Bu tablo faiz lobisini korkuttu

- Güncelleme:
Bu tablo faiz lobisini korkuttu

Ekonomi Haberleri

2001 krizinde vergi gelirlerinin yüzde 85.7'si faize gidiyordu. Bugün ise vergilerin sadece yüzde 17.4'ü faize harcanıyor. Bu tablo lobinin canını sıkıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Gezi Parkı eylemlerinin arkasında faiz lobisini işaret etmesiyle gözler bu lobiye çevrildi. Ekonomik rakamlar son 10 yılda sağlanan istikrar ve güven ortamının faiz lobisini rahatsız ettiğini gösteriyor. 2001 krizinde yüzde 7 bin 500'e ulaşan gecelik faizler sebebiyle Türk insanının ödediği vergilerin yüzde 85.7'si faiz ödemelerine giderken, bugün vergilerin sadece yüzde 17.4'ü faize gidiyor. Eskiden rantçılara giden para artık ülkeye yatırım olarak dönüyor. Bu da vatandaşının her birinin gelirini ve istihdamı artırıyor. Aynı şekilde reel faiz oranlarının son 10 yılda yüzde 44'lerden eksiye düşmesi piyasaların canlanmasına katkı sağladı. Faiz getirisinin enflasyonun altında kalması faizin cazibesini azalttı. Faizden kaçan yatırımcı daha çok reel piyasaya yatırıma yönlenirken, borçlanma maliyetleri hızla düştü. 2004 yılında Hazine en fazla 6 ay vade ile borçlanabilirken, bu süre 2013 yılında 18.2 aya adar yükseldi. Bu devlete olan güvenin bir göstergesi oldu. Bu tablonun yabancıyı rahatsız ettiğini belirten Turgut Özal Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Ramazan Taş, faiz lobisinin oyununa dikkat çekti. Taş, "2012'de Türkiye'ye, 45 milyar dolar yabancı sermaye girdi. Bunun 41 milyar doları, portföy yatırımı, tahvil, bono, borsa veya bankalara mevduat olarak gelmiş. Yani 45 milyar dolarlık yabancı sermaye girişinin yaklaşık 41 milyar doları sıcak para. Bunların tek amacı yüksek faiz ve kur arbitrajından faydalanmak. Türkiye'den yüksek faiz kazancı alamamaları faiz lobisini rahatsız ediyor" dedi. Taş, Türkiye'de iki yıldır yenilikçi para politikaları uygulandığını ifade ederek, "negatif reel faizin sıcak parayı sonlandıracak ve doğrudan yatırımı başlatacak bir süreç olduğuna" işaret etti. Taş, şunları kaydetti: "Yüksek getiri elde etmek için Türkiye'ye gelen yabancı sermaye ve Türkiye'deki yerli sermaye, bu negatif reel faiz döneminden çok ciddi rahatsızlık hissediyorlar. Hem getirileri hem de reel olarak mevcut sermayeleri azalıyor. Bunu önlemek için psikolojik bazı etkenlerden yararlanarak tekrar faizin yükselmesini istiyorlar. Gezi Parkı olayı böyle bir fırsat verdi. Borsa ve faizlerdeki aşırı tepki, aslında faiz lobisinin ortak hareket ettiğini gösteriyor. Faiz lobisi, finansal piyasada işlem yapan ve gelirini faiz hareketlerinden kazanan kesimler, virüs gibi bir şeydir. Önemli olan bünyeyi sağlam tutup, bu tip virüslere açık kapı bırakmamak."

nbsp;Bu tablo faiz lobisini korkuttu

Krizdeki Avrupa nbsp;Türkiye'yi hazmedemiyor
Yanı başımızdaki Avrupa ülkeleri borç batağı sebebiyle ekonomik krizin pençesinde kurtulamazken, Türkiye AB ülkelerinin aksine düşük borçlanma oranı ile parmak ısırtıyor. Geçtiğimiz ay IMF'ye olan son taksiti nbsp;ödeyerek 52 yıllık döneme son veren Türkiye'de 2002 yılında borç stokunun milli gelire oranı yüzde 74.0 iken ekonomik istikrarla beraber 2012 yılında 36.1'e kadar geriledi. Buna karşın Euro Bölgesi ülkelerinden borcun milli gelire ortalaması ise yüzde 90.6'yi buluyor. AB'nin en büyük ekonomisi olan Almanya'da bile oran yüzde 81.9 ile dikkat çekiyor. Eylemlerle birlikte bir biri ardına açıklamalar yapan bu ülkeler Türkiye'nin başarısını da hazmedemediklerini gösteriyorlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...