Güneş, Beşiktaş'ı Türkiye'ye değerlendirdi

Düzenleyen:
Güneş, Beşiktaş'ı Türkiye'ye değerlendirdi

SPOR Haberleri

Tecrübeli teknik adam, Avrupa’nın 1 numaralı kupası için “Ne biz, ne F.Bahçe, ne de G.Saray, Şampiyonlar Ligi’nde final için hazır” dedi

HASAN SARIÇİÇEK

Nevzat Demir Tesislerindeyiz… Sezonu şampiyon olarak tamamlamış olan Beşiktaş’ın hocası Şenol Güneş ile birlikteyiz. Gelecek adına Beşiktaş ve Türk futboluna neler vadediyor, onu merak ediyoruz. Ancak, gündemdeki ‘opsiyon’ meselesi, hocayı öyle bir germiş ki, röportajımız hiç beklemediğimiz ortamda başlıyor ama sevindirici olan sonrasındaki o güzel, keyifli hoş sohbet… İşte o röportajdan öne çıkanlar…
-Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu hedefte mi?
-Başkanımız Fikret Orman, ‘5 yıl’ diye hedef koymuş ama bu 3 yılda da gerçekleşebilir. Ancak bu bizim futbol ülkesi olduğumuz anlamına gelmez. Biz, 2002’de dünya üçüncüsü olduk ama futbol ülkesi olarak 3’üncü olamadık. Sadece Dünya Kupası’nda üçüncü olduk. Şimdi, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Başakşehir hangimiz Şampiyonlar Ligi’nde final oynamak için hazırız? Hiçbirimiz değiliz. Gerçek bu. Barcelona, Real Madrid, B.Münih, hatta Dortmund çok güçlüler… Bize bu sezon bunlardan biri gelecek. Çıkana bakacağız.
-G.Saray UEFA’yı kazanırken hazır mıydı?
-Galatasaray da hazır değildi ama UEFA Şampiyonu oldu. Olur mu, olur. İyi kadro, iyi şeyler ile bir defa olur peki niye devam ettiremedik? İşte burası önemli. Barcelona’yı orada sürekli görüyor musun, görüyorsun. Yarı final, çeyrek final ama görüyorsun… Ya da Bayern Münih’i, Real Madrid’i ve diğer takımları sürekli görüyor muyuz, görüyoruz. İşte iddialı olmak, budur. Öyle olduğu zaman o hedefleri konuşabiliriz. Hayır, bizde her şey sorunlu ama her şeyin en iyisi olmak istiyoruz, bu mümkün mü?
-Barcelona ve Real Madrid’den eksiğimiz ne?
-Hangisini sayayım? Kulüplerimiz borçta, teknik adamların, oyuncuların kalıp gideceği belli değil. Biz var olanı kullanmıyoruz. Kafa başka yerlerde…Sonuca endeksli yaşıyoruz, oyuna endeksli olmalıyız. Kulüp yapımızı, vizyonumuzu, anlayışımızı geliştirmeliyiz. Transferimizi, ekonomimizi güçlendirip, sonra hedefleri düşünmeliyiz. M.United, grupta hep eleştiriliyordu, UEFA Şampiyonu olarak doğrudan Şampiyonlar Ligi’ne gitti. Yatırımlarıyla onu hak ediyor, hocası dahil bütün takımı dağıtır ve yeniden kurar. Bundan dolayı problem yaşamaz. Biz de öyle mi? Şampiyon oluyor, hesap veriyorsun, hesap verdin mi de, kulüp darmadağın oluyor. Adamlar, başarıyı, ekonomiye, yeni zaferlere dönüştürüyor. Biz de o markalar gibi olmalıyız, o noktada değiliz. Tabii ki onlar şampiyon olacak.
-Şampiyonluk baskı oluşturuyor mu?
-Şampiyonlar Ligi’nde, UEFA Ligi’nde oynadık ama ezilmedik. İsmi ne olursa olsun, maç oynuyorsun, işini yapacaksın… Şampiyonluk güzel tabii… Emek istiyor, bunu sadece bir kişi vermiyor, takım, yönetim, seyirci, medya veriyor, herkes katkı yapıyor, böylesine güzel işi her takım istiyor. Şampiyon olunca, 18 takım arasında bir tane oluyorsun. Dolayısıyla şampiyonluk önemli. Bunun maddi tarafı var kulüp için, oyuncu için. Şampiyonlar Ligi’ne girdiğinde karşılığını alıyorsun, Avrupa’da yarışıyorsun. Oraya gitmek isteyen çok oyuncu, çok hoca var, çok kulüp var. Bu da sorumluluğunuzu artırıyor ama bu baskıya dönüşmemeli.
-Sizce, en iyi futbol oynayan takım?
-Türkiye’de en iyi futbolu Beşiktaş oynuyor ama bu büyük hedefler için yetmez. Daha iyi olabilir miydik, olabilirdik, şampiyonluğu daha önce ilân edebilirdik. Beklenmedik sıkıntılar yaşadık. Oğuzhan sakatlık geçirdi, üç ay bizimle olamadı, sıkıntı yaşadık. Tolgay kötü mü oynadı, hayır ama kafamızdaki plan değişti. Talisca yeni geldi, tam oturdu derken o da sakatlık geçirdi. Aboubakar sezon başında yoktu. Caner sakattı. Bunlara rağmen şampiyon olduk. Hakem, saha, zemin, rakip, medya, o bu, şu, hep mazeret üretiyoruz… Kafada önce şampiyonluğu hak edecek oyunu keyif alıp, verecek şekilde oynamak olmalı… Oyuncularıma hep, bunu anlatıyorum. Belki de başarımızın asıl sebebi bu.
-Aboubakar, F.Bahçe’ye giderse?
-Aboubakar’ın Fenerbahçe’den teklif alması güzel bir şey. Demek ki, işimizi iyi yapmışız. Kalır mı, gider mi, onu bilemiyorum. Mukavelesi biten futbolcu her yere gidebilir, buna alışmak lazım. Geçen sene onlardan bize Gökhan ile Caner geldi, bizden de onlara gidenler olabilir ancak bu futbolcunun kafasına girerek, aklını çelerek olmamalı. Bana da Lens’i soruyorlar, ‘İyi ama benim oyuncum değil ki’ diyorum… Ya gelirse, ‘Geçen sene Robin van Persie geliyor’ dediler, adam Fenerbahçe’ye gitti. Mukavelesi biten oyuncu her yere gidebilir, bunda sorun yok.
-100. yıldan fazla gol yediniz, neden?
-Bu sezonu, 100. yıl ile ölçmek yanlış. Bu sezon ligin en az gol yiyen iki takımından biri Beşiktaş. Geçen seneye göre de daha iyi durumdayız. Futbol 14 yıl öncesine göre çok değişti, hızlandı, tempo kazandı, hâliyle fark olacak. Ancak savunmamızda zaaflar var, onun için mutlaka bir stoper alınmalı, diyorum. Haa, çok basit hatalardan kötü goller yedik. Geçen sezon başarılı olan takımı koruyarak girmedik lige. Böyle bakınca çok başarılı olduğumuz bir gerçek.
-Sizin için en zor oyuncu kim?
-En zor oyuncu, hiç bilinmeyendir. Adam, sigara içer, oraya buraya gider, arkadaş ilişkisinde problem vardır. Bunları bilir, tedbirini alırsınız. Hayır bunların hiçbirini yapmıyor ama içinde kötülük var ve ben de onu göremiyorsam o zaman ne olacak? Bence en zor oyuncu ikincisi. Adam el kol hareketi yapıyorsa, onu görüyoruz, biliyoruz. Hatalarını telafi ederiz. Bu kolay, diğeri zor.
-Bu manada Quaresma?
Quaresma iyi çalışıyor, hırslı ve iyi niyetli. Önünde 10 sene daha var. (Hoca gülüyor). Adam geçen sezondan iyi… İnanıyorum ki, önümüzdeki sezon daha iyi olacak. Onu gençlere örnek gösteriyorum. Talisca’ya, Oğuzhan’a ‘Quaresma bir çalışıyorsa siz iki çalışmalısınız’, diyorum. Oğuzhan ve Talisca büyük yetenekler… Orta sahamız harika. Kanatlarda sorun yok. Avrupa maçlarında Caner ve Adriano’yu bir arada oynattım. Bu haliyle iyiler… Caner, Adrinao, Babel hepsi de çok iyiler.
-Yeni sezondaki Beşiktaş?
-Takım olduğumuzun bilincindeyiz. Oyun prensibimiz belli… Yine hücum etmeliyiz. Oyunumuzu rakibe kabul ettirmeliyiz. ‘Efendi Beşiktaş’ dedik, bunu devam ettirmeliyiz. Yine efendi ve örnek olacağız. Fair Play için oynayacağız. Futbolumuzdan önce kendimiz sonra seyredenler keyif alacak. Seyirci önemli güç… Taraftardan isteğim, bizi sevmeye devam etsinler, rakiplerimize de saygı göstersinler. Rakiplerimiz olmadan biz, futbolumuzu ve konumuzu geliştiremeyiz. Yeni sezonda buna uygun tezahürat üretsinler. Bazen hatalı tepkiler oluyor. Sen, Olcay’ı rahatsız edersen, ben de oyundan almak zorunda kalırım. Bu yanlış. Tolga çok iyi bir kaleci, şampiyon olduğumuz ilk yıl iyi işler yaptı, yıpranmıştı. Fabri geldi, uyum sağladı, oynadı. Bu sezon hangisi kalede olur, zaman gösterecek. Ayrıca Utku da geliyor.
-Teknik adam kıyımı ve yönetimler?
Türk teknik adamlar iyi bir noktaya geldi. Ancak değerlendirmelerde sorun var. Şahsen, Millî Takım’da, Trabzon’da darbeler yedim. ‘Hoca başarısız’ deniyor, gönderiliyor. Kime ve neye göre başarısız? Ölçü ne? Trabzon’da buradan başarılı oldum ama başarısız dediler. Tolunay iyi iken ayrıldı. Geçen sezon Mustafa Akçay en iyi teknik adamdı ayrıldı, ne oldu bilemiyorum. Rıza Çalımbay, Kasımpaşa ile olmadı, Antalya’ya gitti, takım da kendi de çok iyi bir yere geldi. Ha keza Okan Buruk, Göztepe’den Akhisar’a geldi, müthiş bir çıkış yaşadı. Bunun gibi örnekler çok, demek ki sorun hoca da değil. Bence yönetimlerin yanlışı bu, yönetimler sabırlı olmalı, aldığın hocaya inanmıyor musun? İşte ben bunu yıkmaya çalışıyorum. 

Güneş, Beşiktaş'ı Türkiye'ye değerlendirdi

Medyaya rağmen şampiyon olduk!

Medya, 4. Kuvvet mi? Bazen 1, bazen sıfır oluyor… Onlar beni sevmedi, ben de onları sevmedim gibi görünüyor ama 50 senedir beraberiz. Kızsak da sevsek de bir aradayız, hiçbir yere gitmeyin, medya olmazsa olmaz. Kızgınlığım, gereksiz işlerle uğraşıyor… Bu takım kendini aşmalı derse, buna katılırım ama kötü eleştiri olarak kullanırsa, katılmam… Antrenörlere gereksiz baskı yapmamalı… Baskı altında insan haklı olduğu konuda bile derdini anlatamıyor…
Bu şampiyonluğun en güzel tarafı bu, medyanın tutumuna rağmen şampiyon olduk, Allah dürüst olana, çalışana veriyor, millette bizi bu yönüyle seviyor. Darbe de yesen, sonunda bir yere gelirsin. Biz darbeleri çok yedik. Ben kavga eden adam değilim. Ağzı var dili yok, biriyim. Bana, adam ‘Korkak’, diyor. ‘Geri zekâlı’ diyor… O saygısızlığı hak eden biri değilim. Bütün bu, basitlikleri insanın yaşına büyüklüğüne veriyorum.

 

Başakşehir çıtayı yükseltti

Başakşehir geçen yıl dördüncüydü, olağanüstü işler yaptı çok iyi bir çıkışla şampiyonluk yarışında rakibimiz oldu. Sonra Türkiye Kupası’nda finale geldi, Konya ile birlikte. İkisinde de hedefe ulaşamadı. Eğer hedef birincilikse, başarısız,  dördüncülükten yukarı ise başarılı. Hangisine bakacağız şimdi. Ellerinde kupa yok, şampiyonluk yok… Konya’yı yenseydik, diye üzülecekler mi? Ya da bizden bir şey olmayacak mı, diyecekler. Seneye en azından ikinci olmaları lazım, ama belki onu da bulamayacaklar. Çıta öyle yükseldi ki, altına düşmemeliler, büyüklükse, bu…Onun için diyorum ki, şampiyonluğu hedef koymayalım…  Tabii şampiyonluğu her takım ister. Zaten, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un ismi orada hep geçer. Beşiktaş’ın ismi daha çok geçer.  Ama hedefe futbolu koyarsan işin kolay.

 

KELİMELER ÜSTÜNE
Sinema: Son 2 yılda sinemaya hiç gitmedim.
Yemek: İnanın zamanım olmadı… En son sanıyorum, Moda Yelken Kulübü’ne gittik, bizim dünürlerle.
Yıldız: Ben yapmıyorum… Onlar çalışarak başarıyor.
Sevgi: Torunumu göremiyorum epeydir. Çok özledim.
Değer: Önemli olmaktan çok daha iyidir, değişime açık ol ama değerlerini kaybetme…
Şöhret: Gelip geçici şeyler, esiri olmamalı.
Tevazu: Olman gereken şekilde ol, herkes gibi…
Tefekkür: Sahada teslimiyeti kabul etmem ama Allah’a karşı teslim olmak gerekir.
Para: Elinin kiri, araçtır amaç olmamalı.
Emek: Alın teri kurumadan karşılığı verilmeli.
Gül: Gülü gülene ver, kalbini sevene ver, sevmek güzel şeydir, dedim, nereye çektiler, işte o zaman fıttırıyorum.
Görüş: Fikri sabit olmamak gerekir. Saygı duyulması gereken entelektüel bakış.
İletişim: Beni eleştiriyorlar iletişim kuramıyorsun diye ama kişiye göre değişir.
Rol: Nedir bilmem. Hasan ile ne konuşacağım diye düşünmem. Herkesin de öyle olmasını düşünürüm.
Kitap: Kişisel gelişim kitapları okuyorum.

Seyircifaktörü 
Başakşehir kaç bin seyirci yapabilir, son Adana maçında iki bin kişiye oynadı. Bir defa ana kollardan birisi eksik. Onun için kupa finalinde Konya avantajlıydı. Ama Konya’nın da zaafı başka, başarısız olursa o seyirciyi de kaybeder, böyle bir dezavantajı var.

 

 

 

Düzenleyen:  - SPOR
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...