Stres kalbin düşmanı

Düzenleyen:
Stres kalbin düşmanı

SAĞLIK Haberleri

Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin 2016 kılavuzunda ilk defa psiko-sosyal stresin de kalp hastalıkları için risk faktörü olduğu yer aldı. Evde, işte, sokakta yaşadığımız stres kalbi vuruyor...

Ziyneti KOCABIYIK

Antalya’da düzenlenen 32. Ulusal Kardiyoloji Kongresi’nde tüm dünyada ve ülkemizde en önemli ölüm sebebi olan kalp ve damar hastalıkları ve yeni tedaviler ele alındı. Kalp hastalıklarının önlenebilir ölüm sebeplerinin başında geldiğini söyleyen Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, “Kolesterol yüksekliği, sigara, diyabet, hipertansiyon, karın bölgesinin şişmanlığı, psiko-sosyal stres, kötü beslenme, fiziksel hareketsizlik ve alkol, ilk kalp krizi için riskin %90’ından sorumludur. Bunlar önlenebilir veya düzeltilebilir durumlardır” dedi. Avrupa ülkelerine göre Türkiye’de kalp kriznin erkek ve kadınlarda 10 yıl daha erken ortaya çıktığına da işaret eden Prof. Dr. Şahin, “Avrupa’da erkeklerde 55, kadınlarda 65 yaşında yoğunlaşan kalp krizi, bizde erkeklerde 45-55, kadınlarda 55-65 yaşlarında zirve yapıyor ” diye anlattı.

KOLESTEROL İLACINIZI BIRAKMAYIN

TKD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Abacı, son günlerde yeniden alevlenen kolesterol tartışmalarına da son noktayı koydu. Kolesterolün vücudumuzun en önemli yapı taşlarından biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Abacı; “Yüksek kolesterol damarları tıkar. Kalp damarları tıkanırsa kalp krizi, beyin damarları tıkanırsa felç geçiririz. Bu nedenle kan kolesterolü belirli bir seviyenin üzerine çıktığında ilaç tedavisi gerekir. Ne yazık ki son zamanlarda basında kolesterolün zararsız olduğu, kolesterol ilaçlarının gereksizliği yönünde yayınlar yapılmaktadır. Bu yayınlar yüzünden hastaların yarısı ilaçlarını bıraktı. Ama şu unutulmamalıdır ki, biz normal kolesterolü düşürmek için değil, yüksek kolesterolü düşürmek için ilaç veriyoruz. Şeker hastasının ilaç kullanmaması nasıl zararlıysa, kolesterolü yüksek olan kalp hastasının kolesterol ilacını kullanmaması da zararlıdır” dedi.

UYUŞMALARA DİKKAT!

Erişkinlerde kalp hastalığı ve kanserden sonra en yaygın ölüm ve sakatlık sebebi olarak tanımlanan felcin belirtileri konusunda halkın bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necla Özer “Yüz, kol, bacak veya vücudun bir yarısında uyuşukluk veya güç kaybı; bir veya iki gözde görme kaybı veya azalması; konuşma kaybı, konuşmada veya konuşulanları anlamada güçlük; bir sebep yokken şiddetli ve ani baş ağrısı, yürümede dengesizlik gibi şikâyetler gelişirse hızlıca en yakın hastaneye başvurulması” gerektiğini söyledi. “İnme gelişimi için risk faktörleri, kalp krizi gelişimi için olan risk faktörleriyle benzerdir” diyen Prof. Dr. Necla Özer; “Sigara, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, kilo fazlalığı inme oluşumu riskini de artırır. Bu risk faktörleri haricinde ayrıca kalpteki ritim bozuklukları da inmeye sebep olabilmektedir” dedi.

ÖFKEYİ KONTROL EDİN

Evde, işte, sosyal hayatta yaşanan stresin kalp krizine yol açtığı ile ilişkili son dönemlerde sağlam bilimsel kanıtlar elde edildiğini söyleyen Türk Kardiyoloji Derneği Eski Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, “Stres, birçok hastalık için olduğu gibi kalp krizi için de en önemli risk faktörüdür. Dünyada kalp sağlığını koruma ve kalp hastalıkları tedavi planını ortaya koyan Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin 2016 kılavuzunda diğer risk faktörlerinin yanında beslenme ve psiko-sosyal stres de ön plana çıkarıldı. Hatta stresin hareketsizlik kadar tehlikeli olduğunu vurguladı. Çalışmalar, stresten uzak yaşayanların kalp ve damar hastalıklarına daha az yakalandıklarını ortaya koyuyor” diye konuştu.

FAZLA MUTLULUK KALBİ VURUYOR

Bugüne kadar üzüntünün kalp ve damar hastalıklarını tetiklediği bilinirken, yapılan son çalışmalar, aşırı mutlulukların da kalp krizine yol açabileceğini gösterdi. Bu durumun “mutlu kalp sendromu” olarak tanımlandığını anlatan Türk Kardiyoloji Derneği Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Sinan Aydoğdu “European Heart Journal dergisinde yayımlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre, mutlu kalp sendromunda doğum günü partisi, evlilik, torun sahibi olma, spor galibiyetleri gibi mutluluk verici olayların kalp krizini tetiklediği görülmüş. Kalp krizi sürecinin üzüntü ile aynı şekilde işlediği ortaya çıkarılmış. Yani hem ani ve aşırı üzüntü, hem de ani ve aşırı mutluluk kalbe zarar verebilir. Elbette bu mutluluk kalbe zararlı demek değildir. Tam tersine tam dozundaki mutluluk faydalıdır. Kalp için mutlulukta bile aşırıya kaçmamak gerekir” diye anlattı.  

AZ UYKU HAYATI KISALTIYOR

Uyku süresindeki kısalmanın da kalp sağlığı açısından olumsuz etkileri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sinan Aydoğdu; “Çalışmalar, uyku süresinin 7 saatten kısa olmasının kalp hastalığı ve ölüm riskini artırdığını, bunun yanı sıra kalp hastalığı için risk faktörü olan diyabet, hipertansiyon oranlarında da artışa sebep olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca depresyon, ağrı ve dikkat eksikliği de yapabilmektedir. Uyku süresi aynı zamanda inme ile de ilişkilidir. Günde 5 saatten az uyuyanlarda inme riski 2 kat daha fazla” dedi.

KAHVE YERİNE ÇAY İÇİN

Türklerin âdeta millî içeceği hâline gelen çayın kalp ve damar hastalıklarından koruduğu ortaya çıktı. Prof. Dr. Adnan Abacı, “Çay ve kahve içen kişilerin karşılaştırıldığı ve yaklaşık 6 bin 500 kişinin 5 yıl boyunca takip edildiği çalışmada, düzenli olarak günde en az bir bardak çay içenlerde kalp ve damar hastalığının daha az görüldüğü tespit edildi. Düzenli olarak günde en az bir bardak kahve içmenin ise kalp damar sağlığına bir yararı tespit edilmedi” dedi.

EKMEKTEKİ TUZA DİKKAT

Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Meral Kayıkçıoğlu kalp sağlığı için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
¥ Tuz tüketimini günde 5 gramın altında tutun. Ülkemizde ekmekten alınan tuz miktarının fazla olduğunu unutmayın. ¥ Günde 30-45 gram lif tüketin. ¥ Günde 2-3 porsiyon (en az 200 g) meyve tüketin. ¥ Günde 2-3 porsiyon (en az 200 gram üzeri) sebze tüketin. ¥ Haftada 1-2 kez balık yiyiin. ¥ Margarin ve hayvansal yağların yerine zeytinyağını tercih edin. ¥ Haftada en az 3 gün 45’er dakika yürüyün.

 

 

 

 

Düzenleyen:  - SAĞLIK
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...