Yeniden Hamidiye Alayları projesi...

Yeniden Hamidiye Alayları projesi...

GÜNDEM Haberleri

Geçenlerde bir yazar, dağdan inmesi beklenen militanlardan Kürt alayları kurulmasını teklif etti. Bunlar yurt dışında üstlenebilir; NATO ve BM operasyonlarında kullanılır; dağdaki adama da bir umut olur dedi. Bu proje yeni değil. XIX. asrın son çeyreğinde Anadolu'nun doğusu Rus ve İngiliz tehdidi altındaydı. Sultan Hamid hem bu tehdidi önlemek, hem de halkı merkeze samimiyetle bağlamak için şöyle bir çare buldu: Mahallî ordu birlikleri…

Osmanlı ordusunun Ruslara mağlup olduğu 93 Harbi akabinde imzalanan 1878 Berlin Anlaşması, Şark'ta Ermenilere muhtariyet va'dediyordu. Sultan Hamid, otonominin istiklâle gideceğini; bunun da yalnızca Rusların Akdeniz'e inmesine yarayacağını bildiği için, bu maddeyi tatbik etmedi. Muhtemel Rus işgalinde ilk mukavemet için, mahallî halkı teşkilatlandırmayı düşündü. Ayrıca Sultan II. Mahmud'un muhtariyetini kaldırdığı Kürd beyleri de, merkezî idare için tehdit teşkil ediyor; aşiret kavgaları da eksik olmuyordu. Bunlar, İngilizlerin işine gelirdi. Mir Bedirhan isyanı gibi hâdiseler, Kürdler üzerinde zorla otorite kurmanın imkânsızlığını göstermişti. Bunun için İslâm kardeşliği ve hilâfet nüfuzuna müracaat edildi. Kürdler, henüz milliyetçilik çağına girmemişti. Dindar tanıdığı padişahı seviyor; kendisine Bavê Kurdan (Kürdlerin Babası) diyordu.Rusların, hâkimiyeti altındaki çeşitli halkları patırtısız idare edebilmek için kurduğu meşhur Kazak Alayları, padişaha ilham verdi. Fikir Moskova Sefiri Şakir Paşa'dan gelmişti. Kürdlerden askerî birlikler teşkiline karar verildi. Kürdler, İran'ın Şiî nüfuzuna karşı da korunmuş olacaktı. 1891'de padişahın kayınbiraderi Müşir Zeki Paşa vazifelendirildi. Aşiret reisleri ile anlaşıldı. Bazılarına paşa ünvanı verildi. Patnos'ta Kör Hüseyin Paşa (Haydaran), Urfa'da İbrahim Paşa (Milan), Cizre'de Mustafa Paşa (Mîrân) ve Başkale'de Hamid Paşa (Arvasi) bunların en meşhurlarıdır.
Merkezden Şark'a emekli subaylar gönderildi. Alay zâbitleri İstanbul'da Harbiye Mektebi'nde iki sene tahsil görecekti. Kurulan alaylar Erzincan'daki ordu merkezine bağlandı. İlk olarak 8 alay kuruldu. Sonra rağbet üzerine sayı 65'e çıktı. Bir kısmı Ruslara karşı Erzurum-Van tarafında; bir kısmı da İngilizlere karşı Mardin-Urfa mıntıkasında mevzilendi. Alaya girenler mushafa yemin ediyor; birliklere üzerinde âyet ve tuğra bulunan kırmızı sancak veriliyordu. Askerler kendi aşiretlerine mahsus, fakat tek tip elbise giyecek; herkes atını kendi getirecekti. Reisler İstanbul'a gelip padişaha sadakat yemini ettiler. Ancak asırlarca azade yaşamaya alışmış insanlar üzerinde nizam kurmak hayli zordu. Padişah bunlara sabır ve tolerans ile muameleyi emretti. Alaya mensup aşiretlere vergi muafiyeti getirildi. Alaylara umumiyetle Sünnî Kürdler alındı. Zamanla Arablardan da alaylar kuruldu. Hatta Libya'dakiler 1930'a kadar İtalyanlarla savaştı.
Bu sayede Şark'ta imar faaliyetlerine girişildi. Kürd muhtariyetinin ortadan kalkmasından sonra, Ermeniler, ticaret ve vergi tahsil ihaleleri sebebiyle daha da zenginleşti. Bu sebeple iki taraf arasında sonu felâkete varacak bir gerginlik doğdu. Alayların kurulmasından sonra bu gerginlik arttı. 1894'te Sason hâdiselerinde bazı alaylar kendi inisiyatifleriyle binlerce Ermeni öldürüp, mallarına el koydular. Kabahat, Sultan Hamid'in üzerinde kaldı. 1908 Dersim harekâtında bu alayların kullanılması, Sünnî ve Alevî Kürdlerin arasını iyice açtı. Öte yandan alayların varlığı menfaatlerine dokunan kesimler, bilhassa ecnebiler, aleyhte abartılı bir propaganda yapmış; bu sebeple alaylara dair menfi bir kanaat teşekkül etmiştir. Sason hâdisesinde Ermenileri himaye eden; tehcirde de evlerine alan ve kaçıp kurtulmalarını temin eden alaylılar da az değildir.


nbsp;Yeniden Hamidiye Alayları projesi...
nbsp;Yeniden Hamidiye Alayları projesi...






nbsp;Yeniden Hamidiye Alayları projesi...

Kürt aşiret reisleri bir arada (1905)


nbsp;Yeniden Hamidiye Alayları projesi...

Sultan Hamid metodları
İttihatçılar başa gelince Hamidiye ismini kaldırıp, alay sayısını azalttı. Başlarına da Türk kumandanlar getirdi. Hükümetin icraatları, Kürdler arasında hoşnudsuzluğa sebep oldu. Sadık aşiretleri devletten uzaklaştırdı. Kürd milliyetçiliğini ateşledi. Aşiretler birer birer isyan ettiler. Hükümet tam Aşiret Hafif Süvari Alayları'nı dağıtacaktı ki, Cihan Harbi çıktı ve alaylara ihtiyaç doğdu. Bu harbde alayların mühim hizmeti oldu. 1915 senesinde sürgün Ermeniler, İttihatçı hükümet kuvvetlerinden cesaret alan bazı köylülerin, hatta alay mensuplarının tecavüzüne uğradı.
Kürdler, Ankara hareketine şüpheyle baktı. İsyanlar, senelerce sürdü. Ankara, hiç sevmediği Sultan Hamid'in metodlarına müracaat etmek zorunda kaldı. 1923'te eski alaylılardan birlikler kurularak köyleri korumakla vazifelendirildi. 1984'ten sonra PKK'ya karşı, devlet taraftarı görülen aşiretlerden korucu adıyla silahlı birlikler kuruldu. Eski alay mensubu aşiretlerle temasa geçildi. İlk birlikler, ordu karargâhında, Sultan Hamid devrindeki gibi mushafa yemin ettirilerek vazifeye başladı. Koruculuğa önceleri sıcak bakmayan aşiretler ikna edildi. İkna olmadığı için köylerinden tahliye edilenler, Kuzey Irak'taki Mahmur Kampı'na yerleşti. Böylece 90 bin kadar maaşlı korucu bugüne kadar vazifesini sürdürdü.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...