Samim Saner: Kimlik kartı olmayan yiyeceği tüketmeyin

Düzenleyen:
Samim Saner: Kimlik kartı olmayan yiyeceği tüketmeyin

SAĞLIK Haberleri

Hileli, ilaç kalıntılı, kötü saklanmış, sağlığa zararlı katkı maddeleri içeren yiyecekler ve içecekler hastalıklara zemin hazırlıyor. Uzmanlar “gıda terörü”nden korunmak isteyen vatandaşın ambalajsız, etiketsiz gıdaları almamasını tavsiye ediyor…

Ziyneti Kocabıyık

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye genelinde yaptığı denetimlerin sonuçlarını zaman zaman kamuoyu ile paylaşıyor. Listeyi incelerken gördüklerimiz her seferinde âdeta kanımız donuyor. Lahmacunda, sucukta, salamda at eti, hazır köftede sakatat, yoğurtta domuz jelatini, kırmızı biberde kiremit tozu, zeytinde ayakkabı boyası, glikozdan bal, peynirde kireç,  hatta bazı yiyeceklerde ilaç etken maddesine rastlanıyor. Kanserojen olmasın diye “sokaktan satın aldığımız” sütün içine bozulmaması için çamaşır sodası konulduğunu öğreniyoruz. Biraz daha araştırınca gıda ürünlerinin yüzde 25’inin taşıma sırasında zayi olduğu bilgisine erişiyoruz. Tabi bunların tamamının imha edilmeyip bir kısmını piyasaya verilme ihtimalini düşünmek bile beslenirken nasıl bir tehlike altında olduğumuzu gözler önüne seriyor. Ek olarak kontrolsüz kullanılan tarım ilaçları, katkı maddeleri, gıdalara bulaşan çevre kirliliği ve GDO’lu ürünleri de sayarsak biz tüketiciler olarak kısaca “gıda terörü” olarak adlandırabileceğimiz bu duruma karşı tamamen savunmasız hâldeyiz. 
Peki yediğimiz içtiğimizden emin olmak mümkün mü? Bilinçli bir tüketici olarak nelere dikkat etmeliyiz? Soruları Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner’e sorduk.

AMBALAJI GIDANIN KİMLİK KARTIDIR
Yediğinden içtiğinden emin olabilmek için vatandaş ne yapsın?

Satın alınan gıdanın nerede, kimin tarafından ne zaman üretildiğinin, hangi ortamda saklandığının, nasıl tüketilmesi gerektiğinin bilinmesi gerekir. Bu da üzerinde etiketi olan ambalajlı gıdalarda söz konusudur. Etiket bir ürünün kimlik kartıdır. Vatandaş ambalajsız ve etiketsiz gıdayı mümkün olduğunca satın almamalı ve aldığı ürünün etiketini de iyi okumalıdır. 
Yemek yediği yerleri seçerken de denetlendiğinden emin olduğu lokantaları seçmelidir. Yemek yediğiniz yerin temizliğinden emin olmak istiyorsanız önce tuvaletine bakın. Tuvaleti temiz olan lokantanın mutfağı da temizdir.

Yiyip içtiklerinizin müfettişi siz olun

Güvenli gıdaya ulaşmak her geçen gün zorlaşıyor. Denetimlerin çoğu zaman hileli üretimi ve pazarlamayı engelleyemediğini söyleyen Samim Saner “Tükettiğiniz gıdanın takibini ancak siz yapabilirsiniz” diyerek, üzerinde en fazla spekülasyon yapılan gıdalarla ilgili bilgi verdi:
 

BALI KOKLAYARAK ANLAYAMAZSINIZ
En çok hile yapılan gıdaların başında bal geliyor. Vatandaş balın sahte olup olmadığını nasıl anlasın?

Balın orijinal olup olmadığını tadarak ya da koklayarak anlamak mümkün değil. Balın saflığı ancak analiz yaptırılarak anlaşılabilir. Güvenilir markaların ürünlerini almaktan başka çare yok. Açıktaki yöresel  balları almayın.
 

TAVUKTA HORMON YOK 
Tavuk eti ne kadar sağlıklı?

Tavuk eti ile ilgili gündemde olan iddiaların bir kısmının hiçbir bilimsel dayanağı yok. Tavuklarda hormon kullanılmıyor. Antibiyotik kullanımı ise  kesinlikle yasak. Bu risk yasa dışı üretim yapılan yerlerden alınan, merdiven altı üretim yapan markaların tavukların da ortaya çıkabilir. Tüketiciler,  Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan onay almış, kontrol altında üretim ve kesim yapılan tavukçuluk işletmelerinin tavuk ürünlerini güvenle yiyebilirler.
 

SÜT SOKAKTA SATILMAZ
Kutu sütlerinin sağlığa zararlı katkı maddesi içerdiği düşünülerek, çoğu anne çocuğuna kutu sütü içirmek istemiyor ve sokak sütçülerini tercih ediyor. 

Sokak sütü menşei belirsiz bir süttür. Ancak yeni yayınlanan bir gıda tebliğine göre, kontrollü şekilde denetimli çiftliklerde üretilen sütlerin, sağıldıktan sonra en geç 48 saat içinde çiğ süt olarak satışına izin var. Sokak sütçülüğü halk sağlığı için ciddi bir tehlikedir. Vatandaşın UHT sütlerden ve diğer kutu sütlerden korkmasına gerek yok. Bunlar ısıl işlem görmüş yani kaynamış sütler. Pastörize süt kaynamış ve şişelenmiş sütlerdir. Onlar sizin yerinize kaynatmış ve şişelemiş…

MARKASIZ YOĞURT ALMAYIN
Yoğurtların da aylarca bozulmadığı ve bu yüzden kanser yaptığına ilişkin bilgiler var
.
Bunlar hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bilgiler. Fakat unutmamalıdır ki, yoğurt hilenin olabileceği, içine katkı maddelerinin eklenebileceği bir gıda. O nedenle bilindik markalardan alışveriş yapıp güvenilir ürünleri almaları lazım. Her önüme gelen yerden yoğurt almamaları lazım. Yoğurtların bozulmamasının sebebi de teknolojinin gelişmesi, kimyasal ve biyolojik keşiflerin üretime aktarılması ile ilgili bir durum. Bozulmayan yoğurt zararlıdır diye bir şey yok. 

YUMURTAYI YIKAMADAN SAKLAYIN
Yumurtayı nasıl saklayalım?

Yıkamadan buzdolabında saklamak gerekir. Tavukları da yıkamadan saklamak gerekiyor. Yıkamadan da pişirmek gerekiyor. Çünkü yıkamak, tavuğun üzerindeki bakterilerin etrafa yayılması anlamına geliyor. Siz pişirdiğiniz vakit öldürme imkânına sahipsiniz. Dolayısıyla doğru pişirmek yeterlidir. 

Samim Saner: Kimlik kartı olmayan yiyeceği tüketmeyin

Köy imajı suistimal ediliyor

Son dönemlerin market trendlerinden biri de yöresel pazarlar. Bu pazarlarda satılan ürünler genellikle iyi bilinmeyen markalar. Vatandaş bu marketlere ne kadar güvenebilir?
Bunların büyük bir kısmı köy imajının suistimal edildiği yerler. Satın alınan endüstriyel yumurtalar samana ve çamura bulanıp sepetlere konulup buralarda köy yumurtası diye satılıyor.  İşini doğru yapanlar da olabilir ama şu anki sistem bunu ayırt etmeye pek müsait değil. O sebeple tüketicilerin ambalajlı, kimin tarafından üretildiği bilinmeyen ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın izni altında üretilmeyen hiçbir hayvansal ürüne itibar etmemesini öneriyoruz. 
ORGANİK ALDATMACASI
Buralarda satılan ürünlerin bir kısmı da yüksek fiyatla, organik diye pazarlanıyor.

 Organiklik ve geleneksel üretim arasında, gıda güvenliği açısından çok büyük farklar yok. Doğru ve usulüne göre yapıldığı vakit ikisi de güvenilir ürünlerdir. Diğer taraftan organik ürünlerin de gerçekten organik olup olmadığını bilmediğiniz müddetçe, sadece parasal olarak daha pahalı bir ürün almış oluyorsunuz. Aldığınız ürün organikse ambalajlı olmalı, üzerinde organik etiketi bulunmalıdır. Organik etiketi yoksa, kesinlikle güvenmeyin. Açık bir ürünün organik olması çok büyük bir suiistimal konusudur. Çok iyi biliyoruz ki, “organik olmayan çürümez” şeklindeki yanlış algıdan dolayı,  çürük elmaları halden alıyorlar, organik diye satıyorlar.

 

 

Düzenleyen:  - SAĞLIK
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...