Bakan Özlü: 'Başvuru süreçlerini kolaylaştıracağız'

TBMM Genel Kurulunda bütçe görüşmeleri devam ediyor. TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Genel Kurulda yaşanan gerginliğe değinerek, 10 Aralık gecesi Beşiktaş’ta yaşanan saldırıda 44 vatandaşın şehit olduğunu ve 155 vatandaşın yaralandığını belirtti. Hamzaçebi, “Son derece acı bir olay. Bütün toplumu yasa, üzüntüye boğan bir olay. Terörü Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak hiçbir zaman onaylayamayız. Türkiye Büyük Millet Meclisi daima terörün karşısındadır. O eylemin olduğu gecenin sonrasında Cumartesi günü ben Vatan Caddesi’ndeki törene katıldım, hastanedeki yaralıları ziyaret ettim. Gerçekten acı bir tablo” ifadelerini kullandı.Toplumdaki acının TBMM’ye yansıdığını söyleyen Hamzaçebi, “Bütün toplum bu acının gerginliğini yaşıyor. Bu atmosfer bütçe görüşmelerine de yansıyor. Ancak bize düşen görev, toplumdaki gerginliği buraya taşımak değil, bu gerginliği olabildiğince sükûnete kavuşturmaktır. Ben bütün siyasi grupları bu çerçevede politika izlemeye davet ediyorum. Bu gerginliği hiçbir zaman onaylamıyorum” şeklinde konuştu. 

Hamzaçebi, Behçet Yıldırım’ın revire kaldırıldığını belirterek, verilen arada cinsiyetçi sözlerin söylendiğini ve bunları da onaylamadığını kaydetti. 
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ise, konuşmasında İstanbul’da yaşanan terör saldırısına değindi. Özlü, “Sözlerime başlarken Cumartesi gecesi İstanbul’da gerçekleşen menfur terör saldırısında şehit düşen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum. Tüm milletimize başsağlığı diliyorum. Nerede ne şekilde ve ne amaçla yapılırsa yapılsın terörün her türlüsünü lanetliyorum. İnşallah, millet olarak bu saldırıların bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeyeceğiz. Birbirimize daha fazla sarılacağız, daha fazla kenetleneceğiz ve şehitlerimizin emaneti olan vatanımızı ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan çok daha güçlü bir ülke haline getireceğiz” ifadelerini kullandı.
 
Bakan Özlü, şunları kaydetti: 

“Teşvik sisteminde hazır giyim mantığının ötesine geçerek terzi usulü diye isimlendirebileceğimiz yeni bir dönemi başlattık. Yatırımın, üretimin, ihracatın üzerindeki birçok yükü kaldırdık veya azalttık. Şirket kuruluşlarını kolaylaştırdık. KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla taşınır varlıklarını da rehin bırakabilmelerinin önünü açtık. Başta zorunlu bireysel emeklilik sistemi olmak üzere tasarrufları teşvik eden adımlar attık. Türkiye’nin dev projelerini finanse etmek amacıyla Türkiye Varlık Fonu’nu kurduk. İhracatçılarımıza yeşil pasaport verme kararını aldık.” 

KOSGEB aracılığıyla, KOBİ’lere 50 bin TL kredi vereceklerini söyleyen Özlü, “15 bin KOBİ’nin yararlanmasını beklediğimiz bu kredi, bir yılı ödemesiz olmak üzere toplam üç yıl olacak. Daha da önemlisi bu kredinin faizini KOSGEB karşılayacak. Hükümet ve Bakanlık olarak iş dünyamızın, KOBİ’lerin, esnafın, tüccarın, sanayicinin, ihracatçının, girişimcinin yanında olmayı bundan sonra da sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. 

2015 yılı Ar-Ge harcamalarına ilişkin olarak Özlü, “2015 yılında Ar-Ge harcamalarımız bir önceki yıla göre yüzde 17’lik bir artış gösterdi ve 20.6 milyar TL’ye ulaştı. 2014’te kırdığımız rekoru biraz daha geliştirdik ve Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranını ise yüzde 1.06’ya yükselttik. Çok daha sevindirici olan bir husus ise şudur; Ar-Ge harcamalarımızın yarısını özel sektörümüz, yüzde 40’ını da üniversitelerimiz gerçekleştirdi. Yine yakın zamanda açıklanan Küresel Yenilik Endeksi’nin 2016 yılı sonuçlarında bir önceki yıla göre 16 basamak birden yükselerek 42’nci sıraya çıktık. 2017 bütçesinin tamamında Ar-Ge’ye ayrılan kaynak miktarı 5.8 milyar TL’ye yükseldi” diye konuştu. 

Özlü, Türkiye’de ilk defa tasarım faaliyetlerini destek kapsamına aldıklarını kaydederek, “Ar-Ge merkezlerinde ve Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde (TGB) daha fazla ve daha nitelikli personel istihdam edilmesi ve bu personelin daha fazla gelir elde etmeleri için adımlar attık. Yine öğretim üyelerimizin Ar-Ge projelerinde daha fazla yer almalarını teşvik edecek düzenlemeler yaptık. Reform paketinin hayata geçmesinin ardından özellikle Ar-Ge Merkezi sayımız hızlı bir şekilde artmaya başladı ve 310’a ulaştı” şeklinde konuştu. 

Sınai mülkiyet haklarının iş ve yatırım ortamının en önemli ayaklarından birini oluşturduğunu söyleyen Özlü, “Özellikle uluslararası yatırımcılar, karar alma süreçlerinde ülkenin sınai mülkiyet sistemini muhakkak dikkate alıyorlar. Çıkaracağımız kanunla patentlerin, markaların ve tasarımların başvuru süreçlerini kolaylaştıracak, tescil sürelerini kısaltacak ve ortaya çıkan haklara daha etkin bir koruma sağlayacağız. Bu kanun, ülkemizdeki Ar-Ge projelerinin patentlere dönüşmesi, patent ve tasarımların ticarileşmesi ve güçlü markaların oluşması için de önem taşıyor” ifadelerini kullandı.