Polat Yağcı: Patronluk değil dostluk önemli

Düzenleyen:
Polat Yağcı: Patronluk değil  dostluk önemli

MAGAZİN Haberleri

Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses gibi birçok ünlü ismi çatısı altında barındıran Polat Yağcı “Ben sevginin peşindeyim. Sanatçılarla patron ilişkisinden çok abi-kardeş ilişkisi içindeyim” diyor.

Burcu Çetinkaya

Bu haftaki röportajım Polat Yağcı ile. Girişimci ve çalışkan olmanın başarıya giden yoldaki önemini anlatan bir hayat hikayesi var. Titizliği, ciddiyeti ve düzeni ise ofisinden içeri girdiğiniz anda hemen fark ediliyor. Polat Yağcı’nın şirketi şu anda Orhan Gencebay, Cengiz Kurtoğlu, İbrahim Tatlıses, Volkan Konak, Hande Yener, Zara, İntizar, Hakan Altun, Serkan Kaya, Sami Özer, Seksendört, Kutsi, Mithat Can Özer, Levent Yüksel, Murat Dalkılıç, Emre Altuğ, Tan Taşçı, Ümit Sayın, Toygar Işıklı, Ahmet Selçuk İlkan, Röya, Altay ve Berksan’ın da aralarında olduğu 50 ismi çatısı altında barındırıyor. Bu isimlerle çalışmaya giden yol aslında düğün salonlarında çay yaptığı ilkokul yıllarında başlamış. Sorularıma verdiği cevaplarda da ofisindeki titizliğini yansıttı ve çok dikkatli davrandı ama derin detaylar var cevaplarda.. İyi pazarlar ve bu satırları yazarken yarış için bulunduğumuz Bulgaristan Rallisi’nden selamlarımla…
¥  Nasıl bir çocuktunuz?
Çok uslu olduğum söylenemezdi ama yıkıcı derecede yaramaz da değildim. Muziplik sınırındaydım sanırım. Klasik ‘afacan’ davranışları bende de vardı. Babaannemlere gittiğim zaman mahallenin zillerine basar, kaçardım. Apartmandaki elektrik şalterlerini indirir, milleti karanlıkta bırakırdım. Mahallede mutlaka bir şey satardım. Biraz daha ticari girişimleri fazla bir çocuktum sanırım.
¥ İlk paranızı ne zaman kazandınız?
İlkokul ikinci sınıfa gittiğim zamanlardı. Evdeki oyuncaklarımı, bakkaldan aldığım sakızları, çikolataları dahil ettiğim bir çekiliş düzenlemiştim. İlk paramı o şekilde kazandım.
¥  Hayat nerede ve nasıl değişti sizin için?
İlkokulda diyebilirim. Düğün salonlarında okul çayı yapıyordum. Doğum günü, mezuniyet adı altında organizasyonlar düzenliyordum. Daha sonra büyük işler ve organizasyon işine profesyonel olarak 1997 yılında İstanbul’a geldiğim sene başladım. İlk çalıştığım kişi Yalçın Menteş idi. Hayat benim için İstanbul’da o dönemler değişmeye başlamıştı.
¥  Yolculuğunuzun dönüm noktaları, kilit insanları var mı?
 Birçok dönüm noktası var. Askerlikten sonra şimdiki eşim o zaman kız arkadaşım idi Çanakkale’de üniversitede okuyordu onun yanına Çanakkale’ye gitmiştim. Akol Otel’in sahibi Ali Akol’la tanıştım ve otelin barını işletmeye başlamıştım. Ali Akol hayatımın ilk dönüm noktasıdır. İkinci dönüm noktası da Kutsi ile çalışmaya başlamamdır.
¥  Birçok merak edilen ünlü isim ile çalışıyorsunuz, onlarla çalışmak nasıl?
 Her sanatçının kendi içinde bir özelliği var. Kimi sanatçı vardır sana ticareti öğretir. Kimi sanatçı maneviyatı, kimi huzuru öğretir. Kimi sanatçı okuldur, kimi sanatçı ise öğrenci. Bu yol paylaşımlarla güzelleşen bir yol. Siz elinizde olanları paylaşırsınız, karşınızdaki de kendi elinde olanı. Karşılıklı bir sevgi, saygı, tecrübe ve emek alışverişidir bu.
¥  Güç insanın hayatında neleri değiştiriyor?
İnsan hayatında elde edilen güç değil, o gücün nasıl ve ne için kullanıldığı önem taşır bence. Gücü doğru kullanırsan her şeyi değiştirebilirsin. Önemli olan gücü zamanında ve yerinde, doğru bir amaç için kullanabilmektir.
¥ Çalıştığınız sanatçılar ile nasıl ilişkileriniz var? Dostluk mu yoksa bir mesafe var mı?
Çalıştığım sanatçılarla patron, prodüktör, yapımcı ilişkisinden çok abi, kardeş, dostluk ilişkileri içerisindeyim. Ben sevginin peşindeyim. Saygı zaten duyulması zorunlu bir şey. Biri size saygısızlık yaptığında, hakaret ettiğinde, küfür ettiğinde o kişiden kanun önünde hesap sorabilirsiniz. Yani saygı bir zorunluluktur. Sevgi ise öyle değil. Kimse sizi sevmiyor diye, onu suçlayamazsınız. Bu yüzden zor olan sevgiyi kazanmaktır. Ben zoru başarmak için çalışıyorum.
¥  Sizi yoran, üzen istekler oluyor mu, sanatçılar arasında eleştirdiğiniz huylar var mı?
 Yormak değil de bazı zamanlar fikir ayrılıkları olabiliyor. Kimi sanatçının kendine göre doğru olan istekleri sana göre doğru olmayabiliyor. O zaman devreye inandığınız doğrularla birbirinizi ikna etme yoluna gidiyorsunuz. Ben ikna ediyorsam benim dediğim oluyor. Eğer ikna ediliyorsam, karşımdaki kişinin dediği oluyor. Bu anlamda gereksiz bir inatlaşmaya hiç girmedim, girmem. Asıl olan işin yürümesidir.
¥  Birçok sanatçı sizin çatınızın altında. Rekabet veya birbirini kıskananlar oluyor mu? Nasıl idare ediyorsunuz?
 Başarının olduğu her yerde tatlı kıskançlıklar ve rekabetler olur. Rekabet her zaman daha fazla başarıyı getirir. Ama bizim şirkette herkes birbiriyle çok yakın ilişki içerisinde olduğu için öyle bir şey söz konusu değil. Hatta aile içerisindeki güzel birliktelikler güzel işlerin, başarılı projelerin de ortaya çıkmasına vesile oluyor.
¥  Yeni iş alanlarında da görecek miyiz sizi? Var mı yeni projeler?
 Ses ve görüntü.. İnsanın kendini ifade etmesindeki en önemli iki unsur. Sanatta da bunu müzik, tiyatro, sinema ve televizyon aracılığı ile karşımızdakine aktarırız. Bu nedendir ki  sesin ve görüntünün kullanıldığı her alanda olabilirim. Bugün müzik, yarın sinema veya televizyon… Bu sektörün her yerinde varız zaten. 
¥  Rakiplerinizle aranız nasıl?
 Rakipler demek çok da doğru değil aslında. Geniş resimde bizler, aynı sektörü yüceltmek için çalışan insanlarız. Zaman zaman rekabet tabii oluyor ama hedef aynı.... Kaldı ki, ben bir başkasıyla yarışmam. Konsantrasyonumun merkezi hep kendi işlerimdir. Tabii etrafa gözlerimi kapatmam ama kendi yaptıklarımla ölçerim kendimi. Kendimi yenmek en büyük hobim...
¥  Asla çalışmam diyeceğiniz sanatçılar var mı?
 Asla çalışmam diyeceğim sanatçılar mutlaka ki var. Herkesin kriterleri vardır. Benim de kendime göre belirlediğim çizgiler var.
¥  Evdeki Polat Yağcı nasıl birisi? Nasıl bir eş, nasıl bir baba?
Bunu anlatmam zor ama kısaca şöyle diyebiliriz; aile kavramına çok önem veririm. Pazar günlerim mutlaka ailemle geçer, ama hafta içi işkolik bir Polat Yağcı var.
¥  Eski, çocukluk arkadaşlarınızdan yakın görüştükleriniz var mı?
 Tabii ki var. Canım sıkıldığında, kafamı dağıtmak istediğim zaman ilk gittiğim yer Turgutlu oluyor. Arkadaşlarımla oturup, muhabbet etmek veya Turgutlu’da olmak beni deşarj ediyor.
¥  Kariyerinizde ders aldığınız hatalarınız var mı? Varsa neler?
Olmaz mı? Para verseniz alamayacağınız dersleri, hayat size verir. Önemli olan o derslere vakıf olabilmek. Yapılan hatadan gereken dersi çıkarır aklınıza kazırsınız. Yapılan hatayı ise unutursunuz... Geçmişte yaşamamak lazım.
¥ Çocukluğunuzda unutamadığınız bir anınız varsa anlatır mısınız?
 Küçükken Turgutlu’da kurulan pazarda Ümit diye bir arkadaşım ile alışveriş yapan insanların poşetlerini taşır para kazanırdık günde 5/6 kere gidip gelince enerjimiz bitiyordu daha fazla iş yapmak istediğim  için baktım tek başına olmuyor  mahalledeki çocukları topladım 12 arkadaşım ile taksi sırası gibi sıra yaptım sırası gelen insanların poşetlerini taşıyordu ben paraları toplayıp akşam bölüştürüyordum. Sanırım bu bir organizasyon yeteneği. Çocukken de bir nevi organizasyonun içindeymişim aslında.

Polat Yağcı: Patronluk değil  dostluk önemli

Kısa Kısa

¥  Sizi en duygulandıran şarkı:
 Fatih Kısaparmak-Bu Adam Benim Babam, Ahmet Kaya- Nerden Bileceksiniz, İbrahim Tatlıses-Ben İnsan Değil Miyim?,Sezen Aksu Kınalı Kuzum, Orhan Gencebay-Dilenci. Bu 5 şarkı benim için çok özel.
¥  En sevdiğiniz yemek:  İlk öğrendiğim şeydir yemek seçmemek. Nimeti ayırmam...
¥  En son hangi kitabı okudunuz ve ne hissettirdi size:
 Birden fazla kitabı aynı anda okuyorum genelde. Walter Isaacson’un yazdığı Steve Jobs’u okuyorum. Etkileyici bir kitap. Diğer yandan da Necip Fazıl şiirleri var başucumda.
¥  En son hangi filmi izlediniz ve yorumunuz:  En son Tolgahan Sayışman ve Bade İşçil’in başrolü paylaşmış olduğu ‘Eski Sevgili’ filmini izledim. Çok güzel, romantik bir aşk filmiydi.
¥ İzlemeyi en sevdiğiniz spor:  Futbol
¥  Uyanmayı en sevdiğiniz şehir:
Çanakkale
¥ İstanbul’da sevdikleriniz ve sevmedikleriniz:  Sevdiklerim; İstanbul boğazı, şehrin tarihi ve kültürel yapısı, kozmopolit ve ulaşılabilirliği. Sevmediğim şeyi ise trafiği.
¥  Memleket sizin için ne demek: 
 Aşk demek, var olma sebebi....
¥   Dünyada en sevdiğiniz seyahat mekanı:  Bora Bora

 

 

Düzenleyen:  - MAGAZİN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...