Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

İslamcı yazar tartışması: Tekkeye mürit aramıyoruz!..

Düzenleyen:
İslamcı yazar tartışması: Tekkeye mürit  aramıyoruz!..

POLİTİKA Haberleri

“Yol arkadaşıysan, pazara kadar değil mezara kadar gidilir. Bunların bir kısmı pazara kadar geldiler, sonra trenden indiler. Çok çirkin yaklaşımlara şahit olduk.”

İsmail Kapan Yeni Delhi-İstanbul
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupalı liderlerin son zamanlarda ‘Evet’çi kesildiklerini belirterek, “Şu anda ne yapmamız lazım’ havası içerisindeler. Yapılması gereken şey belli. Fasılları hemen açmaları lazım. Aksi taktirde bizim de bazı hesaplarımız olacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hindistan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin, ABD ziyareti, AB ilişkileri, referandum sonrası Türkiye gibi güncel konular hakkındaki sorularını cevapladı. Erdoğan özetle şunları kaydetti: 
 

AK Parti’yi destekleyen yazarlar arasında bir tartışma var. Daha çok dış politika tartışması üzerinden çıktı bu tartışma. Özellikle Avrupa’dan ve NATO’dan da önemli ve olumlu mesajların geldiği bu süreçte sizin görüşünüzü merak ediyorum. Nitekim Avrupa kurumlarının önde gelen bazı liderleri sizden randevu istedi... 
Burada iki ayrı soru var. Birinci konuya bir açıklık getirmem lazım. Bahsettikleriniz arasında, kurucusu olduğum -ki yarın inşallah tekrar üyesi olacağım- partiyi geçmişte desteklemiş olanlar bulunabilir. Ama onların bu desteklerini daha sonra da aynen sürdürdüklerini düşünmüyorum. Daha sonra ibreleri değişti. Yol arkadaşlığı, gönül arkadaşlığı önemlidir. Yol arkadaşıysan, gönül arkadaşıysan, pazara kadar değil mezara kadar gidilir. Bunların bir kısmı pazara kadar geldiler, sonra trenden indiler. Hele hele son dönemde, çok çirkin, kabul edemeyeceğimiz yaklaşımlara şahit olduk. Bu bir defa yolda, çizgide istikrarsızlıktır. Sırat-ı müstakim’den sapmadır. “İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor” deniliyor. Bir siyasi partinin çalışmalarında, İslamcı olmak ya da olmamak şeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki... Siyasi parti için esas olan, dürüst, ilkeli, vatanını milletini seven, parti ilkelerine uyacak insan aramaktır. Yapılması gereken budur. Ama bazıları işi tamamen şirazesinden çıkardı. İşi, kendi doğrularını benimseyen, kendilerinin belirledikleri çerçevede kalan insanları ‘doğru’, onun dışındaki insanları da ‘yanlış’ addetme noktasına getirdiler. Oysa hiç kimsenin böyle bir hakkı yok. Kaldı ki ebedi alemin ölçüsü hiçbirimizin elinde değil. Kimse bunu teraziye çıkarmasın. Hele hele çok ağır olacak ama uluhiyet davasına da kimse girmesin...

Batı’yla, Avrupa Birliği’yle ilişkileri de sormuştuk...
 AB ülkelerinin dışişleri bakanlarının Malta’da gayriresmî bir toplantıları oldu. Bizi temsilen de Mevlüt Bey katıldı. Şimdi âdeta ‘Evet’çi kesildiler... ‘Şu anda ne yapmamız lazım’ havası içerisindeler. Yapılması gereken şey belli. Fasılları hemen masaya yatırıp, Türkiye’nin önünü açmaları lazım. Aksi taktirde bizim de bazı hesaplarımız olacaktır. Hâlâ bekletmeyi, kapıları kapatmayı tercih ederlerse, biz de başımızın çaresine bakarız. İngiltere’den nasıl bir Brexit çıktıysa bizim de olabilir.
 

Ama Türkiye AB üyesi değil, üye olmadan nasıl çıkacak?
Üye olmadan da verebiliriz o kararı, yeter ki millet o kararı versin.
 

Siyasal İslam tartışması dünyada da yaşanıyor. İhvan’la ilgili tartışmalar olmuştu mesela. Yeni bir gelişme, Hamas’ın Siyasi Vizyon Belgesi’ni açıklaması. Belgede, 1967 sınırları içinde bir Filistin devletinin kabulünden söz ediliyor. Müslüman Kardeşler’e bir atıf söz konusu değil. Gannuşi’nin de Müslüman Kardeşler’le arasına mesafe koyan bir yaklaşım içinde olduğu yönünde haberler çıkmıştı. Tüm bu süreçleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben bu konuda netim. Müslüman Kardeşler teşkilatını terör örgütü olarak kabul etmiyorum. Ellerinde silah yok bunların. Tamamen fikrî altyapısı olan bir teşkilat bu.  Gannuşi’nin ve Halid Meşal’in onlar hakkında olumsuz bir kanaatleri yok. Hamas’ın geldiği noktayı, yeni bir siyasi vizyon belgesiyle açıklamış olması tabii ki önemlidir. 1967 sınırları içinde bir Filistin devletinin kurulmasının, ulusal uzlaşı formülünün temeli olacağını belirtiyorlar. Kudüs’ün Filistin devletinin başkenti olması gerektiğini vurguluyorlar.

Obama’nın kalıntıları...

Amerikan asker­­­­inin güney sınırlarımızda bölücü örgüt mensuplarıyla fotoğraflarının çıkmasından sonra bu kez de Amerikan zırhlılarını sınırımızda gördük. Bütün bu gelişmeler süreci nasıl etkiler? Rusların da Afrin’de benzer adımları attığı yönünde iddialar var...
Bizim son dönemdeki mücadelemiz Afrin tarafında değil, El Rai ve güneye iniyoruz. Dabık, El-Bab ve oradan doğuya gidiyoruz. Bahsettiğiniz ABD’lilerin olayı bizim hareket alanımız sınırları içinde cereyan ediyor. Ben, 16 Mayıs’ta ABD’ye yapacağım ziyareti önemsiyorum. Yapılanları, âdeta Obama döneminin bir kalıntısı olarak görüyorum. Ziyaretimizde tüm bunları sayın Başkan’la görüşeceğiz, resimleriyle kendilerine aktaracağız. Bunların bizi ne kadar rahatsız ettiğini ifade edeceğiz. Bu şekilde devam edecek olursa Amerika ile uzlaşma içinde olmamız mümkün değil. ABD’nin bizim düşmanımız olan terör örgütleriyle birlikte hareket etmesini tabii ki doğru bulmuyoruz. Sanıyorum ki Sayın Trump da bizim bu düşüncelerimize olumlu yaklaşacaktır. 
Bizler ülkemize yönelik tehdit ve tacizlere elbette izin veremeyiz. Tacizde bulunanlar olursa, gereği neyse yaparız. Nitekim Afrin tarafından da bizim topraklarımıza son dönemde yapılan saldırılar oldu. Biz angajman kurallarını işlettik. Onlara da gereken cevabı verdik.

 

Daha çok oy bekliyorduk

Referandumda Kürt kökenli vatandaşların yoğun olduğu bölgelerde “evet” oranı beklenenden yüksek çıktı. Bu durum Kürt vatandaşlar arasında çözüm iradesinin güçlü olduğunu mu gösteriyor? Yeni bir süreç beklentisi de oluşturuyor...
Beklenenden fazla çıkmadı. Aslında doğuda güneydoğuda biz daha fazla bekliyorduk. Ama güzel bir netice çıktı. Bazı yerde 1’e 2, 1’e 3, hatta 1’e 10 artış olan yerler var. Güneydoğu’daki Kürt kardeşlerimiz son 10 yılı terör örgütü PKK’nın çok ciddi zulmü altında geçirdiler. Hep silahla tehditle oy kullanmak durumunda kaldılar. Öyle ki muhtarlara tehdit yapılmıştır. Eğer başka partiye oy çıkarsa köy yakılır biçiminde tehditlerde bulunuyordu bölücü terör örgütü. Muhtar da o korkuyla oyları kendisi kullanıyordu... Namlu burada, oy bizde diyerek, zorla oy kullandırttılar insanlara. Acımasızca. Şimdi ise gerek Jandarma gerek polis gerekse korucular, güvenlik önlemlerini alınca hamdolsun bahsettiğiniz gelişme yaşandı. 
Kentsel dönüşüm ve değişimle birlikte bölgenin altyapısının güçlendirilmesi, hendek vs’lerin kapatılması neticesinde Güneydoğu artık giderek güzelleşiyor. Sur şu anda bambaşka. Dicle de bambaşka akıyor. Oralardaki insanlarımız artık pikniğe gidebiliyorlar. Oraları terk etmek zorunda kalan kardeşlerimizin inşa edilen güzel evlere geri dönüşleriyle hayat normale dönecek. Artık çarşıda pazarda gece karanlığında bile dolaşanlar var. Oradaki hava olumlu istikamette gelişiyor. Güneydoğu aslına rücu ediyor. 
Ben gençlik yıllarımda güneydoğuda siyasi çalışmaları gittiğimde teşkilat mensuplarımız bizi evlerinde misafir ederlerdi. Sabah hemen yer sofrasında kahvaltımızı yapardık. 

Önce Fransa’daki OHAL’i görün!..

Avrupa, Türkiye’nin OHAL’i uzatmasından endişe duyduğunu söylüyor. Nitekim FETÖ’yle mücadeleye bile müdahil olmaya kalkışıyorlar.
Fransa OHAL’i 1,5 yıl gibi bir sürece yaydı. Ama bu süreci şu anda işte buyurun 1 Mayıs’ta Bastille’de yine olaylar oldu. Hâlbuki OHAL var. Hadi durdur, durduramıyor. Fransa’nın OHAL’ini görmeyen Batı, bizim huzur içinde sürdürdüğümüz süreci eleştirmeye kalkıyor. Türkiye’deki OHAL ne yaptı? Sermayeden bir şey mi götürdü, insanların işlerini mi etkiledi? OHAL olmasa, PKK ve FETÖ ile bu kadar rahat mücadele edemeyiz. Kaldı ki bizdeki durumu Fransa’dan tümüyle farklı. Fransa, birkaç terör hadisesi oldu diye OHAL ilan etti. Bizde ise terör yapılanmaları, devleti yıkmaya teşebbüs ettiler. Birilerini memnun etme adına bu mücadeleden vazgeçemeyiz.

İslamcı yazar tartışması: Tekkeye mürit  aramıyoruz!..

Hindistan Başbakanı Narendra Modi

BM Güvenlik Konseyi 196 ülkeye üyelik imkânı sağlamalı. Biz dâhil Hindistan, Japonya ve Almanya’nın daimi üye olma arzusu zaten var. Biz Hindistan’a ‘Reform talebinin başını siz çekin’ diyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

Düzenleyen:  - POLİTİKA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...