Erdoğan: Hayır, çukura hizmet

Düzenleyen:
Erdoğan: Hayır, çukura hizmet

POLİTİKA Haberleri

“Kandil, ‘Oylarımız ‘hayır’dır’ diyor. Ben hayır dersem, oyumun gideceği yer Kandil’dir. ‘Hayır’ demek, eşittir çukurdur.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TSK’nın Fırat Kalkanı operasyonunu başarılı bir biçimde yürüttüğünü belirterek “Batı dünyasında kimileri bu işlerden memnuniyet duyuyor kimisi duymuyor. Stratejimizi birilerinin memnuniyetine göre belirleyemeyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan dönüşü uçakta aralarında TGRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Yücel Koç’un da bulunduğu gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan’ın gündeme dair cevapları özetle şöyle:

El-Bab’da Türkiye’nin başarılı operasyonlar katettiği ortada. Rakka konusunda ABD ile hangi durumdayız?
Bizler temizlik harekâtı yapıyoruz, dersek yeridir. El-Bab’dan sonraki sürecimiz Menbiç olacak. Koalisyon güçleriyle müşterek adımlar atabilirsek Rakka sürecini beraber yürütmenin gayreti içindeyiz. Bu arada Rusya Federasyonu’ndan da “DEAŞ’a karşı mücadeleyi beraber sürdürebiliriz” biçiminde talepler gelmesi hâlinde, bu mücadeleyi hep birlikte sürdürmemiz söz konusu olabilir. Mart ayında Rusya ziyaretimiz olacak. Bütün bu konuları orada etraflıca ele alma fırsatımız olacak.

ABD’nin Menbiç ile tavrı nedir? SDG’ye ağır silahlar verdiğine dair iddialar var. Muhtemelen bu silahlar bize dönecektir.
 Yeni yönetimin Menbiç ve Rakka ile ilgili netleşmiş bir kararı var diyemem. Bize göre SDG bu işin içinde olmamalı. Bunların Menbiç’i boşaltmaları lazım. Zira, Menbiç Araplarındır. Hakeza Rakka tamamıyla Araplarındır. Orada 2500 DEAŞ’lı var. Bütün bu mücadeleyi ÖSO, Türkiye ve koalisyon güçleri hep birlikte destek vermemiz hâlinde bu iş çözülür.

Fırat Kalkanı Operasyonu’nun başarısı ve El-Bab’ın ele geçirilmesi uluslararası muhataplar nezdinde Türkiye’ye bakışı değiştirdi mi, etkiledi mi? Sizin bir süredir gündemde tuttuğunuz tehdidi kaynağında vurma prensibi meyve veriyor mu?
 Kaynağında vurma hususunda bütün güvenlik güçlerimiz, silahlı kuvvetlerimiz bu işi başarılı şekilde sürdürüyor. Bunlardan da netice alıyoruz. Bab ve çevresinde yaşananlar konusunda Batı dünyasında kimileri bu işlerden memnuniyet duyuyor kimisi duymuyor. Stratejimizi birilerinin memnuniyetine göre belirleyemeyiz. Yaptığımız iş doğru mu değil mi, biz buna bakarız.

ABD ile yeni bir döneme girildi. FETÖ’nün Kanada’ya başvurusu hakkında bilgiler var mı elinizde?
Bu tür haberleri bizler de duyuyoruz. Pensilvanya’daki çiftliğin macerası malum. Kanada bizim Pensilvanya ile ilgili düşüncelerimizi biliyor. Bizler gerekli olan bilgileri aktardık, gerek duyarsak kendileriyle de üst düzey görüşürüz. Şu an için gündemde olan sadece Adalet Bakanlığımızın, Dışişleri  Bakanlığımızın ve avukat arkadaşlarımızın ABD makamları nezdindeki girişimleridir. Sürekli olarak dosyalar gönderiliyor.

Suriye’de TSK ile Suriye rejimi ve Rus ordusunun karşı karşıya gelmemesi için hangi tedbirler alınıyor?
 Amacımız bu sürecin içinde görev alan komuta kademesinde yer alan insanlar olarak elimizden geldiğince o tür kazalara fırsat vermeden bunları yönlendirmektir. İnşallah süreci böyle yönlendireceğiz. Bu tür yanlışlar yaşanmasını istemeyiz. Hayırlısıyla Kuzey Suriye’deki 4-5 bin kilometrelik alandaki meydana gelebilecek olumlu gelişme, yapılacak yatırımlar, oradaki insanları da bize iltica etmiş insanları da rahatlatacaktır.

Referandum sürecinde kamuoyunda Cumhurbaşkanı meydanlara indiğinde hava değişir gibi bir yaklaşım var. Bu ortam “Evet” kampanyası için çalışması gereken parti teşkilatlarında yavaşlığa mı sebep oluyor?
 Bu süreçle ilgili olarak ben üzerime düşeni yapıyorum, yapacağım. Şu ana kadar 9 il dolaştım ve devam edeceğiz. Bazı televizyon programlarıyla da süreci değerlendirelim istiyoruz. AK Parti Genel Başkanı ve kadrosu da arazide. MHP de bu noktada çalışmalarını sürdürüyor, sürdürecek. Dayanışma içinde, ‘evet’ için çalışan bir heyetiz; bunu sürdüreceğiz. Bu 18 madde ile neler ülkemize gelecek, ülkemiz neler kazanacak, bunu anlatmaya çalışacağız. Çünkü milletimiz neye oy verdiğinin farkında olsun, bilincinde olsun istiyorum. Gün geçtikçe bu bilinç artıyor. Meydanlar giderek hareketleniyor. Demek ki halkımız bir şeyler almaya başlamış durumda.

Referandum sonucuna dair tahmininiz var mı?
 Anketler yapılıyor. Şu an benim değerlendirme yapmam erken olur. Ama olumlu olduğunu söyleyebilirim. Bu bilinç arttıkça, olumlu yaklaşım daha netleşecektir. Ciddi sayılabilecek kararsız bir kesim var. Henüz meseleyi tam kavramamış bir kesim. O da netleşecek, vatandaşlarımız istikametlerini belirleyecektir.

Kararsız seçmenlerin AK Parti ve muhafazakârlardan oluştuğu söyleniyor. Başörtülü bir öğrenciye saldırı olmuştu, CHP onları ziyaret etti, referandum konusunda itiraz için Anayasa Mahkemesine gitmediler. En son merhum Necmettin Erbakan ile ilgili anma toplantısına katıldılar. AKP, değil AK Parti demeye özen gösteriyorlar. CHP’deki pozitif siyaseti nasıl buluyorsunuz?
 Bunlar güzel şeyler... Aslolan nedir? Bu işe gönül verenlerin bunlardan ne çıkaracaklarıdır. Bu işlerde, niyet çok önemlidir. Sevgili Peygamberimizin çok çok güzel bir hadis-i şerifi var: ‘Ameller niyetlere göredir’. Sizin bu yaptığınız işte niyetiniz nedir? Onu halk gayet iyi anlar, bilir; orada niyetinizi iyi okur. Halk var ya ya halk, çok zekidir. Hafıza kaydını ilmik ilmik dışarıya döker. Ve oradan hemen çıkartır. Referandum konusunda benim temennim, birlik beraberlik içinde dayanışma içinde millî iradenin ortaya koyacağı neticeye hepimizin saygı duymasıdır.

MHP ve AK Parti dışında bütün siyasi aktörler bir araya geldiler ve ‘hayır diyorlar. Bu partiler ülke iradesi adına bir araya gelseler daha iyi olmaz mıydı? CHP’nin bu ülkeye fayda getirdiğine inanıyor musunuz?
 Cumhurbaşkanı seçildiğim 10 Ağustos’ta 14 parti birleşti. Birleşerek bir aday çıkardılar. Bu birleşme ne getirdi malum, yüzde 36 getirdi. O kadar. Biz de yüzde 52 aldık. Şimdi bazı dostlar şunu söylüyor. Şu parti, bu parti birleşti; bu konuşulmasa diyorlar. Mesela Kandil, ‘Oylarımız ‘hayır’dır, hayır verin’ diyor. Bunu bir kenara koyamayız. Bir defa şunu bileceğiz: Kişi sevdikleriyle beraberdir. Nitekim ben vatandaşımıza, ‘Böyle bir yanlışa düşmeyin’ diyorum. Ben hayır dersem, oyumun gideceği yer Kandil’dir. Hayır dersem bu ülkede gideceğimiz yer istikrarsızlıktır. ‘Hayır’ demek, eşittir çukur; ‘Hayır’ demek eşittir, o çukurların altında açılan şehirler demektir. Son Mardin operasyonlarında güvenlik teşkilatımızın girdiği evlerin altında açılmış tüneller ve şehirler bulundu; 1.500 kişi orada barınabilir diyorlar. ‘Hayır’ dersen oyun oraya gidiyor. 

3 bin DEAŞ’lıyı biz öldürdük!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye meselesiyle ilgili Türkiye’nin çabalarının onda birinin gelişmiş ülkeler tarafından gösterilmediğini söyledi. 4. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu’nda konuşan Erdoğan, AB ülkelerinin her fırsatta ülkemize demokrasi ayarı çektiğini belirterek şunları kaydetti: Ne yazık ki PYD’ye, YPG’ye silah desteğini verenler bu güçlerdir. Hepsinin elimizde belgeleri var. DEAŞ’a silah desteğini veren yine bu güçlerdir. DEAŞ ile mücadeleyi veren biziz. Ama Batı ne diyor, ‘Türkiye DEAŞ’a destek veriyor’ diyor. Ya DEAŞ’la mücadeleyi veren biziz. Şu anda Suriye’de bizler şehitler verdik, Özgür Suriye Ordusu şehitler verdi. Ama bizler Suriye’de hamdolsun 3 bini aşkın DEAŞ’lıyı da öldürdük. Buna devam edeceğiz.
Mülteci konusunda da değinen Erdoğan “Her ne kadar göç ve mülteciler konusu devletlerin ve uluslararası örgütlerin gündeminde üst sıralarda yer alıyor olsa da, meselenin daha çok güvenlik ekseninde tartışıldığını görüyoruz. Ne yazık ki sorunun insani, toplumsal, hukuki ve vicdani boyutu gündeme getirilmiyor. Sahil Güvenlik Komutanlığımız son 2 yılda 130 bin göçmeni denizlerde boğulmaktan kurtarıp ülkemize getirmiştir. Onlar bombalardan kaçarken, onlara Batı tel örgüler ile kapısını kaparken aynı şeyi biz yapamayız. Anadolu bir göçmen yurdudur. 500 yıl önce katliamdan kaçan Musevilerden, Batı Avrupa’daki Hristiyanlara, Çerkezlere kadar tüm ezilenler bu ülkede korunaklı bir çatı bulmuşlardır. Türkiye, mazlumlar için güven yurdudur” dedi.

G.Kurmay da o gazeteye dava açmalı

Hürriyet gazetesinin 28 Şubat’ı andıran başlığını ilk gördüğünüzde ne hissetiniz? Dün de bir karikatür çıktı yine Hürriyet’te. Bu başlıktaki olayı sürdürür anlamda mı?
Ben bunu hiç 28 Şubat’a benzetmek istemiyorum. 28 Şubat’ın siyasi iradesi farklıydı. Diyorlar ki genelkurmay başkanı benimle nasıl yurt dışına gelir? Bunlar dünyayı da tanımıyorlar. Başbakan bile istediği anda Genelkurmay Başkanı’nı yanına alır seyahatlere gider. Bunları geçiyorum. Kardak’a gidişini turistik ziyarete benzetiyorlar. Bence bu benzetmeyi yapanlara, Genelkurmay Başkanımızın da kuvvet komutanlarıyla birlikte dava açması gerekir. Bir Genelkurmay Başkanı’nı bir turist olarak gösteremezsin. 
Başörtüsü, dünyada Amerika ordusunda var İngiltere’de var, Batı ülkelerinde var. Oralarda oluyor da halkının yüzde 99’u Müslüman olan ülkede niye olmasın? Şu an bizim Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay dışında hanım kardeşlerimiz var. HSYK’da var Danıştay’da var, ilk derece mahkemelerinde var. Bundan niye rahatsız oluyorsunuz? Bunlara alışılacak. 
Mesela (Hasan Karakaya hakkındaki) taziye mesajı konusu. Velev ki taziyede bulundu, herhangi bir köşe yazarı için yapınca rahatsız olmuyorsun da, Hasan Karakaya için taziyeden niye rahatsız oluyorsun? 
Mesela, madalya alma konusu. Madalyayı veren onu kendiliğinden vermiyor ki, makamı adına veriyor. Genelkurmay Başkanımız almaya hak kazanmış, onlar da vermişler. Bunu sağa sola çekmenin anlamı yok. 
Arsa meselesi, zaten yalanlanmış bir konu...

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı cunta iddiasıyla açtı. KHK’lardan sonra düzenlemeler yapıldığı için orduda birilerinin rahatsız olduğu konuşuluyor. Belli bir kesim, mesela FETÖ dışındaki bir damar bu yapılanlardan rahatsız mı acaba? 
 Kim ne dediğinin farkında değil. Birçok gerçekler var ortada. Niye saptırıyorsunuz bunları? Açık net yürüyen bir sistem var. Artık birçok şey geride kaldı. 
Mesela Batı FETÖ’ye sahip çıkıyor. Ne zamandan beri tanıdılar da sahip çıkıyorlar? Normal bir sahiplenme mi bu? ‘Üst akıl’ ifadesini, ilk kez burada uçakta kullanmıştım. O üst akıl süreci irade ediyor. ‘KHK’larla ilgili bu sayılar çok değil mi, kararname çok çıkıyor, açığa alınma çok değil mi’ diyorlar. Size ne? Gidin Fransa’yla uğraşın? Oralarda da bazı terör olaylarının ardından OHAL’i aynı şekilde uzatıyorlar. Türkiye’de ise bir darbe girişimi olmuş. Bu kadar insanımızı kaybetmişiz. Sanki hiç bunlar olmamış gibi gelip bize hesap sormaya kalkıyorlar. ‘Fazla değil mi?’ diyorlar. Bunun sayısını onlar belirleyemez. Bunu, her şey durulana kadar, her şey yerli yerine oturana kadar ilgili makamlarımız, yargımız belirler.

Ekonomideki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
 Kurda gerileme başladı. Ben daha da ineceği kanaatindeyim. Bu konuda geldiğimiz nokta bunun sinyallerini veriyor. İşsizliğe gelince, iş dünyasından çağrımıza çok ciddi cevaplar aldık, alıyoruz. İşe alımlar devam ediyor. Yıl sonu itibarıyla çok daha iyi bir noktaya geleceğine inanıyorum. İstihdamda mevsimsel işsizlik de var. Yaza doğru bu istihdam noktasında ciddi alımlar olacaktır. Özellikle turizm sektöründe ciddi bir patlama yapacağız diye inanıyorum.
 

Hayırcıların bir diğer tezi de Erdoğan’dan sonra ne olacağı üzerine kurulu. Ne diyorsunuz?
 Bizler fâniyiz, bugün varız yarın yokuz. Temeli sağlam bir sistem kurar, bunu oturtursak, bu sayede nice Tayyip Erdoğanlar, nice başarılı yöneticiler çıkar. Sağlam bir sistemle, geleceğe daha kararlı şekilde yürürüz.

 

 

Düzenleyen:  - POLİTİKA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...