Hasan Kaçan, 'Gezi idrar, pislik kokuyor'

Oyuncu Hasan Kaçan ve Necati Şaşmaz, akşam saatlerinde Başbakan'la görüştükten sonra basının karşısına geçerek açıklamalarda bulundu. Görüşme talebinin kendilerinden geldiğini belirten Kaçan ve Şaşmaz, olayların bir an önce bitmesini istedi. nbsp; Hasan Kaçan'ın oğlunun Gezi Parkı'na sık sık gittiğini söyledikten sonra parktaki hijyen koşullarını eleştirmek için kullandığı "Korkunç bir şekilde idrar kokuyor, pislik kokuyor" sözleri sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Necati Şaşmaz'ın konuşurken uygun kelimeleri bulmakta zorlanması ise #direntürkçe başlığıyla kısa sürede twitter 'da en çok konuşulanlar listesine girdi. nbsp;İşte Kaçan ve Şaşmaz'ın açıklamalarından satır başları:
Hasan Kaçan:
Bizim söyleyeceğimiz bir takım şeyler oradaki kardeşlerimizin güvenliğini sağlayacaktır. madem karşılıklı adımlar atılıyor özellikle Gezi Parkı'ndaki kardeşlerimizin de bu adıma başka bir adımla karşılık vermelerini bekliyorum. Bütün bunlardan sana ne diyenler de olabilir. Neticede ben bir babayım, 2 evladım var onların arkadaşları var. 51 yıldır Dolapdereliyim, 51 yıldır oradayım. Ben bunu soranlara Gezi Parkı'ndaki aslanı gördünüz mü? Diye soruyorum. Vardır orada bir aslan.
Artık bu karşılıklı adımlardan bir netice çıkmasını bekliyorum. Onların anne babalarının da benim de yüreğim ağzımda. Bu işin gayet yumuşak bir şekilde sonlanması tabii ki oradaki kardeşlerimin de arzuları neticesinde sonlanmasını can-ı gönülden istiyorum. Bu görüşleri sayın başbakana ilettik. İnşallah memleketim için, canım kardeşlerim için hayırlı olur diye düşünüyorum.
Özellikle oğlum sürekli Gezi'ye gidip geliyor. Orada arkadaşları var. 15 gündür orada o çocukların neler çektiğini, neler yaşadığını, banyo yok, yiyecek yok. Korkunç bir şekilde idrar kokuyor, pislik kokuyor. Bir insanın yaşayabileceği durumda değil artık Gezi Parkı. Çevre hassasiyeti olan arkadaşlarımızın da gerekli adımı atmasını diliyorum.
Necati Şaşmaz:
Herkes gibi 2 haftadır çok üzgünüm. Maalesef Türkiyemiz bunu hak etmiyor demekten başka bir şey söyleyemiyorum. Sanırım bize nazar değdi. Dinleyen bir toplum olmamız gerekiyor, aynı dili kullanmamız gerekiyor. Teknoloji çağında yaşıyoruz. Twitter'ımız var, ne güzel imkanlarımız var. Bunlar sayesinde ne güzel bize bilgiler geliyor ama bilgi kirliliği de var. İletişimdeki kopukluğu ancak birbirimize tahammülümüz ile giderebileceğimizi düşünüyorum.
Bu konudaki düşüncelerimi sayın Başbakanım ile paylaşmak istedim. 10 gün boyunca neler olduğunu anlamak için bekledim. O günden bugüne çok güzel gelişmeler oldu. Sorularımın cevaplarını ancak bugün alabildim.
Gezi Parkı'na gittiğime dair bir haber yayınlandı. Ben bunu yapmadım. Oradaki arkadaşların beni taraf etmeye çalışması hiç hoşuma gitmedi. Bu bir mahalle baskısı gibi geldi. O baskının esiri olmak istemedim.
Şu an da maalesef bütün dünya gözünde hepimiz için çok üzücü. Türkiye bunu hak etmiyor. Biz demokratik söylemlerimizi, özgürlük söylemlerimizi sadece sözde değil keşke görselde de dünyaya verebilsek. Maalesef dünya böyle görmüyor arkadaşlar. İnşallah güzel şeyler olur.