Öztuna'nın kaleminden Fethin Tarihi Yankıları

Öztuna'nın kaleminden Fethin Tarihi Yankıları

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

Merhum başyazarımız, büyük tarihçi ve fikir adamı Yılmaz Öztuna, 'Fethin İslâm dünyasındaki akisleri' başlıklı yazısı.

Merhum başyazarımız, büyük tarihçi ve fikir adamı Yılmaz Öztuna, "Fethin İslâm dünyasındaki akisleri" başlıklı yazısında, İstanbul'un fethinin Avrupa'da korkunç bir felaket kabul edilerek büyük üzüntüye yol açarken, islâm âleminde ise büyük sevinçle karşılandığını belirtti. Yılmaz Öztuna'nın söz konusu yazısındaki tespitleri şöyle:
İstanbul'un fethinin ve Doğu Roma'nın düşmesinin tesiri, bütün dünya sathında, muazzam olmuştur. Avrupa'da korkunç bir felaket olarak kabul edilen ve biraz da romantik sebeplerle büyük üzüntüye yol açan bu hâdise, İslâm âleminde sevinçle karşılanmıştır. Kahire'de düzenlenen şenlik, nbsp;şüphesiz İslâm âleminde kutlanan en muhteşem İstanbul fethi olmuştur. Günlerce sürmüş, geceleri her taraf aydınlatılmış, saltanat tabl-hânesi (mehter) halka konserler vermiştir. Mısır-Suriye-Memluk Sultanı, Fâtih'e elçi göndererek kendisini tebrik etmiştir. İslâm âleminde ve bilhassa Türk Memluk İmparatorluğunun büyük şehirlerinde, Fâtih'in bundan sonra da birbirini takip eden zaferleri de şenliklere vesile olmuş ve kutlanmışsa da, "Feth-i Mübîn" dolayısıyle yapılan merasimler ve izhar edilen sevinç, diğerlerini gölgede bırakmıştır. Kahire'deki Abbâsî Halîfesi'nin emriyle, camilerde Türk şehidlerinin ruhlarına minnetle dualar edilmiştir. Bütün İslâm âlemi bu sevinci göstermiştir. Güney Hindistan (Behmenî) Sultanı Alâeddin II. Ahmed Behmen-Şah (1435-1457) elçiler gönderip Fâtih'i tebrik eylemiştir.
İslâm âleminin bu derece sevince boğulmasının dinî sebepleri çok derinlerde idi. İstanbul, Müslümanlar için bir ideal olmuş fakat Emevîler ve Abbâsîler zamanında alınamamıştı. Peygamber Efendimiz "aleyhisselâm", İstanbul Fâtih'ini ve fethi başaracak orduyu , saadetle tebşir etmişti (müjdelemişti). Kur'ân-ı Kerîm'de geçen "Belde-i Tayyibe" tâbiri bile ebced hesabıyla, Feth-i Mübîn'in hicrî tarihini gösteriyordu.
Gerçekten İstanbul'un fethi, tarih boyunca Türk milletine nasip olmuş en şerefli hâdise sayılmaktadır. Ortaçağı kapatıp Yeniçağı açmanın hiçbir şeyle ölçülemeyecek derecede muazzam olan şerefi, Feth'e derin bir ma'nâ kazandırmıştır. (Yılmaz Öztuna, Tarih, s. 50, M.E.B. 1976, İstanbul)
Çeşitli bakımlardan 29 Mayıs 1453, Ortaçağın sonu sayılır. Türk tarihinin en müstesna olayı sayılarak "Feth-i Mübîn" denilmiştir. Dünyanın en büyük kilisesi ve bütün Avrupa'nın ayakta kalan en eski yapısı (VI. Asır) olan Ayasofya, camiye çevrildi. Bütün Ortodoks Hristiyanların başı olan Cihan Patrikliği ilga edilmedi. Doğu Roma (Bizans) imparatorlarının yerine padişahın himayesi altına alındı. Bu suretle artık Fâtih denen 21 yaşındaki padişah, Katolik Avrupa'ya cephe aldı ve Hristiyanların Katolik mezhebinde birleşmesini önledi. İstanbul, taht şehri seçildi ve hızla imarına başlandı. Fethin İslâm ve Hristiyan dünyasındaki akisleri, muazzam oldu. Cihan tarihinin en büyük hadiselerinden biri olarak telakki edildi.
Osmanlı Cihan Devleti'nin temelleri atılmış oldu. Avrupa'da tek başına Türkiye'ye karşı gelebilecek hiçbir devlet mevcut değildi. Türkiye İmparatorluğu, iki kıtanın iki yakasına öylesine kudret ve azimle yerleşmişti ki, cihan devleti olması âdeta kaçınılmaz bir mukadderattı. (Öztuna, a.g.e., s. 49)
##tgvideo##
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...