Giysilerimiz konuşuyor

Düzenleyen:
Giysilerimiz konuşuyor

YAŞAM Haberleri

Bütün tercihlerimiz aslında karakterimizi yansıtıyor. Parlak, dikkat çekici kıyafet giyen birisi karşısındakine “Bilgim çok yeterli değil, dikkatler kıyafette olsun” mesajı veriyor...

CANAN ERASLAN

Seçtiğimiz renk ve desenler, takım elbise veya spor giyim, kullandığımız aksesuarlar... Hepsi aslında bilmeden karşı tarafa verdiğimiz birer sessiz mesaj gibi. Bunun için giysilerin dilini bilmek gerek. Yazar Suna Okur, yazdığı kitabıyla giysilerin şifrelerini anlatmış. “Kıyafetleriniz insanlar üzerinde bir etkiye sebep olur ve sessiz bir tavsiye mektubudur” diyen Suna Okur, iş ve sosyal hayatta nasıl giyinmemiz gerektiğinin tüyolarını veriyor. Suna Okur şöyle diyor: Parlak ve dikkat çekici kıyafetlerle iş toplantısına giden birisi için dikkat çekmek istediğini, kendisine baktırma ihtiyacında olduğunu düşünebiliriz. Aynı şekilde esmer olduğu hâlde saçlarını civciv sarısına boyatan ‘zoraki sarışınların’ kimliğinden utandığını, başka biri gibi görünmeye çalışan, kendinden emin olmayan biri olduğu fikri oluşur. Kıyafetlerimizin bizi destekleyecek şekilde olumlu bir izlenim uyandırmasını istiyorsak, sadece tarzımıza değil, kıyafetlerin renklerine de dikkat etmeliyiz...

Kravat  takınca daha çok kazandı

John T. Malloy “Başarı İçin Giyim” (Dress for Success) adlı kitabında kıyafetlerin, dili olduğunu ve insanlara mesaj verdiğini ispatlamak için New York’ta bir metro istasyonunda küçük bir deneme yapmış. Yazar, günün en kalabalık saatinde istasyondaki insanları durdurarak son derece utandığını; ama cüzdanını evde unuttuğu için çok zor durumda kaldığını ve eve gitmek için 75 cente ihtiyacı olduğunu söylemiş. İlk saatte takım elbise giyen; ama kravat takmayan yazar, 7,23 dolar toplarken, ikinci saatte aynı takım elbiseye kravat takarak dilenmeye devam etmiş. Kravat taktıktan sonra 26 dolar toplayan Malloy “Kravat sorumluluk sahibi olmanın ve saygınlığın bir sembolü olarak görülüyor ve başkalarına kimliğiniz hakkında mesaj veriyor” diyor.

Markaların arkasına SIĞINMAYIN
Baştan aşağı her giysisi aynı marka olan ve logoları gözünüze sokacak biçimde görünen biriyle ilgili olarak öz güven sorunu olduğunu ve maddi gücünü öne çıkararak karşısındakilerde üstünlük kurmak istediğini düşünebiliriz. Giyimde markanın çok öne çıkarılması olumsuz bir etkiye sebep olur. Markanın arkasına sığınmak kendine güvensizliğin ve giyimle ilgili bilgisizliğin bir ifadesi olarak algılanabilir. 

İki iş kadını konuşuyorsa!
Aynı sektörde iki iş kadını düşünün. Her ikisi de aynı takım elbiseyi giymiş ancak birinin takımı siyahken, diğeri kırmızıyı tercih etmiş olsun. Siyah takım elbise otorite, saygınlık ve güveni, kırmızı ise dikkat çekme ve farklı olma arzusunu ifade eder. Bu durumlarda da renk seçiminin içinde bulunduğumuz ruh hâlini ve kişiliğimizi yansıttığı unutulmamali. Fazla desen, allı güllü, geniş geometrik desenler, bilhassa leopar desenler iş dünyasında ‘ciddiyetsiz’ algıya sebep oluyor.

Aksesuarı abartmayın
Geleneksel sektörlerde genellikle ciddiyet ve otoriter görüntü için koyu renkler tercih edilir. Abartılı takılar kullanılmamalıdır. Fikir ve yenilikçiliğin yarıştığı sektörlerde renk veya aksesuar konusunda bir kısıtlama ya da beklenti yoktur. Ancak müşteri ilişkileri, satış ve pazarlama alanlarında çalışanlarının kurumsal giyim tarzını benimsemelerinde fayda var. Dolayısıyla abartılı renk ve irilikteki takılar, etnik ve plastik takılar pek uygun olmaz.

 

 

 

 

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...