Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

İstanbul'daki FETÖ ana davasında ikinci duruşma

Düzenleyen:
İstanbul'daki FETÖ ana davasında ikinci duruşma

GÜNDEM Haberleri

İstanbul'daki "ana darbe soruşturması" davasında atama listesinde adı "sıkıyönetim komutanı" olarak geçen eski Korgeneral Erdal Öztürk ifade verdi. İzindeyken isminin kullanıldığını iddia eden Öztürk, "Benim ismime leke sürenlerden şikayetçiyim" dedi.

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin, İstanbul'daki "ana darbe" soruşturması kapsamında, aralarında FETÖ elebaşı Fethullah Gülen, 6 general ve 17 subayın bulunduğu, 9'u firari 15'i tutuklu 24 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün yapılıyor.

Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binadaki büyük salonda, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya 13 tutuklu sanık katıldı.

Duruşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile darbe teşebbüsünde şehit olan 89 kişinin yakınlarının yanı sıra, "suçtan zarar gören" kurum ve kuruluşlar adına avukatlar da hazır bulundu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fatih Karakuş'un duruşma savcısı olarak görev yaptığı duruşma, tutuklu sanık eski 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Erdal Öztürk’ün çapraz sorgusu yapıldı.

ERDAL ÖZTÜRK'E ÇAPRAZ SORGU
Duruşmada çapraz sorgusu yapılan sanık Öztürk, Mahkeme Heyeti Başkanı Cem Karaca'nın "Terör saldırısı denilerek dışarıya çıkıldığı savunmaları yapılıyor. Toplumsal olaylarda kolluk kuvvetlerini destekleme kapsamında asker kışladan dışarıya çıkabiliyor mu?” sorusu üzerine şunları söyledi:

"15 Temmuz'dan önce daha çok DEAŞ ve PKK'nın saldırıda bulunacağı şekilde duyumlar geliyordu. Kışlalardaki emniyetin artırılması, kışla dışındaki emniyetin sağlanması için de polisle işbirliği gerekiyor. Ancak kışlaların dışına çıkılması valinin kararına bağlıdır. Aksi taktirde kışladan çıkılması söz konusu değildir. Öyle bir talep olursa dahi önce polis, sonra jandarma en son olarak asker çıkar." 

"İSMİMİ KULLANDILAR"

Cumhuriyet Başsavcıvekili Fatih Karakuş da sanığa, "Darbe başarılı olsaydı sizin atama listesinde sıkıyönetim komutanı olacağınız belirtiliyor. Sizce bu durum olağan ve makul mu?" diye sordu. 

Sanık Öztürk, bu söylentilerin doğru olması halinde kendisinin de önceden haberinin olması gerektiğini savunarak, "Ancak beni hiç kimse aramadı. Ben izindeyken onlar toplantı yapıp benim ismimi kullanarak istismarda bulunmuşlar. Sadece benim ismimi değil, Genelkurmay Başkanının da bu işin içinde olduğunu söyleyerek katılım sağlamaya çalışmışlar" ifadelerini kullandı. 

"İSİMLERİNİ BİLSEM SÖYLERDİM"

Sanık Öztürk, Başsavcıvekili Karakuş’un, "Atama listelerini oluşturanların FETÖ'cü olduklarını söylüyorsunuz ancak bunların kim olduklarını söylemiyorsunuz. Kim bu isimler?” sorusuna, "Ben, sınırlı bilgilerimle konuşuyorum. Bildiklerim basına yansıyanlar kadardır. Uzay Şahin'i biliyorum. Keşke diğerlerini de bilseydim söylerdim" şeklinde yanıt verdi.

"İSMİME LEKE SÜRENLERDEN ŞİKAYETÇİYİM"

Bunun üzerine araya giren Başsavcıvekili Karakuş, "Ankara'daki davalarda da aynı şeyi yapıyorlar, suçu firari ve kaçak olanların üzerine atıyorsunuz. Buradaki sanıklar arasında bildiğiniz kimse yok mu?" diye tepki gösterdi.

Öztürk de "Sanıklardan Muzaffer Düzenli'den de şikayetçiyim. Kendisiyle konuştum her şeyi inkar ediyor. Benim ismime leke sürenlerden şikayetçiyim" dedi.

"YAKINIMDAN ÖĞRENDİM"

Avukat Yasin Şanlı, "22.25'te darbenin olduğunu öğrendiğinizi söylediniz ancak televizyonlara çok sonra çıktınız, bu gecikmeyi neyle izah ediyorsunuz. Aradaki zamanı nasıl açıklıyorsunuz?” sorusuna Öztürk, şu yanıtı verdi:

"Bir yakınımın araması üzerine İstanbul'da hareketlilik olduğunu öğrendim. 3 dakika sonra vekil olan tümgenerali aradım cevap vermedi. Diğer tümgenerali aradım, sırasıyla AK Partili bir milletvekili olan eski bakan aradı bana ne olduğunu sordu. 'Ben de ne olduğunu çözmeye çalışıyorum' dedim. Sürekli telefonla Jandarma Komutanını aradım, normal şartlarda basına açıklama yapma şansım yok. MİT’le görüştüm. MİT'ten yardım talep ettim. Basının bizi aramasına yardımcı oldular. O bakımdan onlara da teşekkür ederim."

Avukat Şanlı’nın darbe gecesi kalkışmada aktif görev alan İlhan Talu ve Bahadır Köse’yi aramasının sebebini sorması üzerine Öztürk, Genelkurmay Karargahının akıbetini öğrenmek için aradığını öne sürdü.

Sanık Öztürk, bu kişilerin darbeci olmayacağını düşündüğü için aradığını savunarak, sıkıyönetim direktifinde bu kişilerin imzasının olmadığını anlattı.

"BİR ÖMER HALİSDEMİR YETİŞTİREMEDİN Mİ?"

Avukat Cüneyt Toraman’ın, "Darbenin başarısız olacağını düşündüğünüz için mi iki gün önce izne ayrıldınız?" sorusu üzerine Öztürk, izin planlamalarını 2015 yılında yaptığını anlattı.

Toraman, sanık Öztürk'e "Bir Ömer Halisdemir’i neden yetiştiremediniz. Güvenilir bir askeriniz hiç mi yoktu? Televizyonlara çıkıp anlattınız güzel de neden güvendiğiniz birini bırakmadınız?" sorusunu yöneltti.

Öztürk bunun üzerine, şöyle devam etti: 
"O gece 900 kilometre uzaktayım, ben birliklerin derhal kışlalara dönülmesi emrini cumhurbaşkanının açıklamalarından 1,5 saat önce verdim. Telefonla emir yazdırdım, birlik komutanlarına emir verdim, yetmedi televizyonlara çıktım, bir kez de oradan söyledim, benim yaptığım Ömer Halisdemir’in yaptığının bir diğer şeklidir. Ben bu şekilde müdahale ettim. Şehitlerimizin acısı yüreklerimizin derinliklerindedir. Allah rahmet eylesin."

Sanığın bazı sorulara maksatlı olduğunu söylemesi üzerine söz alan avukat Yurdal Kılıçer, "Sanığın sorulan sorulara 'Maksatlı sorular', 'hala anlamamışlar', 'anlamadınız' değerlendirmeleri haddine değil. Üslubuna dikkat etmesi gerekir." dedi.

Sanık Öztürk, "Darbe gecesi 'Erdal Paşa ne diyor?' şeklinde şaşkınlık ifadesi içeren yazışmalar var, şaşkınlığının sebebi darbeye destek olduğunuzdan kaynaklı olabilir mi?" şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi:

"İsmimi bu listeye yazıp Türkiye'ye dağıtmışlar 'Erdal paşa ne yapıyor' yazan şahıs İstanbul dışında biri. İstanbul’da görev yapan kimseden böyle bir tepki gelmiyor. Şahsın bu ifadesi, listenin kendisinde yaşattığı algılama ve sonrasında yaşadığı paniktendir. Burada esas olan benim tavrımdır, ne yaptığımdır. O listede adımı görüp de beni televizyondan görmesi korkutmuş olabilir." 

"HAYALİ SORULAR SORUYORSUNUZ"

Sanık Erdal Öztürk, atama listesinde isminin yazılmış olma nedeninin tekrar sorulması üzenine, "Bu Haşhaşilerin, hem bedenlerini hem ruhlarını okyanus ötesindeki adama satan bu adamların gelip Türk adaleti önünde yargılanmasını talep ediyorum." karşılığını verdi.

Bazı avukatların sorularına tepki gösteren Erdal Öztürk, "Burada ısrarla suçlu oluşturmaya çalışıyorsunuz. Masum olamaz mıyız? Bir tane delil yok, elinizde hayali sorular soruyorsunuz." dedi.

Öztürk, tümgeneral iken emekli olmak istediğini ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın isteğiyle göreve devam ettiğini iddia etti.

Öztürk’ün çapraz sorgusunun ardından mahkeme heyeti duruşmaya öğle arası verdi. 

Aranın ardından tutuklu sanıklardan eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler’in savunmasının alınması bekleniyor.

351 SAYFALIK İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafından hazırlanan 351 sayfalık iddianamede, İstanbul genelinde şehit edilen 89 kişi ''maktul'' sıfatıyla, olay tarihinde kaçırılmaya teşebbüs edilen 15 Temmuz'da 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Harp Okulu Komutanı olan Mesut Özel, Deniz Harp Akademisi Komutanı Tayyar Ertem ve eşi Emel Ertem ile Harp Akademileri Komutanı Tahir Bekircioğlu "müşteki", aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bulunduğu 89 kişi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, 65. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, Doğan Şirketler Grubu Holding, Digitürk Genel Müdürlüğü, Casper Bilgisayarlar Sistemi Anonim Şirketi de ''suçtan zarar görenler'' sıfatıyla yer alıyor.

BİR NUMARALI SANIK GÜLEN

İddianamede, davanın "1" numaralı sanığı FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in yanı sıra, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Albay Ahmet Zeki Gerehan, Kurmay Albay Onur Özden, Kurmay Albay Rıfkı Keser, Kurmay Albay Uzay Şahin, Kurmay Yarbay İrfan Arat, Kurmay Yarbay Engin Durmaz ve Kurmay Binbaşı Mehmet Murat Çelebioğlu, hakkında yakalama kararı bulunan firari sanık olarak geçiyor.

Davada, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Erdal Öztürk, Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Eyyüp Gürler, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, Tuğgeneral Yüksel Durak, Kurmay Albay Ahmet Gümüş, Kurmay Albay Mehmet Kapan, Kurmay Albay Muzaffer Düzenli, Kurmay Albay Müslüm Kaya, Kurmay Albay Nebi Gazneli, Kurmay Albay Ömer Faruk Özköse, Kurmay Albay Sadık Cebeci, Kurmay Yarbay Şakir Çınar, Kurmay Yarbay Fatih Karakaya ve Kurmay Binbaşı Murat Yanık, tutuklu olarak bulunuyor.

İSTENEN CEZALAR

İddianamede, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen hakkında, "Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme", "tasarlayarak bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle kasten öldürme", "cebir kullanarak, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs etme, "cebir kullanmak suretiyle gece vakti, silahla, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ve birden fazla kişi tarafından birlikte konut dokunulmazlığını ihlal etme", "silahlı terör örgütü kurmak", "kara ulaşım araçlarının alıkonulması", "hava ulaşım araçlarının alıkonulması", "gece vakti, cebir kullanmak suretiyle, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle iş yeri dokunulmazlığını ihlal", "haberleşmenin engellenmesi", "iş yeri dokunulmazlığını ihlal", "silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi" ile "silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi'' suçlarından 92 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 56 yıldan 174 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Sanıklar Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, Tuğgeneral Eyyüp Gürler, Muzaffer Düzenli, Uzay Şahin, Onur Özden, Ahmet Zeki Gerehan, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Murat Yanık'��n da aynı suçlardan ayrı ayrı 92 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 56 yıldan 174 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Engin Durmaz, Mehmet Kapan ve Fatih Karakaya hakkında 47 kez, Sadık Cebeci hakkında 17 kez, Nebi Gazneli, Müslüm Kaya hakkında 6 kez, Şakir Çınar, Rıfkı Keser, İrfan Arat, Ömer Faruk Özköse, Ahmet Gümüş, Erdal Öztürk ve Yüksel Durak hakkında ise üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

"YURTTA SULH KONSEYİ" İSTANBUL YAPILANMASI

İddianamede, İstanbul'daki darbe girişimi faaliyetlerini, öncesinde yaptığı toplantılarla planlayan, görev dağılımı yapan, kontrol altına alınacak bölgeleri belirleyen veya girişim günü icrasında yönlendirici ve azmettirici vasıfta olup darbe girişimi kapsamında hakimiyet sağlanması için işlenen muhtelif suçlardan doğrudan veya dolaylı fail sıfatıyla sorumlu olan "Yurtta Sulh Konseyi'' İstanbul yapılanmasının, Fethi Alpay, Mehmet Nail Yiğit, Özkan Aydoğdu, Eyyüp Gürler, Muzaffer Düzenli, Uzay Şahin, Onur Özden, Ahmet Zeki Gerehan, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Murat Yanık isimli sanıklardan oluştuğu vurgulanıyor.

İSTANBUL'DA 89 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

İstanbul'daki darbe girişimiyle ilgili istatistiki bilgilerin de yer aldığı iddianamede, askerlerin eylemleri sonucu 2'si asker, 5'i polis, 82'si sivil vatandaş olmak üzere toplam 89 kişinin hayatını kaybettiği, kolluk görevlileri dahil 719 kişiye karşı hedef gözetmeksizin silahla veya tankla ateş açılarak öldürülmelerine teşebbüs edildiği, eylemlerin yöneldiği mağdurlardan 685'inin yaralandığı, 34'ünün yara almadan kurtulduğu, 155 kişinin yaralama kastıyla gerçekleştirilen eylemlerin mağduru olduğu, kolluk görevlileri dahil 148 kişiye karşı yağma ve hürriyeti tahdit eylemi gerçekleştiği, 214 özel şahsa ait mal ile askeri kurumlara ait olanlar hariç 25 kamu malının zarar gördüğünün tespit edildiği belirtildi. 

ORDU KOMUTANININ KAÇIRILMASINA TEŞEBBÜS

İddianamede, olay tarihinde 1. Ordu Komutanlığı görevini yürüten müşteki Orgeneral Ümit Dündar'ın darbeci askeri kanat tarafından hazırlanan sözde atama listesine göre mevcut görevine son verilerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görevlendirildiği belirtildi.

Darbeci unsurların ele geçirdiği 1. Ordu Komutanlığı Harekat Merkezi'nde bulunan Eyyüp Gürler ve Ahmet Zeki Gerehan'dan alınan talimatla Harp Akademileri Komutanlığında öğrenci subay olan Muammer Karaman, Batur Alp Çakır, Murat İlhan ve Mehmet Akif Aslan'ın silahlı ve teçhizatlı şekilde saat 22.30 sıralarında müşteki Ümit Dündar'ın Fenerbahçe Orduevi sahasında bulunan konutuna gittikleri anlatılan iddianamede, ev içerisinde dolaşarak ve sorarak müştekiyi aradıkları ancak bulamayınca ayrılarak görevli oldukları 1. Ordu Harekat Merkezine döndükleri anlatıldı.

Düzenleyen:  - GÜNDEM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...