi. nbsp; nbsp; Kızılcahamam'daki kapanış konuşmasında katliama değinen Erdo ğan, Esed'e ''Başkalarına göstermediğin cesareti ağzında emzik olan kundaktaki bebeğe göstermenin bedelini çok ama çok ağır ödeyeceksin. O çocukların arşı inleten figanı inşallah Rabbimin Muntakim sıfatı mucibince, Kahhar sıfatı mucibince senin üzerine kutlu bir intikam olarak inecektir.'' dedi. nbsp;

##tgvideo##

Partisinin Kızılcahamam'da gerçekleştirdiği 20. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanış konuşmasında Başbakan Erdoğan, AK Partililere ''Siz sadece Iğdır'ın, Hakkari'nin Van'ın Sinop'un Diyarbakır'ın İstanbul'un sorumluğunu taşı mıyorsunuz. Bakü'nün Lefkoşe'nin Kabil'in Saraybosna'nın sorumluluğunu üzerinizde taşıyorsunuz. Bizim üzerimizde Bağdat'ın Erbil'in Gazze'nin Kudüs'ün Şam'ın Hama'nın Halep'in Humus'un sorumluğu var. Bizim üzerimizde işte dün bir gece içinde küçücük bir şehirde alçakça hunharca katledilen, boğazları kesilerek katledilen, çoğu çocuk ve kadın olan 250'den fazla Suriyeli mazlumun sorumluluğu var.'' dedi. nbsp;
nbsp;
''BİZİ İLGİLENDİREN 'ANCAK İNANANLAR KARDEŞTİR' ÖLÇÜSÜDÜR'' nbsp;

nbsp;
''Şimdi ben buradan teşkilatıma özellikle sesleniyorum. Suriye'de yok olan her bir can bilesiniz ki bizim canımızdır. Bunu böyle görmedikçe kendimizden şüphe edelim.'' diye ekleyen Erdoğan, bunu söylemesinin ne anlama geldiğini AK Partiye gönül verenlerin özellikle bilmesi gerektiğini kaydetti. Erdoğan, ''Şu şöyle diyor bu böyle diyor bunların hiçbiri bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren 'ancak inananlar kardeştir' ölçüsüdür. Biz buna bakarız. Önümüzde çok net iki se çenek var. Ya bütün dünyaya sırtımızı döneceğiz ya bütün bu mazlumlara yüz çevireceğiz hiçbir şey olmamış gibi davranacağız. Ya da tarihin, ecdadın, medeniyetin, milletin bize yüklediği sorumluluğa sahip çıkarak mazlumların feryadını duyacak yeter artık diye haykıracağız.'' şeklinde konuştu. nbsp;
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz başka devletlere milletlere benzemeyiz. Biz dengeler adına, konjonktür adına, çıkarlar adına susacak bir millet bir devlet değiliz. Biz İstanbul'da cihan padişahı Fatih Sultan Mehmet'in huzuruna vardığımızda alnımız ak varmak istiyoruz. Biz cihan padişahı Kanuni'nin manevi huzuruna vardığımızda başımız dik çıkmak istiyoruz. Biz ruzi mahşerde kitap önümüze konulduğunda hesabımızı yüreklice vermek istiyoruz. Banyas'ta çocukların feryadı arşı inletirken susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Ey Beşşar Esad! Vallahi bunun hesabını vereceksin. Başkalarına göstermediğin cesareti ağzında emzik olan kundaktaki bebeğe göstermenin bedelini çok ama çok ağır ödeyeceksin. O çocukların arşı inleten figanı inşallah Rabbimin Muntakim sıfatı mucibince, Kahhar sıfatı mucibince senin nbsp; üzerine kutlu bir intikam olarak inecektir. Allah izin verirse bu caninin bu katilin dünyada hesaba çekildiğini görecek ve bundan dolayı da hamd edeceğiz. Yaşananlar tahammül sınırlarını zorlar bir hale gelmiştir. Uluslararası camia Suriye konusunda hala beklenen adımları atmamıştır. Suriye'de bugü ne kadar hayatını kaybedenler 100 bine doğru yaklaşıyor. Bütün bu masumlarım vebali bu gayri meşru rejime destek verenlerinde üzerindedir.'' nbsp; nbsp;
nbsp;
''CHP, BUYURSUN BANİYAS'TAKİ KATLİAMI AÇIKLASIN'' nbsp;
nbsp;
Kendisini Müslüman olarak nitelendiren hiç kimse, hiçbir devletin böyle bir vahşetin arkasında duramayacağını ifade eden Erdoğan, ''Buradan şunu da hatırlatmak istiyorum. Suriye'de Şam'da bu cani ile bu katil ile fotoğraf çektiren CHP buyursun Baniyas'taki katliamı açıklasın. Ey CHP işte siz busunuz. Geçmişte de buydunuz şimdi de busunuz. Sizin yol arkadaşlarınız bunlar. Sizin aynı fotoğ raf karesinde poz verdiğiniz yoldaşlarınız bunlar. Gurur duyup duymadığınızı gerç ekten merak ediyor sizi de milletime havale ediyorum.'' diye ekledi. nbsp; nbsp;
Baniyas'ta hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına, Baniyas halkına ve tüm Suriyeli kardeşlerine de sabır ve başsağlığı dileyen Erdoğan, ''Meta nasrallah, 'Allah' ın yardımı ne zaman' diye soran Suriyeli kardeşlerime bir kere daha sesleniyorum. Bela inne nasrallahi kariben, hiç kuşkusuz Allah'ın yardımı yakındır.'' ifadelerini kullandı. nbsp;
nbsp;
ÇÖZÜM SÜRECİYLE İLGİLİ 30 SORU

nbsp; Başbakan Erdoğan, kampta 2 gün boyunca verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, ilk gün ekonomi, dış politika, yeni anayasa ve başkanlık konusunda sunumlar gerçekleştirildiğini, çözüm süreciyle ilgili de karşılıklı sorulu cevaplı, güzel değerlendirmeler yapma fırsatını yakaladıklarını ifade etti.
nbsp; Bakanların, çözüm süreciyle ilgili yöneltilen 30 soruyu yanıtladığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
nbsp; "Arkadaşlarımız ülkemizin sorunlarını ilettiler, gündemdeki konuların derinlemesine istişaresini yaptılar. İki gün boyunca bu konuların yanı sıra bu buluşma özellikle bir arada ailelerimizin kaynaşması, milletvekilli arkadaşlarımızın çok daha sıcak ortamda kaynaşmasına vesile oldu. Yola çıkarken şunu söyledik; biz geleceğe istişare ederek yürüyeceğiz."
nbsp; Siyasetin milletle gönül irtibatını kurma sanatı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
nbsp; "Milletle irtibatını koparmış bir siyasetin, böyle bir siyasi anlayışı n başarılı olması, hizmet üretebilmesi asla mümkün değildir. Geriye dö nüp bakın, tarihin tozlu sayfalarını karıştırın, kurulmuş, faaliyet göstermiş kimi zaman zorbalıkla iktidara gelmiş, bugün hatırlanmayan, bugün esamesi okunmayan nice siyasi parti, siyasetçi göreceksiniz. Aynı tarih içinde gönüllere taht kurmuş, kendisine milletin gönlünde müstesna yer edinmiş, kısa süre, uzun süre hizmet etmesine rağmen isimleri unutulmamış, unutulmayacak nice siyasetçilere rastlanır. Merhum Adnan Menderes işte onlardan bir tanesidir. Turgut özal işte onlardan bir tanesidir. Aynı şekilde Prof. Dr. Necmettin Erbakan, işte onlardan bir tanesidir. Şunu asla aklımızdan çıkarmayalım. Onları tarihe altın harflerle yazan, milletle kurdukları irtibattır, gönül bağıdır."
nbsp;
nbsp; -"Tarih olmayı değil tarih yapmayı tercih ettik"-

nbsp;
nbsp; Neşet Ertaş'ın "Dost elinden gel olmazsa varılmaz/Rızasız bahç enin gülü verilmez/Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez/ Gönülden gönüle gidilir, yol gizli gizli" dizelerini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
nbsp; "İşte mesele budur. Kim olduğunuz önemli değildir. Nereden geldiğiniz, nereye gittiğiniz önemli değil. Hangi makamlarda ne kadar oturduğunuz o da önemli değildir. Milletten aldığınızı millete veremiyorsanız, kat be kat fazlasını üretmiyorsanız, milletle gönül bağınızı tesis edemiyorsanız çok a çık söylüyorum, beyhude nefes almış olursunuz. Hepimiz topraktan geldik, hepimiz toprağa döneceğiz ama bir topraktan gelip toprağa dönenler vardır bir de topraktan aldığını milletine eser haline getirerek toprağa dönenler vardır. Denklem son derece açık. Ya tarih yapacaksınız ya da tarih olup gideceksiniz. Ya toprağa eserler bırakıp gideceksiniz ya da toprağa toprak olarak gideceksiniz. Bütün bu kadroyla, bu salonun içindeki ve salonun dışındaki o büyük kadroyu tarih olmayı değil tarih yapmayı tercih ettik."
nbsp; Erdoğan, "Biz toprağa özellikle bu vatan topraklarına eserler bırakarak, silinmeyecek mühürler bırakarak toprak olmayı tercih ettik. Sık sık çınar benzetmesini yapıyorum. Çınarın toprakla teması kesilirse en küçük rüzgarda devrilir toprak olur gider. Hiç kimse hatırlamaz.
nbsp; İşte biz de milletin içinden çıkarak başlamış olduğumuz bu yolculukta, milletimizle irtibatı en güçlü şekilde muhafaza ederek yürüdüğümüz bu yolda, milletimizle irtibatı daha da güçlendirerek, onun değerlerine sıkı sıkı sarılarak geleceğe ilerleyecek, istikbale koşacağız" şeklinde konuştu.
nbsp;
nbsp; -"4 kavram üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor"-

nbsp;
nbsp; Dört "Es" veya dört "S" üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Bir sabır, iki sebat, üç sadakat, dört sorumluluk. Öncelikle sabrımız olacak. Zafer sabrın arkasından gelir. Sebep netice ilişkisinde, bu ikili vardır. Hangi işe kolları sıvıyorsak, hangi yola çıkıyorsanız sabır yanı başımızda ayrılmaz bir azık olacak. İki davaya, hareketimize sebat olacak. Saldırılar karşısında, olumsuzluklar karşısında tezgahlar ve tuzaklar karşısında eğilmeyecek, sebat içinde olacağız. Üçüncüs ü sadakat olacak. Davaya tam sadakat içerisinde olacağız. Harekete tam sadakat içerisinde olacağız. Birbirimize olan sadakatimiz tartışılmaz olmalı. Aramıza sokulmaya çalışılan nifaklara rağmen bir olacak, iri olacak, diri olacak, kardeş olacağız" şeklinde konuştu.
nbsp; Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
nbsp; "Unutmayın biz öyle bir rehberin, öyle bir önderin ümmetiyiz ki, o önder, o peygamber, 'bir elime güneşi, bir elime ayı koysalar, beni bu davadan vazgeçiremezsiniz' diyerek yoluna devam ediyordu. Hem yetimdi hem öksüzdü. Öyleyse istişare edeceğiz. Birbirimizi uyaracağız. Sapmalara karşı hep uyanık olacağız. Aynı zamanda birbirimize karşı tam bir sadakat içinde olacağız. Dördüncüsü sorumluluk olacak. Herkes milletin omuzlarına yüklediği sorumluluğun farkında olacak. Hiçbir zaman da unutmayacak, onun bilincinde olacak. Salonun içindeki ve dışındaki her bir gönül eri, erdemliler hareketi demiştik. Her erdemli kardeşim, AK Parti mensubu, tarihin, medeniyetin milli ve manevi değerlerin üzerimize yüklediği sorumluluğun şuurunda olacak."
GÜNDEM
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...