Alihan Aracı: Oyuncu olmayı ilkokuldan beri kafama koymuştum

Röportaj: Çağla Türk
cagla.turk@tg.com.tr

Kendinizden biraz bahseder misiniz?
27 yaşındayım. Genç, dinamik, yorulmak nedir bilmeyen; işine, kendisine, etrafına ve hayata karşı saygısı olan, eğitime çok değer veren biriyim. Lisans eğitimimi İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde tamamladım. Yüksek lisansıma ise Yıldız Teknik Üniversitesi’nde devam etmekteyim. Küçük yaşlardan beri oyunculuğa olan merakım, üniversitede tiyatro kulüpleriyle devam etti ve sonrasında televizyon dünyasına girmiş oldum.

Boş günlerinizde neler yapıyorsunuz?
Spor yapmayı çok seviyorum. Tenis, masa tenisi, yüzme ve futbol başta olmak üzere birçok spor dalı ile de ilgileniyorum. Dolayısıyla zamanımın bir kısmını bu sporlara ayırıyorum. Onun dışında tiyatro, kitap ve sinemayla da zamanımı geçiriyorum. Bir de çok sevdiğim Chow Chow cinsi bir köpeğim var; ismi Maya... Onunla vakit geçirmek de hayatımın vazgeçilmez bir parçası… 

Üniversitede tiyatro kulübüne girmişsiniz, sizi teşvik eden neydi?
İlkokul ve ortaokuldan itibaren oyunculuğa karşı yoğun bir ilgim vardı. O zamanlarda okulda amatörce devam eden bu ilgi, üniversiteye geçtiğim zaman tiyatro kulüplerinde devam etti. İstanbul Üniversitesi’nde okuduğum yıllarda da ajansa kayıt olmamla birlikte profesyonel oyunculuk hayatına başlamış oldum.

'Oyuncu olacağım' ne zaman dediniz? İstek ne zaman geldi?
Aşk ve Ceza dizisine başladıktan sonra bu işin içinde olmak istediğime karar verdim ve o yönde de çalışmalarımı sürdürdüm. Bugün 5. dizimde rol alıyorum, aynı zamanda Nice Uluslararası Film Festivali’nde 4 dalda aday olan ‘Suda Balık’ filminin başrolünde oynadım ve ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülüne aday gösterildim.

Ailenizde oyuncu var mı?
Hayır ailemizde oyuncu yok. Fakat annemin önemli ölçüde sanata yatkınlığı var. Tabloları ve rölyef çalışmaları evin duvarlarında asılı…

Mühendislik yapacak mısınız? Yüksek Lisans da yapıyorsunuz? 
C6- Yıldız Teknik Üniversitesi’nde inşaat mühendisliği alanında yüksek lisans yapıyorum. Şu anda mimar olan ablamla birlikte bir mimarlık-mühendislik ofisimiz var ve orada da güzel eserler vermeye, projeler üretmeye devam ediyoruz. 

Hedefiniz nedir? Hayattaki önceliğiniz nedir?
Öncelikle oyunculuk alanında ilk hedefim kendimi her geçen gün daha fazla geliştirmek. Daha birçok güzel işlerde yer almak, ödüllere aday olmak ve ödüller almak istiyorum. Nihai hedefim ise yurt dışında da önemli projelerde rol alabilecek seviyede bir aktör olmak. Hayattaki önceliğim ise hep daha iyi olmaktır! Daha iyi bir insan, daha iyi bir aktör, daha iyi bir inşaat mühendisi… Kendi ‘iyi’ kriterlerime göre her geçen gün daha iyi olmak istiyorum.

5 yıl sonra 'Kıvanç Tatlıtuğ' gibi olurum diyebilir misiniz?
Kıvanç Tatlıtuğ çok önemli bir isim. Bugün dünya çapında projelerde yer alabilecek bir aktör haline geldi. Fakat ben daha farklı kulvarlarda olduğumuzu düşünüyorum. Bir de ‘gibi’ olmaktan pek hoşlanmam ben, kendi yaşam kriterlerime göre hayatımda başarılı olmak ve ona göre bir yer edinmek isterim.

Son zamanlarda oyuncular set saatlerinden sıkıntı duyuyor. Sizin çalışma koşullarınız nasıl?
Bizim setimizde çok geç saatlere kadar çalışmıyoruz, hızlı bir setimiz var. Ama gene de diğer sektörlere göre daha çok mesai harcanan bir iş. Kimi zaman zor olabiliyor. 

Rol model olarak gördüğünüz bir isim var mı?
Benim örnek aldığım oyuncu Kerem Atabeyoğlu’dur. Kendisinin Türkiye’nin en yetenekli oyuncularından birisi olduğunu düşünüyorum. Onun dışında Almila Uluer Atabeyoğlu, Haluk Bilginer, Tamer Levent de örnek aldığım isimler arasında. Yurt dışından ise Morgan Freeman, Nicole Kidman, Peter Dinklage ve Tom Hanks hayranlıkla izlediğim oyuncular.

Yaşınızı hiç göstermiyorsunuz... Bunun bir zararını gördünüz mü?
Henüz bir zararını görmedim aksine yararını gördüm. İlerleyen yıllarda daha da avantaj sağlayacağını düşünüyorum. 

Şu ana kadar sizi en heyecanlandıran proje hangisi oldu?
Şu ana kadar beni en çok heyecanlandıran proje Suda Balık’tı ve bu projeyle de Nice Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu” dalında aday gösterildim. 

Nice Uluslararası Film Festivali’nde en iyi erkek oyuncu dalında aday olmanızı neye bağlıyorsunuz? Bu konudaki hislerinizi öğrenebilir miyiz?
Nice Uluslararası Film Festivali’nde aday olmamı filmde çok çalışarak ve yüreğimle oynamış olmama bağlıyorum. Aynı zamanda Tülay Kocatürk gibi bir yönetmen, harika bir senaryo ve çok başarılı bir ekiple çalışmış olmak da çok önemli. Çünkü bu iş tam olarak bir ekip işi ve biz o sette harika bir ekiptik. 

Set' kelimesi sizin için ne ifade ediyor?
12- Kamera, oyunculuk ve ikili ilişkiler…

Ev?  
Huzur 

 Kitap?    
Eğitici, öğretici, yol arkadaşı…