Çavuşoğlu Avrupaya ders verdi; FETÖ’yle ilgili binlerce delilimiz var

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Gülen kanlı bir terör örgütünün elebaşıdır. Türkiye’de değişik girişimlerin de arkasında olmuştur” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Strasbourg’da düzenlenen sonbahar oturumunda konuştu. Daha sonra parlamenterlerin sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile ilgili, “Gülen bir kanlı bir terör örgütünün elebaşıdır. Gülen’in yani FETÖ’nün bu darbe girişiminin arkasında olduğuna dair yüzlerce, binlerce delilimiz var. Yakalanan eski generaller, polisler ve diğerlerinin ifadelerine baktığınız zaman hepsi de bu darbe girişimini Gülen’in talimatı ile yaptıklarını itiraf ediyor” ifadelerini kaydetti. FETÖ’nün yıllardır Türkiye’nin imajının zedelenmesinde çok önemli rol oynadığını ifade eden Çavuşoğlu, “Böylesine büyük bir şebekenin Türkiye’deki hasarını tamir etmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

OHAL’E HALKIN DESTEĞİ YÜZDE 80
“Olağanüstü hâl bizim tercihimiz değildi. En zor şartlarda bile biz getirmek istemedik. Fakat bu sefer kaçınılmazdı” diyen Çavuşoğlu, “Hatta 3 ay içinde tamamlayıp OHAL’i kaldırmayı planladık. Ancak öyle bir kompleks durum ki 3 ay bile yeterli olmadı. Şu ana kadar attığımız adımlar ve aldığımız tedbirler çerçevesinde bile tehdidin tamamen ortadan kalktığına inanmıyor halkımız. Biz de öyle düşünüyoruz. Uygulamalar, vatandaşlarımızın günlük hayatını hiç etkilemedi. Şu anda milletimizin olağanüstü hâle desteği yüzde 80’in üzerinde” ifadelerini kaydetti. 

ŞAHSEN İDAM CEZASINA KARŞIYIM
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, idamın geri getirilmesine konusuna da değindi. Çavuşoğlu, şöyle konuştu: “O zorlu zamanda bu konuyu tartışmak istemedik. Çünkü duygusallığın yüksek olduğu zaman aldığınız kararlar sağlıklı olmaz. Sağduyu hakim olduğu zaman bunu birçok siyasi partiyle mecliste oturursunuz konuşursunuz. Demokraside halkın taleplerine tamamen kulak tıkamak da kolay değil ama halkın bazı duygularını yönetmek ve onlara doğruları anlatmak da siyasilerin görevidir. Şahsen söylüyorum idam cezasına karşıyım. Burada görev yaparken idam cezasının doğru olmadığını herkese anlatmaya çalıştık. Eşimi ikna ettim idam cezasının kötü olduğuna dair...” Eşinin kendisini tehdit ettiğini bildiren Çavuşoğlu, “Benim eşim de o travmayı yaşadı” dedi.

TERÖR DESTEKÇİSİ VEKİL YARGILANIR
Dokunulmazlık konusuna da değinen Bakan Çavuşoğlu, “Bu dokunulmazlığın kaldırılması genel bir durum değildir. Kürsü dokunulmazlığı devam ediyor. Ama bugün terör örgütüne silah taşımak milletvekilliği dokunulmazlığına kapsamında olmamalıdır. O zaman sizinle, bizimle o silah taşıyan kişiler arasında nasıl fark var. Teröre hizmet eden kişilerin elbette yargılanması gerekiyor. Burada hiçbir ayrım yapılmadı” ifadelerini kullandı. 

BAŞKANLIĞA HALK KARAR VERİR
Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Sizin ülkeniz Fransa’da yarı başkanlık sistemi var. Doğaldır. Parlamento işliyor. ABD’de başkanlık seçimi, bazı yerlerle monarşi var. Ama önemli olan nedir ister başkanlık, yarı başkanlık, yarı parlamenter sistem, demokrasinin işlemesidir, hukukun üstünlüğünün tam olarak güçlenmesi ve güçler ayrılığı ilkesinin tesis edilmesidir. Venedik Komisyonu Başkanının güzel bir sözü var: Önemli olan balığın yüzebilmesidir, sistemin değil... Her ülke kendi halkı, yönetim biçimini demokratik kurallar çerçevesinde belirleyebilir. Sonuçta biz her zaman önemli konularda halka gidiyoruz, referanduma gidiyoruz. Halkımız ne karar verirse onu da kabul etmeliyiz...”

DAEŞ’in en büyük düşmanı Erdoğan
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her vesilede DAEŞ’in İslamiyet’i temsil etmediğini söylediği için ve ideolojisini yıktığı için DAEŞ’in bir numaralı düşmanı olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, “Başından beri tüm toplantılarda DAEŞ’e karşı sadece hava saldırılarının yetmeyeceğini, karadan operasyonlara da başlamamız gerektiğini söylüyoruz” dedi. DAEŞ’in Türkiye’yi hedef aldığını söyleyen Çavuşoğlu, bunun sebeplerini ise söyle sıraladı: “Bugüne kadar yabancı savaşçı akımının durdurulmasında çok önemli tedbirler aldık ve başarılı olduk. DAEŞ’e karşı koalisyonun içinde yer aldık ve birçok ülkenin bizim hava üssümüze gelmesini ve bu operasyonlara katılmasını tesis ettik. DAEŞ’in ideolojisini öldürmede çok etkili olduk. Yani Cumhurbaşkanımız Erdoğan her vesilede DAEŞ’in İslam’ı temsil etmeyeceğini söyledi. Onların birinci düşmanı şu anda Erdoğan. DAEŞ’in ideolojisini öldürmezsek yarın DAEŞ veya El Kaide yerine El Nusra güçlenir. Bunların ideolojisini de yok etmemiz lazım.”

Mültecilerde yükü çeken biziz
Göç ve mülteci anlaşmasıyla ilgili olarak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne seslenen Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim bugüne kadar devletin bütçesinden harcadığımız miktar 12 milyar dolar. Bütün dünyadan, uluslararası camiadan bize gelen miktar ne kadar biliyor musunuz? 535 milyon dolar. AB, 3 milyar euro vermeyi taahhüt etti, bugüne kadar 179 milyon euro gönderebildi. Niye? Bürokratik sebeplerden. Şu anda ekstrem bir durum var. Bu insanlara bu imkânları bir an evvel sağlamamız lazım. Bu sitemlerimizi açıkça AB’ye söylüyoruz. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan biraz fazla açık konuşuyor, bundan hoşlanmıyorsunuz. Ama doğruları o da söylemek durumunda, ben de... Çünkü bu yükü çeken biziz. Bunu istediğimiz zaman bizi tehdit ediyor diyorsunuz. Bu haksızlık değil mi? Türkiye uyguluyor, AB uygulamıyor...”