Statlar hoş tribünler boş

Murad TAMER

‘Haydi maça maça!’ bağırışları eşliğinde gidilirdi eskiden statlara. Türkiye’nin herhangi bir şehrinde maç olduğu zaman bayram havası yaşanırdı. Herkeste tatlı bir heyecan olurdu maç günleri. Ama artık o günler geride kaldı... Az sayıdaki taraftarların tezahüratları yankılanır hale geldi statlarda. Avrupa’nın en iyi 6 liginden biri olduğu iddia edilen Süper Lig’de müsabakalar hazırlık maçı havasında oynanıyor. Modern statlarımız var ama seyircimiz yok.  Bomboş tribünler önünde oynanıyor karşılaşmalar. Passolig’in tribün şiddetini çok ciddi ölçüde azalttığı bir gerçek. Kulüpler de bu uygulamadan iyi para kazanıyorlar. Ancak uygulamanın vatandaşla buluşmasında ciddi sıkınıtı var. İnsanlar hâlâ daha maçlara gitmek için nasıl bir prosedür izlenmesi gerektiğini bilmiyor. Durum böyle olunca da tribünler boş, maçlar zevksiz geçiyor, futbol artık eskisi gibi tat vermiyor. Fenerbahçe’nin bile maç başı ortalama sıralamasında 5’inci sırada bulunması, Trabzonspor’un 4 bin kişiye oynaması da endişe verici detaylar olarak dikkat çekiyor. 
‘5 YILDIZLI’ TENHA STATLAR
Önceleri statlarımızın eski ve yetersiz olmasından dem vurulurdu. Son yıllarda ise TOKİ ve belediyelerin iş birliğiyle Türkiye’de birçok ‘5 yıldızlı’ stat yapıldı. Her birinin kapasiteleri ile ortalama seyirci sayısı karşılaştırıldığında yapılan emekler boşa çıkmış gibi gözüküyor. Oysa ki tribünlerdeki modern ortamın daha çok seyirci çekeceği düşünülüyordu. 
HEY GİDİ GÜNLER
Yakın geçmişe kadar tribünler iğne atılsa yere değmeyecek halde tıklım tıklım dolu olurdu. Sadece ‘büyük’ maçlar için özel biri durum değildi bu. “Karşılaşmadan saatler önce stadın tamamı doldu” şeklinde haberler sık sık yer alırdı gazetelerde. Şimdi ise daha çok haberler şu şekilde, “Tribünler boş kaldı” , “Seyirci yalnız bıraktı”, “Taraftar ilgi göstermedi”...

ETKİLEYİCİ 6 FAKTÖR

Bilet fiyatları

Futbol seyircisinin büyük çoğunluğunu Türkiye’de alt ve orta sınıfın oluşturduğu bir gerçek. Özellikle kombine kart almak isteyen bu kesim ekonomik sebeplerden dolayı ya çok zorlanıyor, ya da takımının yanında olamıyor.

Kalitesiz futbol

Daha çok fizik güce dayalı, savunma futbolunun ağır bastığı bir lige sahibiz. İnsanlar boş bir statta, temposuz ve sıkıcı bir oyunun olduğu maça gitmektense haftasonunu daha renkli aktivitelere ayırıyor.

Güven kaybı

Şike sürecinin ardından ciddi bir güvensizlik ortamı söz konusu. Maçların sonucunun önceden ayarlandığının şüphesi bile insanları futboldan soğuttu. Dijital platformlardan vazgeçip maçları izlemeyenlerin sayısı da artıyor.

Maç saatleri

Avrupa’nın birçok liginde maçlar gündüz oynanıyor. Çünkü 90 dakika maç, öncesi ve sonrasında yeme içme ve yolda kaybedilen vakit düşünüldüğünde insanların evlerine mümkün olduğunca geç gitmemesi planlanıyor. Bizde ise ‘prime-time’a göre ayarlanıyor.

Passolig

Aslında bütün faktörlerin yolu Passolig’e çıkıyor. Uygulama ile bilet almak biraz karışık. Ülkemizde Passolig’e nasıl sahip olunacağını bilmeyenlerin sayısı çok fazla.  Bilet almak zor olunca doğal olarak statlar da bomboş.

Anlayış

Rakamlarda da görüleceği üzere takım performansı seyirci ortalamalarında belirleyici oluyor. Avrupa’da ise takımın sıralamadaki durumu ne olursa olsun insanlar futbol izlemek ve takımının yanında olmak için tribünleri dolduruyor.